Sayın Kostas Elefterios
SYRIZA ÇIKMAZI No: 9, ATİNA
Değerli Dostum,
Hatırlarsın, karşı karşıya olduğunuz sorunların niteliğini tam kavramamış olan buradaki bazı saftirik solcuların sizden daha çok bayram ettiğini. Önce, “büyük değişim başladı, darısı bizim başımıza” dediler; daha bir kostak kostak yürüdüler birkaç gün. Dedik ki “onlar şimdi iğneli fıçıya girdi, canlari yanacaktir, sizin başınıza da darı değil taş yağacak” kötümsersin diye surat astılar. Bilirsin işte. Siz gittiğinizden beri her yıl kafaları biraz daha dağıldı, endazeleri iyice kaçtı. İyiye gideceklerine sürekli bozuldular. Temelleri ve geçmişleri olmadığı için nereye tutunacaklarını bilemediler. Gerçi sizde de işler bir garip gelişti. Syriza namıyla çıkan hareket epey şöhret yaptı ama iktidarı ne için istediler bilemiyorum. Eski hükümetler har vurup harman savurdu, para saçtılar, yiyip içtiler, parti bitince de pisliği temizlemeyi solcuların başına yıkıp kaçtılar. Şimdi kıs kıs gülüyorlar. Haydi, iş başına.
Bundan bir iki gün önce bizim solcular gene sevindiler. Sizin başbakan vergisini ödemeyen bir iş adamına haciz yaparım demiş, adam korkup ödemiş. Ne kadar mı? İki milyon Euro. Eh sizin borcunuz dört yüz milyar Euro filan. Dolar olarak 586 milyar yapıyor… fazlası var ama diyelim ki o kadar. Bir milyarın beş yüzde birini kurtarmış. 400 x 500 = 20.000 eder. Yani toplam borcun yirmi binde biri, ya da yüz binde beşi cepte demektir. Türkiye’de bunun için bayram yapan saftirik solcu var, aklım almıyor niyedir. O halde bizde her gün bayram olmalı çünkü AKP hükümeti çok iş adamına haciz yaptı. Gerçi seçmeli yaptı, kendi adamlarını kolladı ama gene de yaptı. Valla, solcuların kafası yerinde değildir. Yerde hiç değildir. Bizde de değildir, sizde de değildir. Aslında ne yerdedir ne de göktedir. Sen başka bir şey diyeceksin ama lafı bize bırakıp kaçıyorsun.
Şimdi, hem Yunanistan’da, hem de Türkiye’de ortak bir şey var. İkimizde de insanlar kazandıklarından çok tükettiler ve bunun için borç yapıldı. İkimizde de yaklaşık aynı borç var ama sizin nüfus bizim yedide birimiz. Yani bir dönem siz pek iyi yaşadınız. Memurunuz, öğretmeniniz, emekliniz bir dönem dünyanın en yüksek maaşlarını aldı. Allah artırsın, gözümüzde değil. Bizde de karınca kararınca borç yapıldı. Borç yiyen kesesinden yer. Yıllar geçti, ödemeler zorlamaya başladı. Maaşlar yıldan yıla düştü. Sizinkiler sokağa fırladı. Bizde öyle şey olmaz. Halkımız kanaatkârdır. Devlet paraya sıkışınca üzerine gitmezler. Büyüğe saygı terbiyesi vardır. Gerçi sizde de şimdi pek üzerine gitmiyorlar. Ne de olsa durumun farkındalar.
Aziz dostum,
Bence gelin, siz bu borç için daha fazla debelenip durmayın. Bırakın zenginleriniz ne yapacaksa yapsın. Siz de muhalefete geçip keyfinize bakın. Bu borcun altına girilmez. 400.000 tane 1 milyon Euro ya da 585.000 tane milyon dolar. Her gün bir milyon Euro ödesen 1460 yılda bitmez. Faizini bile ödeyemezsin. Bak biz paşa paşa çalışıp ödüyoruz. Günlük emeğimizin yarısını uluslararası sermayeye veriyoruz. Bunun için tepemize daha çok biniyorlar.
Aslında ödenecek para da değil. İyi yemişsiniz oğlum Kostas. Afiyet olsun.Yahudinin dediği gibi artık alacaklılar düşünsün. Ama bunu sizin yanınıza da bırakmazlar yani. Aşırı değil ama biraz süründürürler. Gene de iyisiniz. Biz o durumda olsaydık hapı yutardık. Zaten yutmamış olsaydık demek istiyorum…
İşte böyle Kosti. Siz bizden çok önce başladınız gerçi. Demokratik ordunun komutanı Markos Vafiadis Anadolu’nun bağrından kopmuş Tosya’lı bir iyi adamdı. Onu alıp yerine Stalin’in kuklası Zachariadis’i getirdiğiniz gün bittiniz. Ondan sonrası hep yokuş aşağı idi. Gene de geleneğinize hep gıpta ettik. Ama kolay para sizi bozdu bu arada. Avrupa’nın şımarık çocuğu oldunuz, güzel yaşadınız, tabakları kırdınız. Biz onu da yapamadık ya. Ha bire çömlek patlattık.
Size tekrar tavsiyem bu borcu ödemeyi sermayedarlarınıza bırakın. Çok sürünmeden bırakın. Gerçi şimdi onlara bedava versen iktidarı almazlar ama sonuçta iktidar bu. Hiçbir yerde ortada kalmaz. Birisi mutlaka kapıp gider. Kurtulursunuz. Buradaki işler de pek iyi değil yani. Başımıza pislik yağdı yağacak… Onu da başka bir gün konuşuruz.
Herkese selamlarımı iletirim…
Mehmet Tanju Akad
Bir Yanıt
Syriza bir parlatma idi özü kendinden bir şey yoktu…düzeni değiştirmeye değil tamir etmeye niyetlendiler ve şimdi troykanın kucağındalar…bize gelince dipteyiz… çıkış için kuvvet toplamaktayız… İnşlalah başımıza yağanları gül olarak toplayacağız… baki selamlar…