Yoksa bu uçuşlarla başta “gerçek” Türkiye olmak üzere, İran ve Suriye gibi ABD’ye teslim olmayan ülkeler mi röntgenlenecek?
DÜN KÜRECİK’TE RADAR SİSTEMİ
BUGÜN İNCİRLİK’TE PREDATORLAR
YARIN SIRADA NE VAR?…
Bu günlerde “Predator” diyorlar, aslında casus uçağıdırlar. Bunların babalarına U–2 casus uçağı denirdi. Bu Predatorlardan dört tanesinin bir Amerikan üssü olan İncirlik’te konuşlandırıldığını Dışişleri Bakanı Davutoğlu açıkladı. Hürriyet’in 13.11.2011 tarihli Web sayfasında yayınlanan habere göre, Predatorların 2007 yılından beri kullanıldığını öğreniyoruz. Bakan, “Bugün yeni olan unsur, ABD’nin Irak’tan çekilmesi bağlamında Predatorların kullanımının devamının sağlanması yönündeki bizim talebimizdir” demiştir.
Dışişleri Bakanı ayrıca şunları söylemiştir: “Ve bütün bu Predatorların aldığı görüntüler, her şeyden önce bunu ifade etmek isterim, Türkiye’de ortak bir birim tarafından gerçek zamanlı olarak paylaşılmakta ve doğrudan tarafımıza iletilmektedir. Bunun dışında güzergâh da tümüyle Türk Silahlı Kuvvetleri ve bizim askeri yetkililerimiz tarafından belirlenmektedir. Bu konuda tereddüde mahal bırakacak bir durum söz konusu değildir.”
Davutoğlu açıklamasının devamında, “Güzergâh konusunu tamamıyla bizim belirlediğimiz güzergâhtır. Herhangi bir şekilde Predatorların başka bir amaçla kullanılması söz konusu değildir” demiştir.
PKK’lıları gözetlemek için İncirlik’e getirildiği ileri sürülen bu insansız uçakların Amerika’ya ait oldukları ve onların kontrolü altında uçtukları belli. Amerikalılar kendi uçaklarını kendi çıkarları için değil de Türkiye için neden uçursunlar? Üstelik bu uçuşların ne zaman sonuçlanacağı da belli değil. İster istemez insanın aklına ABD’nin Ortadoğu’ya yerleşmesinin baş mimarlarından olan bu ülkenin eski Dışişleri Bakanlarından J. Foster Dulles’ın şu ünlü sözü gelmektedir: “Amerika’nın dostu yoktur, yalnızca çıkarları vardır.”
Bu durumda Türkiye’nin Dışişleri Bakanına şu soruları sormak gerekiyor:
—ABD’nin bu casus uçaklarını sizin hizmetinize sunmasındaki amaçları ve çıkarları nelerdir?
—Almayı umduğunuz bilgilere karşılık neler vereceksiniz, yoksa ABD bu bilgileri size “hayır” için mi verecek?
Sorulara devam edelim…
—Kürecik’e kuracağınız radarın benzerleri havada uçacak olmasın?
—Yoksa bu uçuşlarla başta “gerçek” Türkiye olmak üzere, İran ve Suriye gibi ABD’ye teslim olmayan ülkeler mi röntgenlenecek?
—Tam da Suriye’ye karşı savaş tamtamlarının çalındığı şu sıralarda (Türkiye Hükümeti bu gün Suriye’ye nota vermişken ve Türk vatandaşlarının bu ülkeye gitmemeleri istenmişken) bu casus uçaklarının asıl görevlerini gizlemek için sahte hedefler mi gösteriliyor?
Son olarak Bakanın konuşmasındaki şu ifadesi dikkatimizi çekti. Bu bir dil sürçmesi midir, yoksa bir itiraf mıdır, karar veremedik. Bakan diyor ki; “Bunun dışında güzergâh da tümüyle Türk Silahlı Kuvvetleri ve bizim askeri yetkililerimiz tarafından belirlenmektedir.”
Haklı olarak şu soruyu sormak zorundayız: İktidarın TSK dışında başka askeri yetkilileri mi var? Varsa bunlar kimler?
Bu soruların gerçek cevaplarını muhtemelen Dışişleri Bakanından alamayız ama gelecek günlerde gerçek cevapların gün ışığına çıkacağı kesin.
Acaba bütün bu olan bitenler karşısında ana-muhalefet ne yapıyor?
