Search
Close this search box.

Avrupa mucizesi tartışması-Saffet Bilen

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Kapitalizmin, kendisinin lüzumlu ve zorunlu bir gelişme olduğu, lakin Avrupa’ ya özgü özellikler nedeniyle Avrupa’da geliştiği, tek olduğu, evrensel olmadığı fikrinin doğru olup olmadığı, ana tartışma konusu olması gerekir.

Bu söylem bizim gibi ülkelerin ellerini kollarını bağlamaktan öte bir anlam içermez. Ayrıca aşağılık bir ırka dâhil olduğumuz fikrini kafalara çakar. Düşünen insanların, içinde doğdukları toplumsal koşulları tahlil etmelerinin, buna özgü bir yol çizmeye girişmelerinin önünü baştan keser.

İnsanlığın ileriye doğru akan gelişim sürecinde, öncü durumda olan Avrupa’nın örnek alınmasını salık verir.

Geçmiş sol dergilerin, konuya dönük kaleme aldığı yazıların birçoğunda benzer eğilimlere rastlamak mümkündür.

Bu tartışma yeniden ele alınmak zorundadır.

Örneğin; ‘Osmanlı imparatorluğunun toplumsal yapısı statik, otodinamik ilerlemeye müsait olmayan bir karakterde midir?’ (sorunun hazırlanmasında ASD 2.sayıda Mehmet Gün imzalı, Asya tipi üretim tarzı yazısından yararlandım)

Aslında soru şöyle sorulsa daha doğru olur bence.

Osmanlı imparatorluğunun toplumsal yapısı değişime müsait olmayan bir karakterde midir?

‘ilerleme’ fikri Avrupa’nın, kapitalizmin sihirli sözcüğüdür. Nereye dâhil olsa, orada kapitalizmi akla getirir. Söylenmek istenen açıktır, Batı dinamik unsurlara sahip olduğu için kapitalizm gelişti denmektedir. Sorunun, ‘Otodinamik ilerleme’ ibaresi ile sorulması, aslında kapitalizmin gelişip gelişemeyeceğinin sorulmasıdır. Kaçınılmaz bir gelişme olarak görülen budur. Durum böyle olunca öndekini örnek alma, ona ve orada yaşananlara öykünme kaçınılmazdır. Bu ise hiçbir zaman bir çıkış bulamamak anlamına gelir.

Çünkü Avrupa bir mucize değildir öncelikle, Dünya da zaten var olan bir sistemi daha da geliştiren ve merkezileştiren bir rol oynayarak, sistemin tepesine oturmuştur. Bugün bu gelişmenin sonlarına geldiğimiz de söylenmelidir. Çin’in batı kaynaklı bir yolla hızla sistemin tepelerine tırmanışını yaşıyoruz. Yol batının yolu, sermaye batının, teknoloji batının, ama gelişmenin olduğu toplum statik ilan edilen doğu toplumudur.

Ayırdına varılması gereken bilgi, doğu toplumlarının statik, değişime kapalı olmadıklarıdır.

İkincisi de değişim her zaman batı tarzında olmak zorunda değildir.

Bizim gibi geri kalmış statüsü reva görülen ülkeler; sorunu gelişmiş/ gelişmemiş çerçevesinden çıkararak düşünmek zorundadırlar. Sanayileşmeci, kalkınmacı, çeşitli çıkar grupları arasındaki çatışmaya dayalı bir kalkınma stratejisi izlemek zorunda olmadığımız düşünülmelidir.

Kendi özgüllüklerimiz temelinde bir değişimin mümkün olacağı kabul edilmelidir. Ve strateji öyle düşünülmelidir.

İkinci ve önemli başka bir gerçekte, Batı bu üstünlüğünü en baştan itibaren diğer ülke ekonomilerini yıkarak, gerçekleştirmiştir. Yani kapitalizm, hele de yeni sömürgeci emperyalizm, ülke üzerindeki egemenliğini, o ülkenin kendi dinamiklerini yıkarak gerçekleştirir ve sonrasında da ülke gericilerini ayakta tutarak sağlar. Son iki yy’ dan çıkartılacak en önemli derslerden biri de budur.

Bu gerçeklikte bizi, kapitalizmin ve Avrupa değişim yolunun bizler tarafından öykünülecek, örnek alınacak bir örnek olmadığı sonucuna götürür.

Sol, ya da toplumcu muhalefet, yeniden bir varlık haline gelmek istiyorsa, öncelikle Avrupa’ya güzelleme yapan tüm teorik önermelerle ilişkisini koparmak zorundadır.

Bunu başaramazsa, kapitalizmin iyice sıkışacağı belli olan önümüzdeki günlerde, onların muhtemel yedeği olma durumunda kalmaktan başka bir seçenekleri de bulunmuyor.

Tıpkı bir zamanların hızlı muhalifleri olan ve günümüzde ülkedeki ulusalcı odak tarafından, iki seçenek var bilindiği gibi, biri Kürt, diğeri Türk ulusalcıları, birisini tercih eden, yedeklenmeyi kabul eden Klasik Marksist örgütlenmeler gibi.

Salt Marksistlerde de değil bu eğilim. Anarşistler ve Demokratik komünalistlerde de güçlü benzer eğilim.

Ortak kesenleri ise, tarihe ilerlemeci bir bakışla bakmaları ve Avrupa’yı toplumsal gelişmenin mevcut zirvesi olarak görmeleri.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir