24 Kasım Öğretmenler Günü

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

24 Kasım Türkiye’nin Arap alfabesinden, Latin alfabesine geçişini simgelemektedir.

Bilindiği gibi Türkler, önce Göktürk ve Uygur alfabelerini, İslamiyet’in kabulü ile 8. Yüzyıldan itibaren de Arap alfabesini kullanmışlardır. Cumhuriyet döneminde, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan bir yasa ile de Latin alfabesini kullanmaya başlamışlardır. Yeni harflerin öğrenilmesi ve okur-yazar oranının yükseltilmesine yönelik, 24 Kasım 1928 de açılan “Millet Mektepleri’nde” eğitim seferberliği başlatılmıştır. Atatürk birçok kente giderek yeni alfabeyi tanıtma ve benimsetme çalışmalarına etkin biçimde katılmıştır. Bu çalışmalarından dolayı Bakanlar Kurulu O’na 2 Kasım 1928 günü “Başöğretmenlik” sanını vermiştir. Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü ise 1981 yılından beri Türkiye de Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

Uluslararası öğretmen örgütlerinin katkılarıyla 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO’nun “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı“nı almalarından sonra UNESCO, 1994 yılında 5 Ekim’i “Dünya Öğretmenler Günü” olarak ilan etmiştir. Eğitim Enternasyonalinin kararıyla da 5 Ekim, “Dünya Öğretmenler Günü” olarak kutlanmaktadır.

Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı,” öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlayan, bu anlamıyla uluslararası düzeyde yapılmış bir toplu sözleşme niteliği taşır.

Bu belge, öğretmenlikte işe alınma, seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki öğretmenlerin mesleki sorunları, iş güvencesi, öğretmenin hak ve sorumlulukları, disiplin işleri, ve mesleksel bağımsızlık gibi konuları kapsamaktadır.

Öğretmenlerin ücretleri, çalışma süresi ve koşulları, izinleri, tatil, eğitim-öğretim yardımcı personelleri, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile ilgili düzenlemeler, aile yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konuları içermektedir.

“Tavsiye Kararı”, Türkiye tarafından da kabul edilmesine ve altına imza atılan bir belge olmasına karşın, siyasi iktidar bu konulardaki yükümlülüklerini bugüne kadar yerine getirmemiştir.

Öte yandan Kurtuluş Savaşı’nın ve genç Cumhuriyetin tüm ilerici değerleriyle savaşan, devrimci sol değerleri yok eden 12 Eylül faşist rejimince, Atatürk’ün “Başöğretmen” sanını alışından 53 yıl sonra, 100. doğum yılı nedeniyle TBMM’nce 24 Kasım’ın “Öğretmenler Günü” olarak kabul edilmesi anlamlıdır.

Bu dönemde 5000 öğretmeni zindanlarında işkenceden geçiren, mesleğinden atan, birçok öğretmeni katleden 12 Eylül faşist rejimi, 220 bin üyesi ve 670 şubesi ile dünyanın en büyük öğretmen örgütlerinden biri olan TÖB-DER’ i bu dönemde kapatmış, yüzlerce yönetici ve üyesini ağır cezalara çarptırmıştır.

Bu dönem, 12 Eylül faşist yönetiminin öğretmeni açlıkla, baskıyla, işkenceyle sindirmeye çalıştığı bir dönemdir.

24 Kasım; öğretmen örgütlenmesinin günümüze kadar engellendiği ve akıl almaz baskılarla günümüzde de sürdürüldüğü bir anlayışın ürünüdür.

24 Kasım Öğretmen yetiştirme kaynağının kurutulduğu, her kaynaktan yetişenin öğretmenlik yapacağı ve öğretmenlik mesleğinin yozlaştırılmaya çalışıldığı bir dönemin ürünüdür.

24 Kasım’ın dayanağı üreticisi 12 Eylül faşist yönetimidir.

12 Eylül faşist yönetiminin baş mimarı uluslararası emperyalizmdir. 12 Eylül döneminde öğretmenlerle ve kitle örgütleriyle ilgili verilen hukuk dışı kararların etkisi hala devam etmektedir. 100 yıllık mal varlığı devletçe gasp edilen TÖB-DER hala kapalı tutulmaktadır. Bu durum 12 Eylül faşizminin tasarruflarının hala yürürlükte olduğunun en açık örneğidir.

İşte öğretmenlere dayatılan 24 Kasım Öğretmenler günü, hala sürmekte olan bu eli kanlı faşizmin bir ürünü olarak Türkiye’de kutlanmaktadır. Üstelik Cumhuriyetin değerleri de bu olaya alet edilerek…

24ks1

Bugün 24 Kasım 2014

Öğretmenlerimizin çalışma ve yaşam koşulları sürekli kötüleşmektedir. Geçen hafta yapılan bir araştırmaya göre Öğretmenler yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır.

Öğretmenlerimizin, %79’u bankalara, %81’i kredi kartlarına, %41’i esnafa, %39’u çoğu tefeci olan çevresindeki kişilere borçludur. %40 da ailesinin desteği ile yaşamaktadır. %53ü kirada, %47 si ise ailesi ve kendine ait evlerde oturmakta, %34’ü de ek iş yaparak yaşamını sürdürmektedir.

Öğretmenlerimiz 21. yy da, uluslararası sözleşmelere karşın, grevli toplu sözleşmeli sendikal hakkı yoktur.

Toplumsal yaşamın tüm sorunlarını omuzlarında taşıyan öğretmenlerimizin siyasi partilere girme ve siyaset yapma yasağı devam etmektedir.

Öğretmenlerimiz yöneticilerini seçememektedir.

Eğitimin paralı hale getirilmesiyle milyonlarca çocuk ve gencimiz eğitim hakkını kullanamamaktadır.

Özelleştirme politikalarıyla eğitimin yükü, öğrenci ve velilerin omuzlarına yıkılmıştır.

 

Kamusal eğitime bütçeden ayrılan pay giderek düşürülmekte, ayrılan ödenek de, yatırımdan çok cari giderlere harcanmaktadır.

Kalabalık sınıflar ve ikili eğitim devam etmekte, öğretmenlerin verimliliğini büyük ölçüde düşürmektedir.

Öğretmenlik mesleği giderek itibarsızlaştırılmaktadır.

Türkiye`de öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en az ücret alan durumdadır.

Öğretmen açıkları gün geçtikçe artmakta, açıklar “ücretli öğretmenlik” uygulaması ile kapatılmaktadır.

300 bini aşkın işsiz öğretmenin ataması yapılmamaktadır. Ataması yapılmayan 43 işsiz genç öğretmen intihar etmiştir.

Sendikal çalışmalara katılan binlerce devrimci öğretmen sürgün dahil çeşitli cezalara çarptırılmışlardır.

Elbette öğretmenler günü kutlanmalıdır. Bu gün, halkla birlikte, halkla iç içe öğretmen ve eğitim sorunlarının tartışıldığı, çözümler üretildiği ve öğretmenlerin sendikal dayanışmasının gerçekleştirildiği bir gün olarak kutlanmalıdır.

Elbette öğretmenin bir günü olmalıdır. Bu gün, “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” olabileceği gibi 24 Kasım da olabilir. Köy Enstitülerinin kuruluş günü olan 17 Nisan, Öğretmen Okulları’nın kuruluş günü olan 16 Mart, ilk öğretmen örgütü olan Muallime ve Muallimler Cemiyetleri Birliği’nin kuruluş günü olan 7 Mayıs da olabilir. Ya da öğretmenlerce seçilecek bir başka gün de olabilir. Önemli olan bu günün öğretmenin özgür iradesi ile belirlenmesidir.

12 Eylül faşizminin dayatması olan bir günü öğretmenlerin içine sindirmesi mümkün değildir.

Öte yandan öğretmenler günü, klasik olarak kutlanan, yenilen içilen, devlet erkânının sahte nutuklarına zemin hazırlayan bir gün olmaktan çok, öğretmenlerin birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelesinin simgesi olan bir gün olmalıdır.

“Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı”nda belirtildiği gibi, öğretmenler günü, öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlayan, işe alınma, seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki öğretmenlerin mesleki sorunları, iş güvencesi, öğretmenin hak ve sorumlulukları, disiplin işleri ve mesleksel bağımsızlık gibi konuların irdelendiği, öğretmenlerin ücretleri, çalışma süresi ve koşulları, izinleri, tatil, eğitim-öğretim yardımcı personeli, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile ilgili düzenlemeler, aile yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemelerin, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konuların tüm kamu oyunca bilince çıkarıldığı, tartışıldığı, çözümler üretildiği bir gün olmalıdır.”

 24ks2

Siyasal iktidarca yüz yıllar boyu öğretmenlere dayatılan faşizan baskı ve uygulamaların, ancak öğretmenlerin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılacağına, bu tür dayatmaların da gene öğretmenlerin örgütlü mücadelesi ile aşılacağına inanıyoruz.

Bu anlayışla, tarih kompleksine takılmadan, öğretmenlerimizin insanca yaşayacağı koşulların yaratılması ve öğretmen saygınlığının yeniden inşasını sağlayacak örgütlü mücadele geleneğimizin daha da yükseltilmesi dileğiyle Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.                                                                 

                                                                                                                      Tahsin DOĞAN

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir