CHP HEYETİ ABD’DE

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bugünün CHP’sinin kılavuzu kim?

CHP’nin heyetleri sürekli ya ABD’ye ya da Avrupa’ya giderler. Arada bir yolları Suriye gibi ülkelere de düştüğü oluyor. Ama genellikle Washington ve Brüksel’e gidiyorlar. Oralardan feyiz alıyor olabilirler. Ne de olsa emperyalizmin karar alıcıları oralarda oturuyorlar. Dünyayı Bakü’de, Havana’da, Aşkabat’ta ya da Bosna’da oturanlar yönetmiyorlar ki.

ABD’ye giden CHP heyetinin sözcüsü, “Bizde anti-Amerikancılık, ‘anti’ bir şey yok, Türkiye’nin menfaatleri var, onu ön plana koyuyoruz” demiş. Amerikan karşıtı olmadıklarını özellikle vurgulayan sözcü Loğoğlu, Türkiye-ABD ilişkilerini “çok sıcak, neredeyse balayı gibi bir dönem ama yüzeysel” olarak belirtiyor. Nasıl bir yüzeysellikse? Daha derini nasıl olacaksa?

1960’lı yılların ilk yarısında başbakanlık yaptıktan sonra İsmet Paşa bakın o yılların “yüzeysel” olan ilişkilerini nasıl açıklıyor: “Daha bağımsız şahsiyetli dış politika izlenmesini istiyorsunuz. Herkes aynı şeyden bahsediyor. Nasıl yapacağım ben bunu? Karar vereceğim ve işi teknisyenlere havale edeceğim. Onlar etraflı çalışmalarını yapacaklar, tekliflerini hazırlayacaklar. Yapabilirler mi bunu?… Hepsinin etrafında uzman denen yabancılar dolu. İğfal etmeye çalışıyorlar, muvaffak olamazlarsa, işi sürüncemeden bıraktırmaya çalışıyorlar. O da olmazsa karşı tedbir alıyorlar. Bir görev veriyorum. Neticesi bana gelmeden Washington’a gidiyor. Sonucu memurumdan önce sefirden öğreniyorum. Böyle mi teslim ettik biz devleti.

“…Peygamber edasıyla ile size dünyaları vaadederler, imzayı attınız mı ertesi günü gelmişlerdir. Ondan sonra sökebilirsen sök… Gitmezler. Ancak bu meselenin üstüne vakit geçirmeden eğilmek lazım. Yoksa ne bağımsız dış politika, ne bağımsız iç politika güdemezsiniz. Havanda su döğersiniz. Fakat zannetmeyin ki kolay bir iştir. Savuşturulan iki üç badire bunun yanında hiç kalır. Teşebbüs ettiğimizde başımıza neler geleceğini kestiremem.” (Nevzat Üstün, Türkiye’deki Amerika, s.22–23–24).

Bu konuşma ile İsmet Paşa’nın 1945–50 dönemi için kendini de eleştirdiğini tahmin edebiliriz. 1950’li ve 60’lı yıllarda ülkenin her yerine sızan ABD emperyalizminin bugün çok daha fazla içselleştiğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok. Daha o yıllarda bu güçten kurtulmak gerektiğinin altını çizen İsmet Paşa’nın partisini yönetenlerin bugün O’nun gibi düşündüklerini söyleyebilir miyiz? Washington’a giden CHP heyetinde yer alan İnönü’nün torunu Dedesinin bu yakınmasından ders çıkarabilecek mi?

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir