Çareye Giden Yol HAYIR’dan Geçer-Umut Demir

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Ocak ayının son günlerinden itibaren Batı ülkelerinden Türkiye’ye yönelik trafik birden hızlandı. Doğrudan ziyaretlerin yanı sıra telefon görüşmelerinde de ciddi bir artış oldu.

Önce İngiltere Başkanı Theresa May ABD Başkanı Trump ile görüştükten hemen sonra 28 Ocak 2017’de Türkiye’ye geldi. Basında yer alan haberlere göre May, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptıkları görüşmede; Kıbrıs, Suriye, ticaret ve savunma alanında işbirliği konularını ele aldıklarını ifade etti. İngiltere Başbakanı May, “İlişkilerimizi daha ileri taşımak iki ülkenin yararına” dedi.

2 Şubat 2017’de Türkiye’yi ziyaret eden önemli bir diğer Batılı lider ise Almanya Başbakanı Merkel’di. Son bir buçuk yılda ülkemize beş kez gelen Merkel Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım ile görüşmelerde bulundu.

Bu son ziyaretle ilgili Sözcü gazetesinde yer alan haber dikkat çekiciydi. Bu habere göre, Alman Der Spiegel dergisi, Türkiye’nin İncirlik Üssü’nde konuşlanan Almanların Tornado tipi keşif uçaklarının çektiği görüntülere doğrudan erişim istediğini yazdı. İddiaya göre, durum ciddi olduğu için Merkel, Türkiye’ye geldi.

***

ABD Başkanı Donald Trump başkanlık koltuğuna oturduktan günler sonra da olsa Erdoğan’la telefonla görüştü. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada “iki liderin El Bab ve Rakka’da ortak hareket edilmesi konusunda mutabık kaldığı” ifade edildi.

Bu görüşmede Trump’ın Erdoğan’a “CIA Başkanı’nı gönderiyorum, detaylı konuşun” dediği de basında yer aldı.

Bunun üzerine CIA Başkanı Mike Pompeo ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye yaptı ve önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la, sonrada Fidan’la birlikte Saray’a gidip Erdoğan’la görüştü. CIA Başkanı 1.5 saat süren bu görüşmeyle de yetinmedi Fidan’la MİT Müsteşarlığı’nda 3.5 saatlik bir görüşme daha yaptı. CIA Başkanı son olarak Başbakan Binali Yıldırım’la da görüştü.

Bu arada ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence Başbakan Binali Yıldırım ile telefonda görüştü.

“Samimi bir ortamda gerçekleşen telefon görüşmesinde, başta askeri, güvenlik ve terörle mücadele alanlarında olmak üzere müttefiklik ve ortaklık temelinde ikili iş birliğinin gelecek dönemde yoğunlaştırılması ve yanlış anlaşılmaların giderilmesi hususunda mutabık kalındı.

Görüşmede, ABD Başkan Yardımcısı Pence Türkiye-ABD ilişkileri için ‘yeni bir gün’ ifadesini kullandı.

Pence ayrıca Suriye’nin El Bab bölgesinde şehit düşen Türk askerleri için taziye ve başsağlığı dileklerini ileterek, terörle mücadelede Türkiye’nin yanında yer alacaklarının altını çizdi.” (NTV, 9.2.2017)

Görüşmede, ‘başta askeri, güvenlik ve terörle mücadele alanları olmak üzere müttefiklik ve ortaklık temelinde ikili işbirliğinin gelecek dönemde yoğunlaştırılması ve yanlış anlaşılmaların giderilmesi hususunda’ mutabık kalındığı basına yansıdı.

Aynı günlerde İngiltere Genelkurmay Başkanı Org. Stuart William Peach’in Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ı ziyaret etmesi de dikkat çekiciydi.

Anadolu Ajansı’na özel açıklama yapan Pentagon sözcüsü Eric Pahon, “Türkiye ile özellikle El Bab’da iş birliği arttı” dedi! (AA, 9.2.2017)

El Bab’da ABD’yle iş birliğinin arttığı yönündeki açıklamadan sonra neler oldu?

El Bab’a ulaşan Suriye Ordusu ile TSK destekli ÖSO karşı karşıya geldi ve çatışma çıktı…

El Bab’a TSK’nın ve ÖSO’nun girmesi üzerine Rusya’nın diplomatik uyarısı ve askeri “kaza”sı gündeme geldi.

Bu uyarı ve “kaza”nın altında yatan iki temel nedenden söz edebiliriz:

Birincisi, Fırat Kalkanı operasyonunun hedefinin sınırlarımızda tehlike oluşturan IŞİD’in bölgeden temizlenmesi ve PKK-PYD Koridoru’nun kesintiye uğratılması olarak açıklamasına karşın; buna uyulmayacağı yönünde yeni açıklamaların yapılmasıdır.

İlk açıklamaya uygun olan tavır; Türkiye, IŞİD El Bab’dan temizlenince Şam’la anlaşma yolunu tercih etmeliydi. Bundan sonra Münbiç vb yerler üzerinde durulabilirdi.

Ama AKP iktidarı bunu yapmak yerine bir gün öyle diğer gün şöyle dedi. Başbakan yardımcısı El Bab’dan öteye gitmeyeceğiz derken Cumhurbaşkanı gideceğiz dedi. ABD ile Rakka’ya gitmenin yollarını aradıklarını da ifade etti.

Bu arada Rusya ile El Bab’da üzerinde anlaşılan sınıra uymayan ÖSO’nun Suriye Ordusu ile karşı kaşıya gelmesi askeri sorunlar yarattı.

Türkiye’nin günümüzdeki dış politikasının en önemli handikaplarından biri AKP’nin kurnazlığı politika yapma tarzı olarak benimsemiş olmasıdır.  Her tarafı kurnazlıkla idare edebileceklerini sanıyorlar. Ama büyük güçlerle ilişkiler küçük oyunlarla, kendi aklını beğenen kibirle yürütülemez.

Bir taraftan Rusya ile ilişkileri düzeltmeye çalışacaksın diğer taraftan “Suriye’ye zalim Esed’in hükümranlığına son vermek için girdik” diyeceksin! Bunu kimse yutmaz! Esad’ı Esed yaptılar tutmadı, şimdi de Beşar’ı deniyorlar.

Bu kurnazlıkları yutmadığını Rusya ortaya koymakta gecikmedi. Önce diplomatik açıklamalar yaptılar. Sonra sözlü uyarılarda bulundular. “PKK ve YPG’yi terörist olarak görmüyoruz” diyerek Batı ülkelerinden de öteye gittiler. Suriye hükümetiyle PYD’yi anlaştırmak için masa kurdular. Bu Türkiye’ye karşı şantaj politikası izlemeye başladıkları anlamına da gelir.

Türkiye tam da ABD’nin yeni yönetimiyle telefon diplomasisi yoluyla ve CIA Başkanıyla görüşerek uyum sağlamaya çalışırken Moskova uyarılarla ve şantajla yetinmediğini ortaya koydu. Silahlı “kaza” yaptı!

Bu kaza ile ilgili Ankara’nın sözcüleriyle Moskova’nın sözcülerinin farklı açıklamalar yapmaları da gözlerden kaçmadı. Bu açıklamalar kamuoyunun kafasını daha da karıştırdı.

Önümüzdeki günlerde El Bab’da ÖSO ile Suriye güçleri arasında çıkabilecek yeni sorunlar daha önemli sonuçlar yaratabilir. Türkiye ve Rusya bu konuda daha dikkatli olmalı.

Ancak sadece dikkatli olmakla Türkiye ile Rusya arasında Suriye sorunu çözülemez. Bu sorunu hakkaniyetli biçimde çözmek için taraflar ilkeli davranmalı ve bu yönde adım atmalı.

1-Türkiye dış politikasını bağımsızlıkçı bir anlayışla geliştirmeli. Bütün devletlerle eşitlik ilkesi üzerinden ilişki kurmalı. Özellikle büyük devletlerle onurunu çiğnetmeden, çıkarını esas alarak ilişkiler geliştirmeli.

2-Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü tanımalı. Şam hükümetiyle vakit geçirmeden ilişki kurmalı ve Fırat Kalkanı harekâtını bu hükümetle ilişki içinde sürdürmeli.

3-Ankara, Ortadoğu’nun sorunlarının çözümünün bölge ülkelerinden geçtiğini görmeli ve buna uygun davranmalı. Ortadoğu hakkında ABD ile işbirliği içine girmemeli, İncirlik üssünü yabancı güçlere kullandırmamalı… (*)

4-Türkiye, ABD’nin, AB’nin, Rusya’nın ve diğer bölge dışı ülkelerin Kürt sorununa karışmasına karşı çıkmalı. Bu sorun Türkiye, Suriye, Irak, İran, Azerbaycan gibi bölge ülkeleri ve Kürtlerin yararına olacak şekilde çözülmeli. Kürt konusuyla ve diğer bölge sorunlarıyla ilgili emperyalizmle işbirliği yapan güçlere taviz verilmemeli.

5- Bizim için önemli olan bütün bu işleri Türkiye’de kimin yapacağıdır. AKP’nin bu sorunları ortadan kaldırması, çözüme kavuşturması mümkün mü? Bu soruya olumlu cevap vermemiz mümkün değil. Çünkü bölgede sorunu yaratan asıl güç emperyalizm ve işbirlikçileridir. AKP iktidarı da sorun yaratanların içindedir. Sorununun yaratıcılarından çözüm beklenemez!

Türkiye sorunların yaratıcılarına ortaklık eden AKP iktidarından kurtulmanın yolunu bulmalı. Bu iktidarla ne ülkenin ne de Ortadoğu’nun sorunları çözülemez. 15 yıldır yaşadıklarımız bunun en büyük kanıtıdır.

16 Nisan’da verilecek Hayır oyları sorunun sona erdirilmesi için önemli bir adım olacak.

 

(*) Ancak Ankara’nın bölgeyle ilgili politikasının merkezine ABD ile işbirliğini geliştirmeyi oturttuğunu görüyoruz. (Zaten öyleydi de bazı anlık sapmalar insanları yanıltabiliyor.) Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın’ın Washington’da yeni ABD yönetimiyle IŞİD’le mücadele, birlikte Rakka’ya operasyon yapma, Suriye’de güvenli bölge kurma, ABD’nin PYD-YPG ile ilişkileri ve Erdoğan’ın Trump ile yüz yüze görüşmesinin sağlanması konuları üzerine temaslar kurduğu anlaşılıyor. Öte yandan Milli Savunma Bakanı Işık’ın ABD Savunma Bakanı Mattis ile de bu konuları görüşeceğini gazeteler yazdı. Bu gelişmeler de bir kez daha gösteriyor ki; o “Eyy Amerika” söylemleri, iç kamuoyunu etkilemeyi amaçlayan gerçekte karşılığı olmayan sözlerdi.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir