Hürriyet yazarı Tolga Tanış’ın 9 Ağustos 2015’te gazetesinde yazdığı yazıda Amerikalı bir üst düzey yönetim yetkilisiyle gerçekleştirdiği konuşmaya dayanarak yaptığı değerlendirme oldukça dikkat çekici. Aşağıda Tolga Tanış’ın “6 Amerikan F-16’sı hangi koşulda geliyor” başlıklı bu yazısının son kısmını veriyoruz:
“Perşembe günü Dışişleri Sözcüsü Mark Toner da söyledi ve Ankara’nın PKK’ya yönelik hava saldırılarının Suriye’deki YPG güçlerini kapsamaması gerektiğini belirtip ‘Bu kuvvetlere zarar verilmemeli ya da ateş açılmamalı.
Türk Hükümeti de açıkça kabul etti’ dedi.
‘O zaman PKK Kandil’de kalırsa Türkiye’nin hedefi olacak ama Suriye’ye geçerse saldırılardan korunacak mı’ dedim görüştüğüm yetkiliye.
‘PKK bu mesajı nasıl okumak isterse öyle okuyabilir’ dedi.
Şunu yaptı Washington: Önce YPG üzerinden Türkiye’yi IŞİD’le savaşa katılmaya mecbur bıraktı.
Şimdi de Türkiye üzerinden PKK’yı Suriye’ye geçmeye zorluyor.
IŞİD’e karşı cepheyi güçlendirmek için.
Bunu teyit etmediler.
Ayrıca belki de Kuzey Irak Yönetimi’nin egemenliğini tehdit eden Kandil’deki fiili durumu da bu sayede sonlandırmanın iyi olabileceğini düşünüyorlar.
Bir Yanıt
Son derece yerinde bir alıntı olmuş. Yakın zamanda bir başka internet haber sitesinde bununla bağlantılı olarak okunabilecek stratejik bir analiz de kaleme alınmıştı. ABD, Barzanî yönetiminde ve KYB desteğindeki Kuzey Irak Bölgesel hükümeti’nin, Şii-birlikçi Irak merkezî hükümetinden bağımsız olarak petrol kaynaklarını kullanabilmesi için destek veriyor. Bu enerji trafiğinin bir ucunda Türkiye, diğer ucunda ise İsrail var. Irak anayasasına göre her bölge Irak halkının ortak malı sayılan doğal kaynaklardan elde edilen gelirin tamamını önce merkezî hükümete veriyor, bilahare bundan pay alıyor. Ancak Kürt yönetimi bir süredir merkezî hükümeti by-pass ederek doğrudan Türkiye üzerinden petol satıyor ve bunun gelirini de paylaşmıyordu. Bu nedenle Irak merkezî hükümetinin büyük zararı var. Doğu Akdeniz’de kaçak ticaret yapan Panama ve Malta bandıralı gemiler var, bunların Kürt petrolünü İsrail’e taşıdıkları söyleniyor. Eğer Kürtler Suriye üzerinden denize çıkarsa ikmal kapısı da açılacak, Kıbrıs ve Mısır arasındaki doğalgaz kaynakları da emperyalizmin denetimine girerese bundan AB’de pay alacak. Ortada son derece kapsamlı bir proje var ve bunu engellemek için aynı derecede kapsamlı ve sert bir müdahale programı gerekiyor.