Suruç Katliamı ABD’nin Bölge Politikasının Sonucudur

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Suruç katliamını gerçekleştirenleri ve buna neden olan emperyalist gericiliği kınıyor ve lanetliyoruz.

Bu katliamı hazırlayan ortamı ABD emperyalizminin Ortadoğu politikası ve işbirlikçi AKP iktidarının Suriye’yle ilgili dış siyaseti yarattı.

Ortadoğu bölgesinde IŞİD vb örgütleri yaratan ve kullanan ABD bölge halklarını birbirine düşürmekte, ülkeleri istikrarsızlaştırarak içsavaşlara sürüklemektedir. Bu emperyal politika Irak ve Suriye’den sonra Türkiye’yi de savaş bataklığına çekmektedir.

Öncelikle Türkiye bu kanlı ortamı yaratan politikalara alet olmamalı, bu politikaların sahiplerine ve aktörlerine karşı çıkmalı. İlerici-demokrat kesimler, AKP iktidarını mezhepçi Suriye politikasını tamamen değiştirmesi için zorlamalı.

Öte yandan Türkiye sınırları ve sınıra yakın yerleşim bölgelerinin tam korunması sağlanmalı. Bunun için gerekli olan her türlü tedbir alınmalı.

Suriye’den Türkiye’ye kaçan insanlar belirlenmiş bölgelerde iş-güç sahibi yapılarak, olabildiğince insani koşullar sağlanarak yaşamaları sağlanmalı.

Bu katliam aslında bütün Türkiye halkına karşı yapılmıştır ve hep birlikte lanetlemeliyiz.

editor

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

2 Responses

  1. Bu katliamı lanetlemenin her şeyden önce bir insanlık vazifesi olduğu muhakkak. ABD emperyalizmi coğrafyamızdaki merkezî devletleri (isteyen ulus devlet de diyebilir) dağıtarak bütün gerici, mezhepçi ve arkaik güçleri ayağa kaldırmıştır. Bu şiddet sarmalının en önemli nedeni de, Irak ve Suriye’nin merkezî devletlerinin kendi topraklarında fiilen egemenlik kuramamasıdır. Meseleyi böyle koyarsak belli sonuçlara daha kolay ulaşırız. Devrimcilerin IŞİD ile PKK arasında taraf seçmeye zorlanarak emperyalizmin politikalarının bozulacağını düşünmek ise bir başka yanlıştır ki bu yanlışa da düşmemeliyiz. Bu yanlış çatışmaların ortasında (IŞİD-PKK) halkımızı katliamlara karşı koruyacak ve sorunlarını çözecek gerçekçi bir politikaya ihtiyaç var. Yoksa daha yüz yıl bu kanlı çatışmaların, katliamların ülkemize yayılmasını önleyemeyiz. Bu da, yazıda belirttiğiniz üzere, emperyalizmin bölge politikalarına, Irak ve Suriye’yi parçalamasına, askerî üslerine, kurdurmaya çalıştığı yeni devletlere, besledikleri haydutlara, amasız fakat’sız karşı çıkarak ülkemizin bağımsızlığını ve halkımızın birliğini savunarak olur. Ne yazık ki böyle dirayetli bir çıkışın toplumda ne kadar karşılık bulacağını düşünürken karamsarlığa düşmemek de elde değil.

  2. Suruç’ta “karanlık ve istihbari odaklarca” masum gençlere yönelik katliam canımızı yaktı ve ciğerimiz kavruldu…. Her türlü teröre lanet demekle dilimiz pelesnk oldu…İçinde yaşadığımız “örtlü ve açık III. Dünya savaşı ” tedbirli davranmayı gerektirmektedir…Herkes sağduyu ile bu odakların pravokasyon ve dezenformasyonik maniplasyonlarına karşı uyanık olmalıdır…Kardeşleşmeyi ve dayanışmayı bozan kışkırtıcı ve tahripkar açıklamalar nereden gelirse gelsin itibar edilmemelidir…Sulh ve adaleti beşeri coğrafyamıza hakim kılmak gereklidir… Vahşi kıyımda edebiyete göç edenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar dilerim…baki selamlar…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir