Türk-Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru Türkiye’nin Yeni Dünyası: Türk Dış Politikasının Değişen Dinamikleri

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp
  1. Türk- Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru

RAND Corporation’un 2000 yılında yayınladığı bir diğer kitapta ‘Türk- Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru’ ismiyle ASAM tarafından 2001 yılında Türkçeye çevrilir. Z. Khalilzad, Ian O. Lesser ve F. Stephen Larrabe’nin ortak yazılarından oluşan proje Smith Richarson Vakfı’nın ve RAND, Orta Doğu Kamu Politikası Merkezi (CMEPP) tarafından sağlanan araştırma fonlarının yardımıyla tamamlanır. Orta Doğu’daki siyasi, sosyal, ekonomik ve teknolojik gelişmeleri analiz eder. Kitap, bölge etkinliklerini değerlendiren CMEPP’nin (Ulusal Güvenlik Araştırma Bölümü, ABD Savunma Bakanlığı, diğer ABD Hükümeti ajansları, kurumları için araştırma yapan) RAND’ın ortak çalışmasının bir kısmını içerir. Kitabın yayıncısı ASAM’ın Başkanı Doç. Dr. Ümit Özdağ kitabın önsözüne yazdığı yazıda ‘ASAM-RAND işbirliği projesinin bir parçası olarak telif hakkı alınmadan Türkiye’deki telif hakkı ASAM’a verildi’ diyerek aradaki işbirliğine vurgu yapar.

‘Yazarın Önsözü’ başlıklı yazıda ‘’Bu rapor aynı zamanda Türk-Batı ilişkilerinin değişken parametrelerini inceler ve ABD-Türkiye ve Avrupa üçgeninde daha yakın işbirliği için gündem önerir’’[1] diyerek raporun ilerleyen bölümlerinde yer alan yazıları işaret eder. Yazılara bakıldığında: Soğuk Savaş döneminde ABD-Avrupa ve Türkiye arasında var olan yakın ilişkinin ABD’nin Yeni Dünya Projesi’nin gereklerine göre yeni bir muhtevaya büründürülmesinin hedeflendiği göze çarpar.

‘’Soğuk Savaş’ın bitişiyle, jeopolitik çevre ve stratejik öncelikler değişmiştir. Son on yılda (1990-2000 arası kastedilir YN) Türklerin, Amerikalıların ve Avrupalıların neyin yanında,“ neye karşı oldukları belirsizdi.

Gündemdeki ilk madde enerji güvenliğidir, Türkiye İran Körfezi, Kafkasya ve Orta Asya’daki önemli petrol ve gaz kaynaklarına yakınlığı ve bu kaynakları dünya pazarlarına ulaştırma yönünde sunduğu alternatif yollarla eşsiz bir konumdadır. … ABD, Türkiye’nin komşu bölgelerde ABD’nin hareket özgürlüğünü arttırmasını istemektedir…’’[2]

Türkiye’ye ilişkin ‘Bölgesel Güç veya Alt Emperyal Güç’ teorilerini yapanların kulakları çınlasın. Kitap’ta Türkiye’nin bölgesel bir güç olma potansiyeline önem bile verilmez. Asıl olarak, Türkiye’nin haritadaki yerine, yani jeopolitik konumuna önem verilir. Özellikle Birinci Körfez Savaşı’yla birlikte ABD önderliğindeki Batı, Türkiye’nin iç ve dış politikasının daha bütünsel bir çerçevede ele alması gerektiği sonucuna ulaşır.

‘‘Körfez Savaşı deneyimi ve Türkiye’nin Irak’ın çevrelenmesinden sonraki rolü, pek çok Türk’ün Batı’nın Türkiye politikasının aslında diğer önemli politikalarının -Rus politikası, Hazar Politikası, Orta Doğu Politikası v s .- bir ürünü olduğu yönündeki düşüncesini pekiştirdi.’’[3]

 

  1. Türkiye’nin Yeni Dünyası, Türk Dış Politikasının Değişen Dinamikleri

Washington Orta Doğu Politikası Enstitüsü, 1997-1998 yılları arasında, Türk Dış Politikasına ilişkin beş seminer düzenler. Daha sonra Enstitü bu beş seminerdeki sunumların bir kısmını kitaplaştırır.

Graham Fuller, Paul Wollfowitz de dahil toplam 67 kişinin katıldığı bu seminerlere Türkiye’den de çok sayıda kişi katılır. Bu seminerleri Alan Makovsky ve Sabri Sayarı birlikte yürütürler. ABD’nin İstihbarat ve Araştırma Dairesi’nin Güney Avrupa bölüm şefliği görevinde bulunan Alan Makovsky, Türkiye’de konuşlanan Çekiç Güç’ün siyasi danışmanlığının yanı sıra ABD’nin Ortadoğu Özel Koordinatörünün danışmanlığını da yapmış birisidir. Bu seminer notları daha sonra Alan Makovsky ve Sabri Sayarı tarafından, ‘Türkiye’nin Yeni Dünyası, Türk Dış Politikasının Değişen Dinamikleri’’adı altında, 2000 yılında kitaplaştırılır. 2002 Şubat’ında da Türkçeye çevrilerek yayınlanır. Kitapta 12 yazarların görüşlerine yer verilir.

Kitabın Önsözünde seminerin hangi ihtiyaçtan kaynaklandığı söyle açıklanır.

’Türk dış politikasının yeni dinamikleri başka hiçbir yerde Orta­doğu’da olduğu kadar belirgin değildir. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Türkiye’yi, 1991 yılında Saddam Hüseyin’e karşı ABD önderliğinde yürütülen savaşa dâhil etme kararı, bölgede Türkiye için bir dönüm noktasına işaret etmekteydi. O zamandan beri Türkiye -bazen fırsat yakalamaktan çok tehdidi savuşturma güdüsüyle de olsa- Ortadoğu’daki sayısız girişim içinde yer almıştır. … Türkiye, ABD Dışişleri Bakanlığının “teröre destek olan ülkeler” listesindeki üç ülkeyle (İran, Irak ve Suriye) sınırdaş olan tek ülkedir. …Türkiye, geçen on yıl boyunca, ABD politikasının sayısız girişiminin merkezinde yer almıştır. Körfez Savaşı ve Kuzeyden Keşif Harekatı’nın yanı sıra Washington ve Ankara, NATO, Orta­doğu barış süreci, Bosna, Kosova, Azerbaycan ve Orta Asya’dan enerji nakli planları ile terörizmle mücadele gibi konularda birlikte hareket etmişlerdir.

Bu nedenlerden ötürü, Amerikalıların stratejik olarak önemli bu ulus hakkında daha fazla bilgilenmeleri önem taşımaktadır. Bölge uzmanlarının makalelerinden oluşan bu kitapta, Türk dış politikasının değişken unsurları ele alınarak, ABD’deki dış politika öğrencileri, bilim adamları, konuyla ilgilenenler ve diplomatlar dünyanın en önemli yeni güçlerinden biri hakkında aydınlatılacaktır.’[4]

Bu seminerlere katılan RAND’ta Avrupa-Orta-Doğu bölgesi stratejisti-politika üreticisi olarak görev yapan, lan O. Lesser bu seminere ‘Türkiye’nin Batıyla Gelişen Güvenlik İlişkileri’ başlığıyla bildiri sunar. Türkiye’ye nasıl yaklaştıklarına ilişkin kısa bir bilgi verir:

‘‘1990 yılında RAND, değişen stratejik çevrede, Türkiye’nin rolünü incelemeyi amaçlayan bir çalışma başlattı. Bu çalışmanın bir bölümün başlığı “Köprü mü Engel mi?” idi ve Türkiye’nin Soğuk Savaştan sonra Batı ile ilişkilerinin durumunu araştırıyordu. O zamandan beri değişimin hızı Türkiye’de ve komşularında çok belirgin olmuştur ama stratejik açıdan Türkiye’nin bir köprü mü yoksa engel mi olduğu sorusu önemini korumuştur. … Türkiye’nin kendi değişimindeki yeni doğrultular, özellikle gelişen milliyetçi akım ve bölgesel güvenlik konularında Türkiye’nin daha iddialı tavrı, bu analizi karmaşıklaştırmaktadır.’’[5]

Sonrasında da Türkiye’nin stratejik önemine değinerek, ABD’nin güvenlik politikalarında Türkiye dış politikasının uyum ya da uyumsuzlukları ele alır.

Seminerde ele alınan konu başlıkları ile RAND’ın Türkiye’nin bölgesel rolüne ilişkin çalışmalar arasında büyük paralellikler gösterir.

 

Kitapta yer alan yazıların temelini oluşturan 1997-1998 yılları arasındaki seminere Türkiye’den katılanlar:

 

Ali Karaosmanoğlu, Hakan Kırımlı, Sabri Sayarı,
Asım Erdilek, Hasan Ünal, Sami Kohen,
Bahadır Kaleağası, Hüseyin Bağcı, Sedat Ergin,
Baran Tuncer, İbrahim Karavan, Selim Oktar,
Birol Yeşilada Levent Onar, Semih Egeli,
Bülent Alirıza, Mahmut Bali Aykan, Sencer Ayata,
Bülent Aras, Nadir Devlet, Seyfi Taşhan,
Cem Duna, Necdet Pamir, Soli Özel,
Erdal Öztürk, Niyazi Günay, Sulay Öztürk
Fehmi Koru, Oğuz Çelikkol, Şükrü Elekdağ,
Fuat Çalışır, Oya Akgönenç, Şükrü Sina Gürel,
Gün Kut, Ömer Kürkçüoğlu, Talat Halman,
Metehan Demirci, Özdem Sanberk, Ümit Özdağ,
Yonca Poyraz Doğan

 

Haluk Başçıl

Devam edecek… 1 Aralık 2014

Gelecek yazı: The Century Fondation yayını, ‘Türkiye’nin Dönüşümü ve Amerikan Politikası’ ve

Middle East Review of International Affairs (MERİA) ile Boğaziçi Üniversitesi ortak çalışması, ‘Günümüzde Türkiye’nin Dış Politikası’

 

 

[1] Türk Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru,Yazarın Önsözü, ASAM Yayınları, 2001, S ıx,

[2] Türk Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru, ASAM Yayınları, 2001, S XIII

[3] Türk Batı İlişkilerinin Geleceği: Stratejik Bir Plana Doğru, ASAM Yayınları, 2001, s 1

[4] Türkiye’nin Yeni Dünyası, Türk Dış Politikasının Değişen Dinamikleri, Washington Orta Doğu Politikası Enstitüsü Başkanı Fred S. Lafter, Önsöz, s xı-xıı

[5] Türkiye’nin Yeni Dünyası, Türk Dış Politikasının Değişen Dinamikleri, Türkiye’nin Batıyla Gelişen Güvenlik İlişkileri, lan O. Lesser, s 275

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir