Değerli okuyucular,
Başbakanın kendi medyası önünde açıkladığı son paket hakkındaki düşüncelerimizi kısaca açıklamak istiyoruz:
Başbakan RTE’nin günler öncesinden açıklayacağını ilan ettiği, büyük bir propaganda ve şov eşliğinde 30 Eylül 2013’de ilan ettiği paket esasen Türkiye’yi daha da gericileştirme hareketinin yeni adımlarını içermektedir. Gericiler ve liberaller istedikleri kadar parlatsınlar, gerçekleri gizlesinler; bu paket, özgürlükleri ve demokrasiyi geriletmekten başka RTE’nin daha fazla iktidar hırsını da büyütmektedir.
Bu ve benzer paketlerin emperyalist güçlerin AKP iktidarına desteğinin yenilenmesini sağlamakta da etkili olacağını unutmayalım. Zaten AB, paket açıklanır açıklanmaz desteğini ilan etmekle kalmayıp muhalefet partilerinin de AKP’nin paketine destek vermelerini istemektedir. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki ise günlük basın toplantısında soru üzerine AKP’nin paketi hakkında; “Türk Hükümeti’nin demokratikleşme reformlarını önemli bir ilerleme olması açısından memnuniyetle karşıladık” demektedir.
Adında “adalet” olan AKP’nin bütün uygulamalarının adaletsizlik yarattığı apaçık ortada dururken, 31 Mayıs direnişçilerine hala düşman gibi davranan Başbakanın yönettiği iktidardan demokratikleşme beklenemez. ODTÜ’lüleri ezmeyi aklına koymuş, Hataylıları mezhep farklılığı nedeniyle öldüresiye sevmeyen, Alevilere sürekli olumsuz yönde ayrımcılık yapan, işçileri sermaye karşısında ezmeyi siyaset haline getiren, köylüyü yoksulluğa-yokluğa mahkûm eden bir zihniyetten demokratikleşme beklemek abesle iştigal değilse nedir? Kamu çalışanlarını köleleştirmeyi amaçlayan politikacıların kılık-kıyafet ve inanç özgürlüğü yutturmacasıyla kitleleri kandırmaya ve ülkeyi feodalizmin karanlığına itmeye çalıştıkları açık değil mi?
Aydınlanmacılığa, devrimciliğe karşı açtıkları savaşı demokratikleşme olarak yutturmaya çalışan AKP gericiliğine karşı çıkmak yurtseverlik görevidir.