Obama’nın “derin” yardımcısı J.Biden, ABD-Türkiye
ilişkisini el ile eldivenin ilişkisine benzetti. Cumhuriyetçi Başkan adayının yardımcısı ile Amerikan televizyonunda tartışan, geçtiğimiz yıllarda birçok kez Ortadoğu ve Türkiye’ye de gelerek bölgede uygulanan ABD politikalarına ayar veren Biden yaptığı el-eldiven benzetmesiyle ABD-Türkiye ilişkisini açıklıkla ortaya koymuş oldu. Türkiye açısından küçük düşürücü bir özelliğe sahip olan bu benzetmeye göre el, ABD; eldiven ise AKP iktidarı oluyor.
Bilindiği gibi eldiven eli korumak için vardır. Elin kılıfıdır. Obama’nın yardımcısı bu benzetmeyi ABD’nin Ortadoğu ve Suriye politikasını anlatırken yapıyor. ABD’nin bölgemizdeki politikasını hayata geçirirken birlikte olduğu ülke olarak Türkiye’yi ve dolayısıyla AKP iktidarını işaret etmek için bu benzetmeyi yapıyor. El ve eldiven benzetmesini bu anlamda kullanıyor.
Son Moskova-Şam seferini yapan Suriye uçağının Ankara’ya indirilmesinin arkasında da bu el-eldiven ilişkisinin olduğu çok açık.
Türkiye ile Suriye arasında yaratılan sorunun aslında halkımızın sorunu olmadığı bilinen bir gerçek. Bu sorunu gerçekte yaratan “el” ABD emperyalizmidir. Sorunun yürütücüsü, giderek derinleştiricisi ise“eldiven” olarak nitelendirilen AKP iktidarıdır. Türkiye halkının büyük çoğunluğu, ABD-İsrail ekseninin Ortadoğu’da uygulamaya soktuğu, iç savaş çıkartarak bölme ve parçalama politikalarına karşıdır. Halkın ezici çoğunluğunun, Türkiye’nin Suriye’ye karşı savaştırılmak istenmesine ve bu yöndeki bütün girişimlere, kurulan tuzaklara karşı olduğunu sınırda yumruk sallayan Genel Kurmay Başkanı bilmiyor mu?
11.10.2012 tarihli Hürriyet-Planet’in haberine göre, İngiliz Times gazetesi, uluslar arası aktörlerin Suriye’de 19 aydır sürdürülen isyanda fiilen sahneye girmeye başladıklarını yazıyor. Geçtiğimiz günlerde uluslar arası ajanslarda yer alan ABD’nin Ürdün-Suriye sınırına 150 kişilik askeri planlamacı gönderdiği haberinden sonra Times gazetesinde Amerikan özel güçlerinin Türkiye-Suriye sınırına da yerleştirilmiş olduğu ifade ediliyor. Diğer yandan İngiltere’nin de Ürdün’e askeri bir ekip gönderdiği belirtiliyor. Bu gazeteye göre, Amerikan ve Fransız özel birlikleri İncirlik hava üssünde haftalardır birlikte çalışıyorlar. Ayrıca İncirlik üssünün bu yazın başından itibaren Batılı ülkeler ve bölgedeki uzantıları için Suriye sorununda bir tür “sinir merkezi” olduğu yazılıyor.
Aynı yazıda, Suudi Arabistan ve Katar ajanlarının Suriye’de faaliyet yürüten isyancılara silah ve nakit ulaştırmak için İncirlik üssünde çalıştıkları belirtiliyor.Kaldı ki yukarıda sözünü ettiğimiz tartışmada J.Biden Suriyeli isyancılara yardım yaptıklarını itiraf ediyor.
Batılıların “Suriye’yi çevreleme” ye başlamalarının nedeni olarak Suriye’deki kimyasal silahların radikal dincilerin ellerine geçmesini önlemek olduğunun ileriye sürülmesine karşın, aylardır bu dinci ve diğer işbirlikçilerle birlikte iç savaşı derinleştirmeye çalıştıkları da unutulmamalıdır.
Diğer yandan İsrail’in bu kimyasal silahların Lübnan’daki Hizbullah’ın eline geçmesinden çok korktuğu ve bu gelişmeyi önleme bahanesiyle müdahalede bulunabileceği de ifade ediliyor.
Unutulmaması gereken muhtemel bir gelişme de Ürdün’de meydana gelebilecek bir isyan hareketine karşı Amerikalıların ve İngilizlerin tedbir almaya başlamalarıdır. Hürriyet -Planete göre Times, Amerikan ve İngiliz askerlerinin, Ürdün’ü isyan hareketlerinin dışında tutmaya çalışacaklarını da yazıyor. Suriye’ye “diktatörlük” diyerek operasyon düzenleyenler, sıra öteden beri işbirliği yaptıkları krallıkla yönetilen Ürdün’e gelince rejimi korumak için bu ülkeye özel askeri birlikler yığmaya başlıyorlar.
İşte emperyalistlerin demokrasi ve özgürlük anlayışları!
Bahreyn’deki diktatörlüğü de kendi saflarında yer aldığı için koruma altına almamışlar mıydı?
Bölgemize uzanan el aynı eldir, emperyalizmin eli. Ama eldivenler ihtiyaca göre, değişen politikalara göre kullanımdan kaldırılır. İşi biten, devrini tamamlayan eldiven hiç tereddüt gösterilmeden çöpe atılır ve yenisine bakılır…
