Yenilgi Bazı Solcuları Nasıl Yeminli Anti-Komünist Yaptı?

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Yenilgi öğretmendir derler. Bir bakıma doğrudur. Eğer yaptığınız hatalarla yüzleşecek cesaretiniz varsa, yenilgi gerçekten de büyük bir öğretmendir. Ama yaptığınız hatalarla yüzleşemiyor, bunun yerine çevrenizdekileri suçlayarak içinizi fereahlatmaya çalışıyorsanız, yenilgi size yalnızca ne kadar trajik bir hayat yaşadığınızı öğretir.

Günümüzdeki Marksizm düşmanlığının kökeni nedir? Eğer ortada gerçek anlamda bir Marksizm kavrayışından söz ediyorsak, diyelim ki siz de sermaye sahibiyseniz, Marksizm düşmanlığınızın oldukça bilinçli bir içeriği ve somut bir maddi temeli olduğundan söz edilebilir. Kendi varlık koşullarınızı savunmak durumundasınızdır. Bu bakımdan Marksizm düşmanı olmanızdan daha doğal bir şey olamaz.

Eğer yaşamınızı çalışarak kazanmak zorundaysanız ama yine de Marksizm düşmanıysanız, sizin kendi varlık koşullarınız kısa vadeli çıkarlarınız tarafından belirlenmeye başlamış demektir. Burada ise ideolojik bir süreçten söz etmek mümkündür. Uzun bir süre içine hapsolduğunuz gerçekliği toplumsal gerçekliğin tek ve doğal sonucu sanır, ona göre yaşamaya devam edersiniz. Uzun vadede ise işler yalnızca kötüye gider. Ama olsun, bu da bir “yoldur”.

Bir de, eğer eski bir solcuysanız ve az çok bu işlere bulaşmışsanız, ama artık Marksist terminolojiye ait her kavramı, her açıklama tarzını gördüğünüz anda “delleniyorsanız”, ortada hakikaten patalojik bir durum var demektir. Bu tip örneklerle çok karşılaşıyoruz. Böyle kişilerin belirli bir kavramı, bir ifadeyi gördükleri anda gözlerine perde iner ve ne anlatılmaya çalışıldığı, ne ifade edildiği, neyin araştırılmaya çalışıldığı bu arkadaşlar için “ossaat” hikaye olur. Artık saat vurmuş, Marksizm’le uzlaşmaz hesaplarını görme vakti gelip çatmıştır. Orasından burasından tutarlar, her taraftan saldırıp bir şekilde kendilerini rahatlatır, Marksizmi de “çürütüverirler”.

Gerçekler mi? Gerçekler inatçıdır. Farklı görünümler altında benzer çelişkiler içten içe iz sürer, takip ederler. Günün birinde, er ya da geç, çözemediğiniz sorunlar şeklinde karşınıza çıkarlar.

İnsanlığın yaratıcı çözümlere ihtiyacı olduğu doğrudur. Dogmatizme, sınanmış ve yenilgiyle sonuçlanmış “çözümlere” karşı her daim tetikte olmak gerekliliği de doğrudur. Ancak ve ancak, tarihsel birikim içerisinde ortaya çıkmış önemli açıklama denemelerinden yararlanmak gerektiği de en az o kadar doğrudur. Elbette ki hiçbir kuram tek başına toplumsal gerçekliğin bütününü açıklayamaz. Sineğin uçuşundan kaplumbağanın hareketine kadar bütün her şeyi açıklama iddiasında olan şeyin adı bilim değil din’dir. Zaten Marksizm’i eleştirenlerin pek çoğu da onu “din” gibi gördükleri için, sözüm ona bilimsellik adına yeni sulara yelken açarlar. Bu “açılmaların” pek çoğunun sonucunun liberalizme varıp dayandığını ibretle gördük, görüyoruz.

Marksizm, beğenin ya da beğenmeyin, düşünce tarihi içerisinde şimdiye dek en yaratıcı çözümlemeleri ortaya koyma başarısını göstermiş bir teoridir. Bu somut olgu, bazı aklı evvellerin kişisel hınçları ve saplantılarıyla değişecek değildir.

Mehmet Kemal

 

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir