PKK-ABD MUTABAKATI
Can Dündar, 18-21 Ocak 2003 tarihlerinde Milliyet gazetesinde yazdığı yazılarda bugünlere de ışık tutacak bir görüşmeye ve belgeye yer vermişti. ABD heyeti ile PKK’lılar arasında yapılan bu görüşme ve PKK’lıların ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderdikleri mektupla ilgili Can Dündar’ın köşe yazılarının ikisi şöyle:
İlginç Flört
Milliyet–18.01.2003
(…)
Bölgenin deneyimli Milliyet muhabiri Namık Durukan geçenlerde gittiği Kuzey Irak’tan 2 sayfalık İngilizce bir belge de getirmişti.
21 Ocak 2002 tarihinde PKK Başkanlık Konseyi’den, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen bu yazı, Amerikan yetkilileriyle… PKK arasında yapılan bir görüşmenin ayrıntılarını kağıda döküyor ve varılan mutabakatı teyit ediyordu…
Buluşma, ocak ayında bir Ortadoğu ülkesinde gerçekleşmiş. Amerikan tarafında, Pentagon ve CIA yetkilileri ile o ülkedeki ABD elçisi bulunmuş.
PKK’yı ise Başkanlık Konseyi üyesi Mustafa Karasu temsil etmiş.
“Görüşlerimiz örtüşüyor”
İki sayfalık belge dikkatle okunduğunda ortaya çıkan sonuç şu:
“ABD, bölgede yeni yapı için PKK’yı yokluyor; PKK da kendi geleceği için ABD’yi arkasına almaya çalışıyor.”
Mektup şu memnuniyet satırlarıyla başlıyor:
“Başkanlık konseyimiz, yetkili arkadaşımızla yapılan ilk görüşme konusunda bilgi sahibi olmuştur. Görüşmenin memnun edici geçtiğini görüyoruz. Birçok konuda görüşlerimizin örtüşmesi, ilişkilerimizin gelişmesinde önemli bir zemin teşkil etmektedir. (…) Bizi en fazla memnun eden de bir önyargıyla karşılaşmamış olmamızdır. Bu durum, görüşmelerimizin sonuç alıcı olacağını gösteriyor.”
“Türkiye’deki rejim aşılmalı”
Bu girişten sonra PKK, Ortadoğu’daki rejimlerin, hem o ülkelerin halkları, hem de uluslararası toplum için zararlı bir yük haline geldiğini ve aşılması gerektiğini belirtiyor. Buna Türkiye örneğini veriyor. “ABD’nin Irak’a müdahalesi bu rejimlerin aşılmasının olanağını yaratacak, bölgede demokratikleşmenin yolunu açacaktır” diyor.
Bu konuda PKK’nın, ABD ve AB’yle her alanda işbirliği yapacağını bildiriyor.
Bu işbirliği alanlarını da 9 öneri şeklinde belirtiyor.
(…)
Can Dündar’ın bir gün sonraki yazısı şöyle:
Kuzey Irak’ta Federasyon Pazarlığı
Milliyet, 19 Ocak 2003
PKK Başkanlık Konseyi’nden ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen iki sayfalık mektubu yayınlamıştım dün; geçen ocakta, bir Ortadoğu ülkesinde, PKK’lılarla Amerikalıların buluşmasında varılan mutabakatı belgeliyordu.
Milliyet’ten Namık Durukan belgeyi Kuzey Irak’ta ele geçirmişti.
PKK Başkanlık Konseyi’nden Mustafa Karasu’nun imzasını taşıyan yazıda PKK, ABD’yi Irak’a müdahaleye çağırıyor ve PKK’nın işbirliğini vaat ediyordu.
Bugün, mektuptan bu “işbirliği pazarlığı”nın ayrıntılarını aktaracağım:
“Federatif Çözüm”
PKK, işbirliği için 9 öneri yapıyor. Bunlar özetle şöyle:
“1-Irak’a müdahale, bölgedeki rejimleri sarsacağı için PKK buna tam destek verecektir.
2-PKK bölgede demokrasinin geliştirilmesi için her konuda işbirliği yapacaktır.
3-PKK; Kürt sorununun çözümünü devletlerin yıkılmasında değil, rejimlerin demokratikleşmesinde görür. Türkiye, İran ve Suriye’de demokratik rejimlerin kurulmasıyla Kürtlerin merkezi ve yerel iktidara katılması, Kürtçe eğitim, kültürel gelişme olanağına kavuşması ve insan haklarının tanınması sağlanacak, demokratik çözüm, ülkelerin birliği korunarak gerçekleşmiş olacaktır. Irak’ta özgür seçimler sonucu oluşan, eyalet idari sistemini esas alan bir federatif çözüm yerinde olacaktır. Kürtlere federal bir statünün tanınması Kürt sorununu çözüme kavuşacaktır. Sorunun 4 parçada birbiriyle ilişki içinde çözüme kavuşturulması, işleri çok kolaylaştıracaktır.
ABD’ye düşen
4-Kürt hareketi de bölgeyle birlikte demokratikleşecek ve bir çözüm gücü haline gelecektir. Kürtler arasında çatışmayı önleyip birliği yaratmak için PKK isim değişikliği dahil yeni adımlar atacaktır.
5-Kürt ulusal güçlerinin, aralarındaki ilişkileri düzeltip ittifak yapması için ABD’nin teşvik ve çabalarına acil ihtiyaç vardır.
6-PKK’nın uluslar arası çalışmalarına uygulanan kısıtlamalar kaldırılmalıdır.
7-Öcalan’ın sağlık ve yaşam koşulları acilen düzeltilmeli, havanın kuru olduğu bir yere, PKK’lı tutukluların yanına taşınmalı, basın yayın olanaklarından yararlandırılmalı, ziyaretçi kabul süresi artırılmalı, idam cezası kaldırılmalıdır.
8-Türkiye’nin HADEP’e uyguladığı baskının kaldırılması için ABD, girişimde bulunmalıdır.
9-Bu görüşmelere Kuzey Irak’ta heyetlerle devam edilmelidir.”
Sıra 3. öneride mi?
ABD’nin bölgeye yönelik hazırlıklarını sergileyen ve Türkiye’nin Kuzey Irak hassasiyetini doğrulayan bir belge bu…
Okurken dikkat etmişsinizdir:
PKK önerilerinin bir kısmı geçen yıl (2002 bn) zarfında gerçekleşti:
Örgüt, ismini değiştirdi.
İdam cezası ve Kürtçenin önündeki engeller kaldırıldı.
Kuzey Irak’ta birbiriyle çatışan Kürt gruplar barıştırıldı.
Şimdi sıra 3. öneride mi?
Yani Kuzey Irak’a müdahalenin ardından ABD’nin hamiliğinde federal bir Kürt devleti mi hazırlanıyor?
Namık Durukan, 9. Öneride sözü edilen Kuzey Irak buluşmasının geçenlerde ABD yetkilileriyle KADEK’liler arasında yapıldığını öğrendi.
Görüşmeyi, Kuzey Irak’taki Kürt gruplar üzerindeki ağırlığı bilinen Davut Bağıstani organize etmişti.
Namık, Kuzey Irak’ta Bağıstani ile görüşüp buluşmayı doğrulattı.
Körle Yatan…
Ben Kürt sorunun barışçı çözümünden yanayım.
Bölgede çözümün demokratikleşmeden geçtiği görüşüne de katılıyorum ve sorunlara silahlar yerine temaslarla çözüm bulunmasını destekliyorum.
Ancak bölgeyi kendi dinamikleriyle değil, Ortadoğu’da emelleri olan bir süper gücün sopasıyla dizayn etme taktiklerine tepki duyuyorum.
Kürtler, özledikleri çözüme, bir komşu halkın mahvına göz yumma karşılığı ulaşabileceklerini sanıyorlarsa kendi tarihlerini bir daha okumalarını tavsiye ederim.
O tarih, büyük devletlerin satış ve ihanetleriyle doludur da…
Bir Yanıt
Kürtlere nicedir Ortadoğu’da halkları ‘satan’ halk olarak bakılıyor. Bunu da bu durumda getiren kendileri. Türkmen, Arap vb. diğer halklar Kürtlerin kendilerine ihanet ettiklerini düşündüklerinden IŞİD’e -fikirlerine taban tabana zıt olsalar bile- destek veriyorlar. Görünen o ki, Türkiye’de yaşayan ve Kürt hareketi namına Kürtlere destek verdiğini söyleyenler ve sol adına kuyrukçuluk yapan çokbilmişler Kürtlere en büyük zararı veriyorlar. Kürtler’i Ortadoğu’da ‘istenmeyen/lanletli halk’ mertebesine kadar düşürdüler. Eserleriyle övünebilirler.