Polisin dün Antakya Armutlu’da öldürdüğü Abdullah Cömert isimli
22 yaşındaki gencin son mesajı: “Bu yolda öleceğiz… devrim için” oldu.
CHP Gençlik Kolları yöneticisi olan Abdullah Cömert’in işte o son mesajı:
“3 günde sadece 5 saat uyudum. Sayısız biber gazı yedim, 3 defa ölüm tehlikesi atlattım. Ve insanlar ne diyor biliyor musunuz? “Boşver ülkeyi sen mi kurtaracaksın” Evet kurtaramasak ta bu yolda öleceğiz. (O kadar yorgunum ki, 3 günde 7 tane enerji içeceği 9 tane ağrı kesici ile ayaktayım. Sesim kısık vaziyette ama gene saat 6’da alanlardayım sadece devrim için)”
***
Abdullah’ın hayatını verdiği bu mücadelenin bizzat kendisi, somut pratik, iyi niyetli, gencecik gerçek devrimcileri büyük bir dayanışma ruhuyla bir araya getirerek, üzerine ölü toprağı serpilmiş denilen ülkeyi ayağa kaldırdı. Hepimizin gözlerinde yeni ve taze umutlar yeşertti.
Bugün, şu saatlerde halk kitlelerinin emperyalizme ve dinci faşizme karşı sürdürdüğü mücadele, bugüne kadar sol adına yapılan bütün saçma yorumları, yanlış politikaları bir kalemde silip attı. Bu devrimci pratik Türkiye’nin önüne yepyeni bir ufuk açmaktadır. Halk kitlelerinin açmakta olduğu bu yol devrime doğru giden yolun çok önemli bir aşamasıdır. Halk kitleleri duruma el koymakta ve devrimin yolunu saptıranları kenara iterek gerçek değişimi sağlamaktadır. Bu mücadele, Türkiye halkının devrimci “kitle çizgisini” yaratarak devrimin ana yolunun haritasını kanla, terle çizmektedir. Bu devrimci pratik, liberal eğilimlerin şu veya düzeyde etkisi altında olan, sınıfsal kitle çizgisinin yerine sahte politikaları geçirmeye kalkışanları ya hizaya sokacak ya da ezip geçecektir.
Bu devrimci yürüyüşe sınıfsal renk verebilmek için “sosyalistler” önce kendilerini bu kitlesel nehir içinde temizlemek zorundadırlar. Bu devrimci pratik içinde, eskimiş veya kirlenmiş düşünce ve politikalarını yıkayarak yenilenmelerini ve arınmalarını sağlamadıkları takdirde yok olup gideceklerdir. Gerçek değişim bu yenilenme ve arınmayla gerçekleşecektir ve devrimci olan gelişme de budur. Devrim, ona buna yaslanarak, şunun bunun şemsiyesi altında yürünerek değil; halk kitlelerinin gerçek, sahici devrim mücadelesi içinde büyüyüp gelişecektir. Bu gelişme ancak doğru, berrak, kitlelerle birleşmeyi gerçekleştirecek fikir ve şiarların yol göstericiliğinde olabilir.
Geldiğimiz bu noktada solun sorunu, bazılarının ileriye sürdüğü gibi sadece çalışma tarzını, mücadele anlayışını değiştirmeye kalkışarak çözülmez. Büyük ve köklü bir politik değişim zorunludur. Yanlış politikalarla, yanlış politik mücadeleler içinde yıpranmış kadrolarla bir yere gidilemeyeceğini şu beş-altı gün içinde somut olarak gördük. Bu günkü Türkiye bir hafta önceki Türkiye değildir. Bu günkü kitle de bir hafta önceki kitle değildir. Bir hafta içinde her şey çok değişti. Bu müthiş gelişmeyi doğru okuyamayan, bu değişime ayak uyduramayan hiçbir sol akım ayakta kalamaz. Kaldı ki sorun, ayakta kalmak ta olmamalıdır, bu devrimci gelişmenin içinde etkin olmak ve hatta yönlendirici olmayı amaçlamak olmalıdır. Ama bu konuma erişebilmek için en önce Abdullah Cömertlerle buluşmayı ve kaynaşmayı gerçekleştirecek politikalara sahip olmak olmazsa olmaz şarttır. Bunun için de öncelikle, emperyalizme ve dinci faşizme karşı durmak ve halk kitlelerinin ilerici-devrimci değerlerini savunmak zorunludur. İçinde yaşamakta olduğumuz pratik bir kez daha ortaya çıkarmıştır ki; yurtseverliği, devrimci laiklik başta olmak üzere Türkiye aydınlanmacılığını ve Türkiye devrimciliğini savunmadan bu kitlelerle buluşmak hayaldir. Bundan böyle Demokratik Devrimin temel ilkelerinden ve yolundan yürüyerek Sosyalizme gidebileceğimizi pratik içinde, kitleler önünde açıkça savunmayan hiçbir sol hareket kabul görmeyecektir. Bu ilkesel yaklaşımı esas almayan sol günümüzde devrimci de olamaz.
Mehmet Ali Yılmaz