Yüzyıl önce 31 Mart mürtecilerini Aydınlanmacılar yendiler. O yenilgiyi
hazmedemeyenlerin müritleri; aydınlık ve demokrat olan, ilerici ve devrimci olan her şeye düşmanlar ve bu değerlere karşı yıllarca kin biriktirdiler. Siz bakmayın onların kürsülerden sıktıkları yeşili, doğayı ve hatta insanı da severiz palavralarına. Siz onların gözlerine bakın, o biriktirdikleri kini ve düşmanlığı göreceksiniz. 1909’da İngiliz emperyalizminin desteğiyle başlattıkları irtica hareketinin ilerici-aydınlanmacı güçlerce yenilgiye uğratılmasını, Ulu Hakanlarının tasfiyesini bir türlü hazmedemediler, intikam peşindeler.
Onların Gezi parkına ve orayı savunanlara karşı düşmanlıkları 31 Mart’ın rövanşını almak istemelerinden ve Taksim’i kişisel rant için yağlı kuyruk gibi görmelerinden kaynaklanmaktadır. Hem ayaklanmanın başladığı Topçu Kışlasını ihya ederek gerici tabanlarını memnun edecekler hem de oraya AVM yaparak kendilerini ve çevrelerini daha da zengin edecekler. Bunların iktidar olmaktaki amacı, Amerikan gericiliğini bölgeye ve ülkeye hakim kılmak ve her olanaktan ne pahasına olursa olsun rant yaratmaktır.
AKP iktidarı on yıldır halkı baskı altına alarak ülkeyi gerici bir dönüşüme uğrattı. Neoliberal ekonomi politikasıyla zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul hale getirirlerken; Türkiye’yi dünyanın en mutsuz ülkeleri arasına soktu. Sokaktaki insanın giderek derinleşen yoksulluğunu ve mutsuzluğunu dinci ve Göbels vari propaganda ile örtmeye çalışıyor. Cehaletlerini, görgüsüzlüklerini ve talancılıklarını lümpenlikleriyle gölgeleyerek halkı hep uyutacaklarını sanıyorlar. Kurdukları bir avuç azınlığın diktatoryasını daha da sağlamlaştırmak için, emperyalizmin desteğiyle gerçekleştirecekleri son vuruşa hazırlandıkları şu sıralar halkın itirazlarıyla karşılaştılar. Faşist baskılarla susturulan, sindirilen halk kitleleri nihayet seslerini yükseltmeye başladı. Ezilenlerin bu itirazı bir birikimin sonucudur, kibirin sultanının ötekileştirdiği çok farklı halk kesimleri bir araya geliyor ve ayağa kalkıyor.
Ayağa kalkan bu geniş halk kitleleri, Batılı güçlerin göstermeye çalıştıkları gibi Soroscu “Türk baharı”nı değil, anti-emperyalist, anti-gerici, bağımsızlıkçı ve demokratik Türkiye’yi amaçlamaktadır.
Bu halk emperyalizmi ve işbirlikçilerini eninde sonunda yenecek.