Felsefe Farkındalıktır- Mehmet Uysal

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

FELSEFE FARKINDALIKTIR

(İçimizdeki Felsefenin Satırbaşları)

  Mehmet UYSAL

  1. Felsefe İnsanın Kendisinin Farkında Olmasıdır

1.1 İnsanın “kendisi”, bedeni ve bedeni ile ilişki ve etkileşim içinde olan her şeydir.

1.2 İnsan, yaşamda kalmak ve daha iyi yaşam koşullarına ulaşmak için “dünyayı değiştirmek” amacıyla “kendisinin” farkında olmak ister.

1.3 İnsan, kendisinin farkına, aklıyla varır.

1.3.1 Akıl, duygulanma ve mantık sisteminden oluşur.

1.3.2 Bireysel akıllar, “dil” ile bağlanarak “toplumsal akıl”ı oluşturur. Gözlem, deney, inceleme, bilgi-işlem ve iletişim araç ve gereçleri de “toplumsal akıl” kapsamındadır.

1.4 İnsan, kendisinin farkına, aklının hareketiyle varır.

1.4.1 Farkındalığın ilk adımı, bireysel/toplumsal duygulanma ve bireysel/toplumsal mantık sistemini bilmektir.

1.4.2 Farkındalığın ikinci adımı, bedeni ve bedeniyle ilişki ve etkileşim içindeki her şeyi (evreni) bilmektir.

1.4.3 Farkındalık, aklın duygulanma sisteminin hareketi ile uyanır. Duygulanma sisteminin hareketini, toplumsal boyutta “sanat faaliyeti” olarak görürüz.

1.4.4 Duygulanma sistemi, aklın mantık sistemini harekete geçirir. Mantık sisteminin hareketini, toplumsal boyutta “bilimsel faaliyet” olarak görürüz.

1.5 İçindeki “kuşkulanma dinamiği”, toplumsal aklın etkinliğini sürekli yaygınlaştırıp, derinleştirir.  Böylece, daha gelişmiş düşüncelerle, insanın farkındalık düzeyi sürekli yükselir.

1.6 Daha gelişmiş düşünceler toplumsal akla hâkim olurken, önceki düşünceler “felsefe tarih”indeki yerlerini alırlar. “Önceki” sanat anlayışları “sanat tarihine” ait olurken, “önceki” bilimsel düşünceler “bilim tarihine” ait olurlar.

  1. Bazı Sonuçlar

2.1 Felsefe, insanın duygusal (sanatsal), mantıksal (bilimsel); tüm aklî faaliyetlerinin toplamıdır.

2.2 Aklı başında olan herkes felsefe yapabilir.

2.3 En yüksek farkındalık, bu nedenle en ileri yaşama olanakları en gelişmiş düşüncelerdedir. Bundan dolayı, felsefe tarihinin malı olmuş düşüncelere, “tarihi önem” ötesinde önem atfedilip, güncel yaşamın içine sokulmamalı; mevcut düşünceler sürekli geliştirilmeli; en gelişmiş düşünceler öğrenilip, anlaşılıp, içselleştirilmelidir.

2.4 Felsefe tarihinin malı olmuş düşünceler, ait oldukları “tarihi” yerden çıkıp, güncelin içine girip, güncel yaşamları düzenleyip, belirlemeye kalkarsa, “hayalet düşünce” olurlar. Hayalet düşünceler, “tebliğ etme” sınırını aşarak, güncel yaşamı “zorla” düzenlemeye kalkarsa, “zombi” ya da “vampir düşünce” olurlar.

2.5 Hayalet, zombi ya da vampir düşünceler, daha düşük farkındalık, bu nedenle daha geri yaşama olanakları demek olduğu için, güncel yaşamın içinden alınarak, ait oldukları yere; “düşünce tarihine” iade edilmelidir. Bunun da yolu, en gelişmiş düşünceyi içselleştirmek ile daha iyi yaşama koşulları arasındaki ÇOK SIKI bağlantının, çok geniş kitlelerce anlaşılmasını sağlamaktır.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir