Search
Close this search box.

Şiir yaşatıyor: Enver Gökçe

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

NE FAYDA

Sen benimsin,

Ciğerparem, sevdiğim

Gülden ağır

Söyleyemem sana!

Saçlarına

Kızıl güller takayım

Salın da gel,

Bir o yana

Bir bu yana!

Meğer

Müşkil işmiş hürriyet

Savunmayla yetmiyor

Bir başka sevda!

Telden

Demirden geçsen

Mapusu delsen

Ne fayda!

               Enver GÖKÇE

                                                              Şiir yaşatıyor: ENVER GÖKÇE

                                                                   (1920- 19 Kasım 1981)

“Enver Gökçe partizan bir şairdir. Yıllarca yok sayılmasının ve unutturulmak istenmesinin ardındaki temel neden budur.”

                                                                                                                   Mehmet Özer

“Pablo Neruda’dan yeni şiirler çeviriyorum. Bu arada 1951 Tevkifatı’nın destanını yazmaya çalışıyorum. Epope-İllegal olacak destanın adı. Destanın ağırlık noktasını

Demokrat Parti döneminin çağdışı tutumu oluşturacak.”

                                                                                              Esen Yel (Söyleşiden)

“Hayat bütün hareketi, aktivitesi, ileri atılışlarıyla diri, canlı, ve değişiktir. Hayat dinamizmine can katan, yaşamayı öven, kötülükleri protesto eden, insanlığımızı yükselten sanatçılardan huylananlar, onları fildişi kulede tutmak istiyorlarsa, korktukları içindir.”

                                                                                                                Enver Gökçe

Hayatı:

Kemaliye’de doğdu. Öğrenimini Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde tamamladı (1948). Ceza Yasası’nın 141. maddesine aykırı eylemde bulunma savı ile tutuklandı (1951). Yedi yıla hüküm giydi. Cezaevinden çıktıktan sonra yaşamını bağımsız yazarlık yaparak sürdürdü.

ENVER GÖKÇE’YE

Sene 1966

Kayınvaldemin evinde

          oturuyoruz Kınalı’da

Gözü yaşlı bir sonbahar günü

Güler sökük dikiyor pencerenin

                                   önünde

Ben odanın gerisinde masa

                                   başında

Hatırımda kalmamış kimden

Çeviri yapıyorum harıl harıl

Telifimi parça buçuk alacağımı

                                    bile bile…

Yau diye seslendi Güler

Bir adam geçti önümüzden

                  Tam bir eski tüfek…

                Bu kadar olur ama!..                                  

Demeye kalmadı zır kapı!

Gittim açtım,

Karşımda bizim Enver!

                                            Can Yücel

“Türkiye’de olsam Enver’in tabutunu Doğu Ekspresi’ne koydurur, Kemaliye’nin Çıt Köyü’ne yollardım. Bir yerlere de onun şiirini yazardım: Beni şehir şehir beni, beni köy kent beni, usul beni yolca götür kardeşlik treni. Enver’i kötü günlerinde, adı haritalarda bile bulunmayan bu köy arkalamış, yaralarını bu köy sarmıştır. Enver’in mezarı en çok oraya yakışacaktır.”

                                                                                                                   İlhan Başgöz

“O bir senteze varmıştır… Bu toplumcu gerçekçi şiirdir… İkircikli tonlamaların, ifadelerin yerlerini insani olana, insanın gerçekten mutlu olabileceği bir anlayışa devridir. İnsanca ve kardeşçe yaşama sevdasının ete kemiğe bürünüp o düzeni arama, o yolda yürüme bilincine eklemlenmesidir.”

                                                                                                Özgen Seçkin

Kaynakça:

20. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi, İlhami Soysal, Bilgi Yayınevi, 16. Basım, s.302, Ocak 2018, Ankara

Çağdaş Türk Edebiyatı 3, Cumhuriyet Dönemi 1, Şiir, Şükran Kurdakul, Evrensel Basım Yayın, 5.Basım,  s.300, Aralık 2005, İstanbul

Şiirimizin Işıklı Irmağı Enver Gökçe Derleyen: Mehmet Özer, Evrensel Basım Yayın, Birinci Basım, s.33-55-131-222-229, Şubat 2006, İstanbul

Hazırlayan: Serkan Yaman

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir