Şiir Yaşatıyor: Nâzım Hikmet Ran

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

                      Şiir yaşatıyor: NÂZIM HİKMET RAN

                      (1902 – Moskova, 3 Haziran 1963)

 

          “Yoluna bir hayat konulmadıkça şiirin kendini teslim etmeyişi… Belli bir şekilde konulduğunda… Nâzım bu işi becerebilenlerden biridir.”  

Selahattin Hilav

           

          “Nâzım Hikmet’in materyalizmi gerçek bir materyalizm olarak değil, Osmanlı duygululuğunun tersi olarak belirmiştir. Bir davranışın ilki olduğundan eski fonunu da bırakamamıştır. Tabii bunu şiiri için söylüyorum. Çünkü hayatını sosyalizme böylesine adayan bir adamın dünya görüşünün ayrıntılarında tutarsızlık beklenemez. Nâzım Hikmet ne de olsa yine eski duyarlılığının içinde hareket ediyordu. Eski şiirin bazı değerlerine bağlıydı. Bu yüzden şiiri ile hayat görüşü arasında belli bir aralık kalmıştır.

                                                              ***

           Öte yandan şiirinde –anlatımında, kullandığı imgelerde, dil tutumunda- düşüncesinin, hayatının, varoluşunun karşılığını bulmuştur. Başka şairlerde görmeye alıştığımız, düşüncenin süs ve biçim olarak, iğreti olarak serpilişi; fikrin biçim cilveleri ve anlam oyunları halinde kalıp, sırıtışı yoktur onda. Düşünce biçimsel olarak değil, yapısal olarak yerleşir Nâzım Hikmet’in şiirine. Tümdengelim olarak gelmez onda düşünce. Daha çok hayatın verilerinden çıkışını yapar. Bu yüzden Tevfik Fikret gibi düşünceye boğulmaz. ‘Bereketli bir ırmak’ gibi çoğala çoğala büyür…  

          Şiirsel onur, yiğitlik tavrıyla bir arada gider Nâzım Hikmet’te.”

 Cemal Süreya                                                                                

 

 

HOŞ GELDİN

 

Hoş geldin, kadınım benim, hoş geldin.

Yorulmuşsundur,

nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını,

ne gül suyum, ne gümüş leğenim var.

Susamışsındır,

buzlu şerbetim yok ki, ikram edeyim.

Acıkmışsındır,

Sana beyaz keten örtülü sofralar kuramam

memleket gibi esir ve yoksuldur odam.

 

Hoş geldin, kadınım benim, hoş geldin!

Ayağını bastın odama

Kırk yıllık beton çayır çimen şimdi.

Güldün,

güller açıldı penceremin demirlerinde.

Ağladın,

avuçlarıma döküldü inciler;

gönlüm gibi zengin

hürriyet gibi aydınlık oldu odam.

Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin.

1948

 

Kaynakça: 

Nazım Hikmet seçmeler , 1974. 5. baskı. s.16, 27, 32. editör: Ülkü Tamer, Ararat Yayınevi.

Nâzım Hikmet, Bütün Şiirleri. Şubat 2018, 15. baskı, delta, s.916, YKY

Hazırlayan: Serkan Yaman

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir