Kuşkunun Azı Yarar Çoğu Zarardır -Mehmet Uysal

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Bu yazımızla, doğru bir araştırma, inceleme ilkelerinin neler olması gerektiğine ilişkin düşüncelerimizi, ana çizgileriyle paylaşarak, ilgililerin görüş ve eleştirilerine sunmak istiyoruz.

  1. Araştırma, inceleme konusu olarak seçilen şey ve onun bağlamları, yani nesnenin ilişki ve etkileşim içinde olduğu şeyler veya nesnenin nelerle birlikte görüldüğü belirtilmelidir. Örneğin “insanlığın toplumsal yaşamı, varlığın canlılar cinsinin bir türüdür” gibi.
  1. Bu şeyler arasından, araştırma inceleme konusu olan şeyi seçmemizi belirleyen, bu seçimde bizi yönlendiren (duygusal, mantıksal) nedenler ve bu nesnenin araştırılıp incelenmesinin önemi belirtilmelidir.
  1. En gelişmiş araştırma, inceleme yöntemleri kullanılmalı ve hangi araç ve yöntemlerin kullanıldığı belirtilmelidir.
  1. Araştırma, inceleme araç ve yöntemleri sonuna kadar kullanılarak, nesnenin nasıl görüldüğü ortaya konmalı, yani nesnenin eksiksiz bir tablosu çizilmelidir.
  1. Bu tablo üzerinde çözümleme yapılarak, nesneyi oluşturan unsurlar en ince ayrıntısına kadar belirlenip ortaya konmalıdır.
  1. Çözümlenerek ortaya çıkarılan unsurların birbirleriyle ilişki ve etkileşimleri belirlenmeli, böylece araştırma inceleme konusu olan şeyin nasıl hareket etmekte olduğu ortaya çıkarılmalıdır.
  1. Nesnenin nasıl hareket etmekte olduğuna bakılarak, gelecekte nasıl hareket edebileceğine ilişkin bir projeksiyon yapılmalıdır.
  1. Mevcut ve olası hareketine bakılarak, nesne, yaşamda kalma ve/veya yaşamda kalma olanaklarımızı genişletme bakımından yargılanmalı ve onun iyi mi kötü mü olduğu belirlenmelidir.
  1. Bütün bu işlemler sonucunda, nesnenin “belirlenim(ler)i ve yargısı”, “elma, yuvarlak şekilli, kabuğu kırmızı veya yeşil, içi beyaz, çoğu türleri tatlı, bazı türleri ekşi, insanlara yararlı bu nedenle iyi bir şeydir” biçiminde bir “kuram” olarak ortaya konmalıdır. Bu “elma kuramı”nda, “…iyi bir şeydir” ibaresi elmanın yargısını, diğerleri belirlenimlerini, belirlenim ve yargı ise elmanın anlamını” oluşturur.
  1. Nesneye ilişkin belirlenim(ler) ve yargıdan oluşan kuramın “mutlak ve değişmez doğru” olduğu düşünülüp ileri sürülmemeli, “mevcut, en gelişmiş araştırma ve inceleme yöntemleri çerçevesinde doğru” olduğu düşünülüp ileri sürülmelidir. Aksi takdirde, “mutlak doğru” olduğu ileri sürülen kuram, daha gelişmiş araştırma, inceleme yöntemleriyle elde edilen bulgularla yanlışlanabilir. Unutulmamalıdır ki kuşkucular hep görev başında olup, su uyur kuşkucular uyumaz. Kuşkucular, tarih boyunca, araştırma ve inceleme araç ve yöntemleri geliştikçe nice mutlak doğruların yanlışlanıp geçersiz kaldığını -haklı olarak- örnek gösterip, şimdi ortaya konan kuramın yanlış ve güvenilmez olduğunu ileri sürebilirler. Kullanılan araştırma, inceleme araç ve yöntemlerinin “artık aşılması olanaksız” olduğu kanıtlanmadıkça, kuşkucular da buna inandırılmadıkça, kuşkuculardan “kurtulmak” mümkün değildir. Öte yandan, kuşkuculara asla kızılmamalıdır. Çünkü onlar tarih boyunca dile getirdikleri kuşkularla, araştırma, inceleme araç ve yöntemlerinin geliştirilmesini ateşleyerek, aklın olguları çok daha geniş ve derin olarak kavramasını sağladılar. Ayrıca, mevcut ve en gelişmiş araştırma, inceleme araç ve yöntemlerinin sonuna kadar, tam kapasite ile kullanılmasını sağlayan da araştırmacıların üzerlerinden gözlerini hiç eksik etmeyen kuşkuculardır. Ancak kuşkuculara rağmen, mevcut ve en gelişmiş araştırma, inceleme araç ve yöntemleri kullanılarak elde edilmiş bilgilerden oluşan kuramın, yanlışlanıncaya kadar en doğru kuram olduğu ileri sürülmelidir. Yanlışlanabilirlik ön kabulü altında ileri sürülen kurama inananlar ve güvenenler, onun ışığında aydınlanır ve mümkün olabilen en isabetli davranışları gösterirler. İnanmayan “iflah olmaz kuşkucular” ise varsınlar inanmasınlar ve sonsuza dek köşelerinde oturarak araştırmacı, incelemecileri gözetleyip eleştirerek, “mutlak doğru” kuramı beklesinler.

Mehmet Uysal

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir