Türbancılık Özgürlük Olamaz

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Yıllardır dinciliğin simgesi haline sokulmuş olan türbanı özgürlük kavramı ile yan yana getirmek

yanlıştan da öte ne demokratlık ne de devrimcilik olabilir. Bu anlayış ortaçağ karanlığı ile aydınlanma çağını aynı çuvala tıkmak olur. Ortaçağ zihniyetinden özgürlük çıkmaz. Bunu anlamayan “solcu” ya saftır ya tarihten ve toplumsal mücadelelerden habersizdir ya da kötü niyetlidir. Bu iki kavram birbiri ile kıyasıya mücadele ede gelmiştir. Aydınlanma ortaçağcı düşünceyi reddederek, onu alt ederek var olmuştur ve bundan sonra da ilerici-devrimci fikirler gericilikle mücadeleyi yükselterek gelişecektir. Devrimcilik zıddıyla uzlaşmayı değil mücadeleyi esas alır, bu diyalektiğin temel kuralıdır. Tarih boyunca bu hep böyle olmuştur.

İlerici-devrimci siyaset ile türbancı siyaset barışık olamaz. Feodal zihniyetin eseri türbancı siyasetle mücadele etmeyi esas almayan politikanın; çağı, günceli yakalama ve topluma yol gösterme şansı da olamaz. Bu basit gerçeği görmeyen insanların toplum önüne çıkıp “büyük” siyaset yapıyor görüntüsü vermeleri ve bunların “sol” adına hareket ediyor olmaları halk ve devrimciler için aşılması gereken ciddi bir sorundur. Solcular en kısa zamanda bu önderliklerden kurtulmalıdır. Onların önderliğinde ne geleceğe dönük siyaset yapılabilir ne de daha geniş kitlelerle ilişki geliştirilebilir. Her şeyden önce gericiliğe, çağ dışılığa taviz verilerek yapılacak siyaset ilerici-devrimci değildir. Gericilikle uzlaşan politikalar, halk kitlelerinin hiçbir ekonomik-demokratik, toplumsal sorununu çözemez. Bu tür tavizci davranışlar, ancak toplumsal gelişmelerin önünün kesilmesine hizmet eder, Mayıs-Haziran halk hareketinin önünü kesmeye yarar ve güç kaybetmekte olan iktidara politik mevzi kazandırır ve moral takviyesi yapar.

Gericiliğin bu son türban operasyonunu sayesinde iktidarın büyük bir moral ve güç kazandığı açıktır. “Muhalefet” bir kez daha gerileyen iktidara elini uzatmış, ona güç verilmiştir.  

AKP hükümetinin politikasını destekleyerek, onu rahatlatarak muhalefet yapılmaz, iktidar mücadelesi de verilmez. AKP’nin elinden mağduriyet silahını alacaklarmış! Alıp da ne yapacaksınız bu etkisizleşmiş çakaralmaz silahı? Seslenebileceğin, etki edebileceğin halk kesimlerinin derdi türban mı, yoksa iş, ekmek ve demokrasi mi? Halk işsizlik, açlık ve iktidarın baskısıyla boğuşurken “muhalefet” partileri iktidarın yarattığı sahte gündemlerle uğraşmayı politika yapmak sanıyorlar. İşçinin kıdem tazminatı ve taşeron işçilerin sorunlarıyla yeterince ilgilendiniz de türban mı kaldı? ODTÜ’nün sorunuyla, ülkenin her yanını kanatan HES’lerle, özgürlük istedikleri içeri için tıkılan gençlerle yeterince ilgilendiniz de çağ dışı, kadını köleleştiren türbancılığı destekleyerek mi politika yapıyorsunuz? İktidarın ülkeyi ve kadınları 1920’lerin gerisine götürdüğünü, adım adım şeriat kurallarını getirmekte olduğunu ve bu gericiliği özgürlük palavrasına sararak sunduğunu görmüyor musunuz?
Bu gelişme bir kez daha göstermiştir ki dünyanın bu bölgesinde yıllardır süren bir büyük kavga var. Bu kavga ilericilikle, aydınlanmacılıkla gericiliğin kavgasıdır. Demokrasi ile dinci diktatörlüğün kavgasıdır. Ezilen halklar ile emperyalistlerin kavgasıdır. Bu kavgayı anlamayıp türbancılığı özgürlükçülük sananlar büyük bir yanılgı içindedirler. Bu arada, AB’ciliği “özgürlükçülük” adı altında sol kitlelere sunarak devrimciliği dejenere etmeye devam edenlerin foyalarının türbancılıkla bir kez daha ortaya çıkmış olması belki bazılarının gözünü açar.

Mecliste düşülen durumu dünyada ve Türkiye’de kimlerin desteklediğine bakın, yapılan işin ne anlama geldiğini görürsünüz.

İşbirlikçi AKP ve MHP ile birlik olarak “mutlu” olanlarla devrimcilerin bir işi olamaz. Ve onların sol adına söz söylemeye hakları da yoktur. Ne CHP yönetiminin ne de “özgürlükçü laiklik” uydurmasını hala savunanların sol adına konuşmaya hakları vardır.

İlerici-demokrat halk kitleleri, önümüzdeki süreçte, kendilerini seçeneksiz sanan bu “mutlu” azınlığa gereken dersi verecektir.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir