ABD’nin Isıran Yüzü: Vahşi Emperyalizm–Serkan Yaman

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Busefer bir kitap tanıtımı yapalım. Okumadan, görmeden, yaşamadan fikir sahibi

olamayacağımıza göre… Kitabın adı: VAHŞİ ABD EMPERYALİZMİ*.  Yazarı: Noam Chomsky.

Chomsky’i bilen bilir. Ben bir başka açıdan, Said’in sözleriyle onu size tanıtacağım:

“ Yanlış anlaşılmasın entelektüellerin gülme özürlü, sürekli şikâyet halinde insanlar olması falan gerekmiyor. Noam Chomsky ya da Gore Vidal gibi ünlü ve enerjik muhalifleri düşünmek bunun ne kadar yanlış olduğunu göstermeye yeter.” ( Edward Said, Entelektüel, Ayrıntı yayınları, s.16 )

“ Chomsky o bildik şoven – ‘biz’im müttefiklerimizin yardımına koştuğumuz yahut Moskova ya da Çin kökenli bir darbeye karşı özgürlüğü savunduğumuz türünden – anlayışların ötesine geçip ABD yönetiminin davranışlarının altında yatan gerçek güdüleri gösterirken Dışişleri Bakanlığı’nın kendilerine danışmasını ya da Rand Corporation için çalışmayı arzulayan tastiknameli bilirkişiler bu alana girmediler.” ( Said, age., s.80 )

“ Bizimki gibi son derece güdümlü bir kitle toplumunda hakikati söylemenin amacı esasen, bilinen olgulara uygulanmış bir dizi ahlaki ilkeye –barış, uzlaşma, acıların azaltılması gibi- daha çok tekabül eden, daha iyi bir durumun ortaya çıkarılmasıdır. Amerikalı pragmatist filozof C.S. Peirce buna olası kılma ( abduction ) adını vermiş ve bu tasım günümüzde ünlü entelektüel Noam Chomsky tarafından ustalıkla kullanılmıştır.”( Said, age., s.96)

HARDT BENCE NET DEĞİL
“ ABD emperyalizmini bir zombi olarak düşünüyorum” diyor Michael Hardt; “ bir ölü olarak…”Sonra da ekliyor: “ Bir şeyler yapmaya da devam ediyorlar.” ( Ayrıntı Dergi, s. 49-50 ).  

ABD neyin peşinde?
Biz iyisi mi sözü Chomsky’e verelim: “Bu politikalar ‘muhafazakârlık’tan bütünüyle uzaktır. ‘Reaksiyoner Müfrit Milliyetçilik’ olarak isimlendirebileceğimiz gibi, daha kaba terimlerle ifade edebilmemiz de imkân dahilindedir. ABD politik sisteminde muhafazakârlıktan pek az esintiler mevcuttur. Güçlü, yasa tanımaz, saldırgan ve vahşi bir devletin, zenginlerinin zenginliğine zenginlik katmak için kendi ulusunun geleceğini tehlikeye atmak pahasına, mazlum uluslara ekonomik çıkar temin amacıyla saldırı esasına istinat eden bir politika, entelektüeller tarafından gözlerden saklanmakta , muhafazakâr bir politika olarak tanımlanmaktadır.” ( Chomsky, Dünya Düzeni – Eskisi Yenisi-s. 31 ve 38, aktaran Gerger H., Kan Tadı, Yordam Kitap 6.basım s. 475-476 )

Chomsky devam ediyor: “ Önde gelen Amerikan tarihçilerinden John Lewis Gaddis, Bush doktrinini J.L. Adams’ın yüksek stratejisinin doğrudan ürünü olarak tarif etmektedir. Bu kavramdan övgüyle bahseder; güvenliği sağlamak zorunda olduğumuzu, yayılmacılığın güvenliğe giden yol olduğunu, her şeyi kontrol etmeden gerçekten güvenliği sağlayamayacağımızı söyleyen bu görüşün doğru olduğunu düşünmektedir. Bu yüzden yayılmalıyız, hem de sadece bu yarımküreye değil, bütün dünyaya.” (Chomsky, N. Vahşi ABD Emperyalizmi, Aylak Adam Yayıncılık, s.13-14 )

Kitap, Ortadoğu petrollerini denetim altına almanın, ABD’nin uygulamada olan önemli bir siyaset hattı olduğuna dikkat çekiyor. Soğuk Savaş döneminin bitmesiyle bahanelerin bitmediğinden söz ediyor. N. Chomsky: “ ABD’nin,  üçüncü dünya güçlerinin ‘teknolojik gelişmeleri’ dedikleri şeyden kendisini koruması için hâlâ muazzam bir askeri güce ihtiyacı varmış ( Temel mesajları… ).” (Chomsky, kitaptan s.16 )

Radikal milliyetçilik tehdidi ve İran, kitapta yer alan diğer önemli konular. Bu vesileyle terörizmi de sorgulamış Chomsky. Kitabın 2. Bölümünde de İsrail-Filistin Sorunu’na değinmiş.

 “ İsrail-Filistin konusunda, diplomatik çözümün gerekliliğine dair neredeyse ortaklaşan uluslararası bir kanı var. Fakat ABD, 35 yıldır diplomatik çözümü engelliyor, Avrupa da bunu üstü kapalı bir şekilde destekliyor.”  ( kitaptan, s.81 )

“ Oldukça yol gösterici başka bir örnek de Endonezya’dır. Endonezya, 1975’te eskiden Portekiz bölgesi olan Doğu Timor’u ABD’nin ve sonrasında Fransa ve İngiltere’nin güçlü desteğiyle işgal etti. Nüfusun belki de çeyreğini yok edip hakiki bir soykırım yaparak 20. yy’ın en kötü suçlarını işlediler. 1999 yılı Eylül ortalarında, Clinton sessizce haber gönderdi. Endonezya ordusuna oyunun bittiğini bildirdi ve ordu hemen çekildi. ABD bunu 25 yıl önce de yapabilirdi. Clinton’un yaptıkları şimdi tarihe ‘insani müdahale’ olarak geçiyor. Clinton neden konum değiştirdi? Tek bir şey için; o zamanlar büyük bir uluslararası muhalefet vardı.” ( kitaptan, s.40-41 )

YARIM ASIR ÖNCESİNDEN…
1975’lere gitmişken bir tarihçi olan Eric Hobsbawm’ın Ekim 1975’te Marxism Today’de (dergi) yayımlanan bir yazısından alıntı yapmadan devam etmeyelim yazımıza…” ABD’nin daha küçük ülkelere daha fazla hareket serbestisi sağlayan gerilemesi ve genel huzursuzluk ve korku atmosferi (bizzat ABD’de ), bir kez daha patlamaya son derece hazır ya da potansiyel olarak patlamaya hazır bir uluslararası durumun doğmasına yol açtı. Bu durum yine birtakım büyük uluslararası çatışmalara zemin yaratabilir. Vietnam Savaşı korkunçtu; ama bunun toplu bir dünya yangınına dönüşebileceğine hiç kimse ciddi biçimde ve belirli anlar dışında ihtimal vermemişti. Öte yandan Ortadoğu’da özellikle bugün görülen ve iki yıldır süregelen durum, pekâlâ büyük güçleri de içine çekecek ve bunlara bir çıkış yolu da tanımayacak dünya çapında bir bunalıma dönüşebilir. Bu anlamda bugün yine, ekonomik zorlukların,  politik ve uluslararası gerilimlerle çakıştığı bir dönem yaşıyoruz.” ( Alıntı, Dünya Kapitalizminin Bunalımı isimli eserden, Alan Yayıncılık, Şubat 1988, s.71 )

KİTABIN ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜNDE ÖĞRENCİLERİN SORULARI YER ALMAKTA
Soru- cevap oturumunun devamı kitabın üçüncü kısmını oluşturuyor. Bu bölüm de altı çizilecek değerde cevaplar içeriyor. Ben içeriğine değinmeyeyim, sizler merak edip okuyun…

Yalnız bu oturumda, vahşi emperyalizm denilirken İngiltere’nin ve NATO’nun rollerine de değinilmiş. Ayrıca George H.W. Bush yönetimiyle yapılan anlaşmada Gorbaçov’un nasıl  gaflete düştüğünü de kitaptan öğreniyoruz. ( bkz. s.58 ) Bu küçük kitaptan daha fazlasını öğrenmek dikkatli bir okumayla mümkün.

Sonuçta dedim ki; ABD böylesine uzun dönemli planlar yaparak “ilerleme sağlıyor”… Doktrinleriyle, stratejileriyle, 50 yıllık programlarıyla, kültürüyle, darbeleriyle, yerleştirmeye çalıştığı siyasal sistemleriyle, ülkelerin kendi ‘rızalarıyla’, taşeronlarıyla, ülkelerin işbirlikçi siyasi partileriyle, yönetimleriyle, NATO’yla, Dünya Bankası’yla. Kimi satın alınmış CEO’ları ve STÖ’leriyle.CIA’si ve işkence yöntemleriyle. Donanması ile ve silah yardımlarıyla. Yardım adı altındaki projeleriyle. Üsleriyle, anlaşmalarıyla. Halkları birbirine düşman eden politikalarıyla. Kendisini masum, meşru, haklı gösteren ideolojisiyle…

Uyanık olmaktan fazlası gerekiyor bütün bunlar için. Kitap kimi eski bildiklerimize yenilerini ilave ediyor. Kimi doğruları teyit etmekte. Bildiklerimizi pekiştirmekte. Emperyalizme Giriş yardımcı ders kitabı niteliği taşıyor! Salık verebilirsiniz. Sebeplerin sonuçları nasıl hazırladığını kısa kısa da olsa anlıyorsunuz. ‘Başkaları’nın acılarını duyumsarken ülkemizde çevirdiği tezgâhlar geliyor ABD’nin birden aklıma…  “ Dün dündür,  bugün bugündür” diyemiyoruz, oysa Morisson Süleyman demişti.

SEKSEN BİR SAYFALIK BU KİTAP OKUMA ZAMANI İÇERİSİNDE YOĞUNLUĞUNA BİLGİ VERMEKTE
Kitabın son bölümü dış dünyayı anlamak ve insanlığın ne demek olduğunu bilebilmek için mutlaka okunması gereken bir bölüm: Filistin’de Haysiyet ve Şiddet. Chomsky’nin makalesi 18 Mart 2013’te Londra’da düzenlenen Edward W. Said hakkındaki konferansta gerçekleştirdiği sunumun uyarlaması. Kapanışı yine kitabın yazarı Noam Chomsky’nin bu konudaki sözlerine yer vererek yapalım (s.81):

“ Kurbanları değersiz görüp küçümsemek, insan haysiyeti ve hakları konusunda birazcık bile olsa da adaletli ve saygılı bir çözüme ulaşılmasının önünde duran küçük bir engel falan değildir. Başka yerlerde olduğu gibi, bu engelin özverili bir çalışmanın sonucunda ortadan kaldırılabilmesi hayallerin ötesinde değil.”

•    Vahşi ABD Emperyalizmi, Noam Chomsky, Aylak Adam Yayınları, Ocak 2014, 81 s.

 

Serkan Yaman

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir