Değerli Anafikir okuyucuları,
1-Aşağıda yayınladığımız uzun metin tarihsel bir belgedir.
Bu belgenin Marksizm’in devrimci özne yaklaşımı ile birlikte değerlendirilerek günümüz Çin’inin anlaşılmasında yardımcı olabileceğini düşünüyoruz.
2–1981 yılında büyük bir komisyon tarafından hazırlanan bu metinde 1980’lerden sonraki Çin yönetiminin dünya görüşünü ve bugün izlediği politikaların önemli bazı ipuçlarını daha açık bir biçimde görme olanağı bulabileceğinizi sanıyoruz.
3-Tarihsel tüm metinler için olduğu gibi bu metne de eleştirel yaklaşmak doğru olacaktır. Çünkü bu metin o dönem koşullarında Çin’deki Marksistlerin ve yöneticilerin bilinç düzeyini ve aralarında sağlayabildikleri belirli konsensüsü yansıtmaktadır, dolayısıyla bir sonsöz veya sonlandırılmış bir değerlendirme olarak ele almamak gerekir. Bu anlamda tarihsel süreç içinde Çin somutu veya gerçekliği göz önüne alınmalı ve en önemlisi de Marksist diyalektik ve tarihi materyalizmin temel ilkeleri esas alınarak değerlendirilmelidir.
“ÇİN HALK CUMHURİYETİNİN KURULUŞUNDAN BU YANA PARTİMİZİN TARİHİNDEKİ BELİRLİ SORUNLAR ÜZERİNE” BAŞLIKLI KARAR…
ÇKP TARİHİ’NDEN ÖNEMLİ BİR BELGE — 27 Haziran 1981
ÇEVİRENİN NOTU: Cem Kızılçeç
Bu özeleştirel değerlendirmeler içeren belge 20.yüzyılın Marksist-Leninist bilimsel sosyalist akımın tarihinde belirleyici bir rol oynayan önemli tarihsel belgelerden biridir. Diğer yandan bu belge Ç.K.P ve Çin Halk Cumhuriyetinin siyasi tarihinde de önemli dönüm noktalarından birini oluşturmaktadır.
1942 yılında Japonya’ya karşı ulusal direniş savaşı sürerken 1942 Şubatında Mao Zedung‘un önerisiyle ÇKP ilk kez üç yıl süren büyük bir düzeltme-(ideolojik inceleme ve çalışma) hareketi başlatır. Partinin bu kararının gerekçesi 1921 de kurulan ÇKP birçok önemli başarılar kazanırken aynı dönemde birçok “sol” ve sağ hatalar nedeniyle ciddi başarısızlık ve yenilgiler ile karşılaşmış, partinin varoluşunun tehlikeye girdiği ciddi kayıplar vermiştir. Bu dönemde parti bu hataları iyi veya kötü belli ölçülerde düzelterek ilerlemiş fakat hataların ideolojik kökleri temizlenemediği gibi partinin bu hataların kaynağı üzerinde bilinçlenmesi istenen düzeyde olamamış, ayrıca hatalar düzeltirken bir çok Marksist devrimci haksız yere eleştiriye uğramış veya gerekmediği halde saf dışı bırakılmış öte yandan bu önder kadroların ve devrimcilerin kazanılması başarılamamıştır.
Mao Zedung bu ideolojik çalışma hareketini önerirken önemli bir siyasi öngörüde bulunmuş partinin önüne büyük fırsatlar getiren bir döneme girileceğini sezerek partinin ideolojik ve siyasi çizgisinin güçlendirilmesi ve partinin bilinç düzeyinin yükseltilmesi ve ideolojik siyasi birliğin daha gelişkin bir düzeye çıkarılması gereğini görmüştür. Bu onun büyük bir Marksist taktiksen olduğunun en önemli kanıtlarından biridir.
Bu düzeltme başarıyla 1945 yılına kadar sürdürülmüş ve arkasından Parti Kongresi, bu düzeltme hareketinin sonucunda aşağıda çevirisi bulunan 1981 tarihli belge ile aynı adı taşıyan bir metni karar altına almıştır. 1945’teki karar da PARTİMİZİN TARİHİNDEKİ BELİRLİ SORUNLAR ÜZERİNE KARAR adını taşımaktadır. Bu karar ve düzeltme hareketi ÇKP’ye Çin devrimini kazandırmış ve ÇKP devrimden sonra da büyük başarılar kazanmıştır… Aşağıda aynı adı taşıyan 1981 yılında yayınlanan bu özeleştirel tarihsel değerlendirmeyi sunuyoruz.
“ÇİN HALK CUMHURİYETİNİN KURULUŞUNDAN BU YANA PARTIMIZIN TARİHİNDEKİ BELİRLİ SORUNLAR ÜZERİNE” BAŞLIKLI KARAR.
27 Haziran 1981
Bu belge ÇKP nin 11. MK sinin Altıncı tam katılımlı genel toplantısında 27 Haz. 1981 de Karar altına alınmıştır.
İÇİNDEKİLER
Kararın İçerdiği Bölümler:
Bölüm 1-Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan önceki 28 yılın gözden geçirilmesi,
Bölüm 2-Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren olan Otuz iki yılın temel değerlendirmesi,
Bölüm 3 -Sosyalist Dönüşümün Temelde Tamamlandığı Yedi Yıllık Dönem (1949- 1956) Sosyalist Aşamaya ilerleme (ÇN),
Bölüm 4-Bütün Alanlarda Sosyalizmin Başlangıç anlamda Kurulduğu On Yıllık Dönem (1956–1966).
“KÜLTÜR DEVRİMİ”NİN 10 YILININ Değerlendirilmesi 1966–1976
TARİHTE BÜYÜK BİR DÖNÜM NOKTASI -Yıl 1978
MAO ZEDUNG YOLDAŞIN TARİHSEL ROLÜ VE MAO ZEDUNG DÜŞÜNCESİ
Sonuç Bölümü
Bölüm 1-Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan önceki 28 yılın gözden geçirilmesi.
1- Çin Komünist Partisi, 1921 deki kuruluşundan itibaren 60 yıl içinde parlak bir mücadele vermiştir. Halk Cumhuriyetinin Kuruluşundan itibaren geçen 32 yıl içindeki deneyimleri doğru bir biçimde özetleyebilmek için, kuruluştan önceki 28 yıl içinde Partinin halka önderlik yaptığı Yeni Demokrasi devrimci sürecini derli (toplu) bir şekilde gözden geçirmemiz gerekir.
2- ÇKP, Marksizm-Leninizm’in Çin İşçi sınıfının mücadelesi ile birleştirilmesinin ürünü idi. Ve Rusya’daki Ekim Devriminin etkisi ve Çin’deki 4 Mayıs hareketinin ve Lenin in önderlik ettiği Komünist Enternasyonalin yardımıyla kurulmuştu. Büyük devrimci ön koşucu Sun Yat Sen’in önerlik ettiği 1911 Devrimi Qing hanedanını yıktı ve böylece 2000 yıllık Monarşi rejimine son verdi. Ancak Çin toplumunun yarı sömürge yarı feodal karakteri değişmeden kaldı. Ne Kuomingtang ne de burjuvazi ve küçük burjuvazinin politik grupları veya bölümleri ülke ve ulus için bir çıkış yolu üretemediler. Ne de bunu yapabilmeleri mümkündü. ÇKP ve yalnızca ÇKP halka kurtuluşun bir kere ve sonuna kadar emperyalizmin ve feodalizmin gerici iktidarına son vermekle ve bunun ardından sosyalizme ilerlemekle olabileceğini göstermesini bildi. ÇKP kurulduğunda 60 tan daha az bir üyesi bulunuyordu. Fakat o canlı bir işçi sınıfı hareketini ve halkın anti-emperyalist ve anti-feodal mücadelesini başlattı ve hızla büyüdü ve önder bir güç haline geldi. Çin halkı geçmişte böyle bir olgu yaşamamıştı.
3 –ÇKP, Çin halkının ve onun çeşitli milliyetlerinin Yeni Demokrasi için mücadelesine önderlik ettiği süreç boyunca, parti dört dönem yaşadı. Kuzey Seferi 1924- 1927 Kuamintang ile işbirliği geliştirdi./ Devrimci Tarımsal Savaş 1927- 37 /Japonya’ya Karşı Direniş Savaşı 1937 1945 /ve Ülke Çapında Kurtuluş Savaşı 1946 -1949. Parti iki kez, önce 1927 de ve daha sonra 1934 de büyük başarısızlıklar yaşadı. 1949 yılında nihayet devrimi başarıya ulaştırabildi. Bu başarıyı uzun yıllar süren silahlı mücadelenin diğer başka alanlarda diğer mücadele biçimleri ile yakın bir koordinasyon ile içinde birleştirilebilmesine borçluyuz.
1927 de Soong Ching Ling in liderliğini temsil ettiği Kuamingtang, sol kanadının kararlı bir şekilde (karşı) çıkmasına karşın Çan Kay Şek ve Wang Jing Wei tarafından kontrol (edildi) edilen Kuamingtang. Kuamingtang, Komünistlerle işbirliği politikasına ve Sun Yat Sen tarafından kararlaştırılmış anti -emperyalizm ve anti -feodalizm politikalarına ihanet etti ve Komünistlere ve devrimcilere karşı kıyım yaptı. O dönemde Parti hala oldukça tecrübesiz ve Chen Duxui’nin sağ teslimiyetçiliğinin egemenliği altında idi ve bu yüzden güçlü düşmanın sürpriz saldırısı karşısında devrim felaket bir yenilgi aldı. Partinin 60 000’e çıkan üye sayısı 10 000’lere düştü.
Ancak partimiz Cu En Lai ve diğer bir bölüm yoldaşlarımız önderliğinde ısrarla mücadeleye devam etti. 1927 deki Nanchang Ayaklanması Kuamingtang gericilerine karşı silahlı direnişin ilk açılış ateşini yaktı. 7 Ağustos 1927 de yapılan Parti Merkez Komitesi toplantısı Tarımsal Devrimi sürdürme ve silahlı ayaklanmalar örgütleme kararı aldı. Bundan kısa bir süre sonra Sonbahar Hasadı ve Guangzhou Ayaklanmaları ve birçok diğer bölgede ayaklanmalar örgütlendi. Mao Zedung yoldaş önderliğinde yürütülen Sonbahar Ayaklanması ( Hunan Jianxi Sınır Bölgesindeki ) Çin İşçi ve Köylülerinin İlk Devrimci Ordu Birliğinin doğuşuna ve Jingang Dağlarında ilk devrimci üs bölgesinin yaratılmasına yol açtı. Çok geçmeden Yoldaş Cu Deh in önderlik ettiği direnişçiler Jingiang dağlarına ulaşarak güçleri birleştirdiler. Mücadelenin daha da ilerlemesi ile Parti Jiangxi Merkez Bölgesi, Batı Hunan Hubei, Haifeng Lufeng, Hubei Henan Anhui, Qiongya, Fujian Zhejiang Jianxi, Hunan Hubei Jiangxi, Hunan Jiangxi, Zuojiang Youjiang, Sichuan Shaanxi, Shaanxi Gansu ve Hunan Hubei Sichuan Guizhou ve diğer üs bölgelerini kurdu. Aynı zamanda İşçi ve Köylülerin Birinci, İkinci ve Dördüncü Cephe Kızıl Orduları ile birçok askeri birimler kuruldu. Buna ilaveten parti örgütleri ve diğer devrimci örgütler kuruldu ve Kuomingtang’ın egemen olduğu bölgelerde zor koşullar altında kitle mücadeleleri sürdürüldü. Tarımsal Devrimci Savaşta Kızıl Ordunun Birinci Cephe Ordusu ve Merkezi Devrimci Üs Bölgesi Mao Zedung ve Cu En Lay yoldaşların doğrudan önderliği altındaydı ve süreçte en önemli rolü oynadı. Kızıl Ordunun Cephe Orduları Kuamingtang birlikleri tarafından geliştirilen birçok Kuşatma ve Bastırma Harekâtlarını yendi. Fakat Wang Ming in “sol” maceracı önderliği nedeniyle Kuomingtang’ın Beşinci Kuşatma ve Bastırma Harekatı karşısında yenilgiye uğradık. Birinci Cephe Ordusu bu nedenle 25 000 Li (12 500km) süren Uzun Yürüyüşe başlamak zorunda kaldı ve Kuzey Shaanxi yönüne ilerledi. Orada Kızıl Ordunun çeşitli birimlerinin mücadelesi sürüyordu ve bu bölgeye daha önce 25 inci ordu ulaşmıştı. İkinci ve Dördüncü Ordular da Uzun Yürüyüşe devam ettiler onlar da birbiri ardından Kuzey Shaanxi ye ulaştılar. Kızıl Ordunun ana kuvvetlerinin daha önce bulunduğu o bölgeler boşaltılınca Güney Çin deki eski üs bölgelerinin bulunduğu yerlerde zor koşullar altında gerilla savaşı sürdürüldü. Wang Ming in “sol” hatalarının sonucu olan yenilgi devrimci üs bölgelerinde ve Kuomingtang ın egemen olduğu bölgelerdeki devrimci güçlerin büyük kayıp vermesine yol açtı. Kızıl Ordunun 300 bin askeri 30 bine Partinin 300 bin üyesi 40 bine düştü.
Uzun Yürüyüş Sürerken 1935 Ocakta MK Siyasi Bürosu Zunyi de bir toplantı düzenledi ve bu toplantı sürecinde Mao Zedung Yoldaşın Kızıl Ordu ve Parti Merkez Komitesindeki önder rolü kuruldu. Bu gelişme kritik bir tehlike yaşayan Kızıl Ordu ve Parti Merkez Komitesini kurtardı ve o günlerde parçalayıcı bir çizgi olan Zhang Guotao’nun alt edilmesini sağladı, Uzun Yürüyüşün zaferle sonuçlanmasını sağladı ve Çin Devrimine yeni ufuklar açtı. Bu partinin tarihinde hayati bir dönüm noktasıydı.
Görülmemiş ağırlıktaki ulusal bir kriz şartlarında, Japon emperyalizmi Çin‘e dönük saldırılarını yoğunlaştırırken Mao Zedung önderliğindeki Parti Merkez Komitesi Anti-Japon Ulusal Birleşik Cephe oluşturma kararı aldı ve bu doğru politikayı geliştirmeye girişti. Partimiz 1935 yılı 9 Aralıktaki öğrenci hareketine önderlik etti ve iç savaşın sona erdirilmesi ve Japonya ya direnilmesi ve ulusun kurtarılması hedefiyle güçlü bir kitle mücadelesi örgütledi.12 Aralık 1936’daki General Zhang Xueliang ve Yang Hucheng in örgütlediği Xi an olayı ve bu olayın partimizin teşvikiyle barışçı çözümle sona erdirilmesi Kuamingtang ile Komünist partinin yeniden işbirliğine girmelerinde belirleyici bir rol oynadı, Japon Saldırganlığına karşı direniş amaçlı ulusal birliği sağladı. Direniş Savaşı boyunca Kuamingtang’ın yönetici kliği Komünist Partisine ve halka karşı çıkmaya devam etti ve Japonyaya direnişte pasif hareket etti. Sonuçta Kuamingtang Japon işgalcilerine karşı yürütülen Cephe savaşalarında yenilgi üzerine yenilgi aldı. Partimiz birleşik cephe içinde bağımsızlığımızı ve inisiyatifimizi koruma politikasını muhafaza etti, yakın bir şekilde halk kitlelerine dayandı ve Düşmanın hakim olduğu bölgede gerilla savaşını sürdürdü ve Düşmanın arka bölgesinde anti Japon üs bölgeler oluşturdu. Sekizinci Yol Ordusu ve Yeni Dördüncü Ordu –bunlar yeniden örgütlenmiş Kızıl Orduyu Oluşturmaktaydı- hızla büyüdü ve direniş savaşında ana güç yönelimini oluşturdu. Kuzeydoğu Anti Japon Birleşik Ordusu ise büyük güçlüklere karşın harekatlarını sürdürebildi. Bütün bunlar sonucunda Çin Halkı 8 yıl boyunca süren savaşa dayandı ve Sovyetler Birliği ve diğer ülkelerin halklarının anti-faşist savaşıyla işbirliği içinde – nihai zaferi kazandı.
Anti-Japon savaşı sürecinde 1942’de Partimiz bir düzeltme hareketi – bir Marksist eğitim hareketi –ne girişti bu muazzam bir başarıydı. İşte bu temelde 1945’te Partinin Altıncı Merkez Komitesinin Genişletilmiş Genel Toplantısında (Plenum) Partimizin Tarihinde Belirli Sorunlar Üzerine adlı karar bağlandı ve bundan kısa bir süre sonra Partinin 7. Kongresi toplandı. Bu toplantılar tarihsel tecrübemizi toparladı ve Yeni Demokratik Yeni Çin’i inşa edebilmemiz için doğru çizgimizi, ilkeleri ve politikaları ortaya koydu. Ve partimizin o güne kadar erişilmemiş bir ideolojik politik ve örgütsel alanlarda birlik ve dayanışma düzeyi elde etmesine yol açtı. Japonya’ya karşı savaşın sonuçlanmasından sonra Çan Kay Şek hükümeti ABD emperyalizminin yardımıyla burnu büyüklükle tam kapsamlı bir iç savaşa girişti, partimizin ve ülkenin bütün halkının barış ve demokrasi yolunda haklı talebini göz önünde bulundurmadı. Halkın bütün Kurtarılmış Bölgelerde tüm kalple verdiği destek, öğrenci ve işçi hareketinin güçlü arka çıkması ve Kuamingtang’ın hakim olduğu bölgelerdeki halkın diğer bölümlerinin mücadelesi ve Demokratik partiler ile partisiz demokrat şahsiyetlerin aktif işbirliği ile Partimiz Halk Kurtuluş Ordusuna üç yıl süren Halk Kurtuluş Savaşında önderlik etti. Dört Önemli askeri kampanyada – Liaoxi Shenyang , Beiping Tianjin, Huai Hai ve Changjiang (Yangtse) Nehrini Gaçiş- dan ve Çan Kay Şek in toplam 8 Milyonluk askeri birliğini sürdükten sonra gerici Kuamingtang hükümetini devrdi ve büyük Çin Halk Cumhuriyetini kurdu. Çin halkı ayağa kalkmıştı.
4- Bu 28 yıl içinde elde edilen zaferler tamamen şunları göstermektedir:
A – Çin devrimiyle elde edilen başarı Marksizm-Leninizm’in yol göstericiliğinde olmuştu. Partimiz yaratıcı bir şekilde Marksizm-Leninizm’in temel prensiplerini uyguladı ve onları Çin devriminin somut koşulları ile birleştirdi. Bu şekilde Mao Zedung Düşüncesi’nin büyük sistemi ortaya çıktı ve Çin devrimini zafere götürecek doğru yol planlanabildi. Bu aynı zamanda Marksizm-Leninizm’in gelişmesine büyük bir katkıdır.
B – Çin proletaryasının öncüsü olarak ÇKP halka tüm kalbiyle hizmet eden kendisi için hiçbir bencil amacı olmayan bir partidir. Bu halkın herhangi bir düşmana karşı zorlu mücadelesinde ona önderlik edebilme cesaret ve yeteneği gösteren bir partidir. Çin Halkı hangi milliyetten gelirse gelsin buna kendi deneyleri ile inanmış ve Parti etrafında birleşerek geniş bir birleşik cephe oluşturmuştur ve Çin tarihinde yaşanmamış bir güçlü politik birlik sağlamıştır.
C- Çin devrimi başarıya ulaştı, bunun esas nedeni bizim partinin önderliğine bağlı bir halk ordusuna dayanmamızdır. Tamamen yeni tipte ve halkla et ve kemik gibi bağlara sahip ve dayanıklı bir düşmanı uzun süreli savaşla yenen bir ordu. Böyle bir ordu olmaksızın halkımızın kurtuluşu ve ülkemizin bağımsızlığı imkânsız olurdu.
D- Çin devrimi her aşamasında diğer ülkelerdeki devrimci güçlerin desteğine sahip olmuştu. Bu olgu Çin halkı tarafından asla unutulmayacaktır. Ancak şunu da söylemeliyiz ki temelde, Çin devriminin başarı kazanmasının nedeni, ÇKP’nin bağımsızlık ve kendi gücüne dayanması ve bütün Çin halkının çabalarından güç almasıdır, hangi milliyetten olursa olsun bütün halk benzersiz zorlukları ve sayısız engelleri birlikte aşmışlardır.
E- Muzaffer Çin devrimi çalışan kitleler üzerinde bir avuç sömürücünün ve emperyalistler ve sömürgeciler tarafından çok uluslu Çin halkının köleleştirilmesi iktidarına son verdi. Çalışan kitleler yeni devlet ve yeni toplumun yöneticileri ve sahibi haline gelmişlerdir. Bir yandan dünya politikasında güçler dengesini değiştirirken, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte bir nüfusuna sahip geniş bir ülkede halkın zaferi emperyalist ve sömürgeci sömürüye ve baskıya maruz kalan benzer ülkelerde esinlenme yaratmış ve onların ileriye doğru yürüyüşlerinde onların güvenini arttırmıştır. Çin devriminin zaferi ikinci dünya savaşından sonraki dönemde en önemli politik olaydır ve uluslararası duruma ve dünya çapında halkların mücadelesinin gelişme sürecine kapsamlı ve uzun erimli bir etkide bulunmuştur.
5- Yeni-demokratik devrimde zaferin elde edilmesi uzun yılların mücadelesine ve sayısız şehitlerin kendilerini feda etmelerine dayandı, Parti üyeleri ve bütün milliyetlerden halka dayandı. Bizler hiçbir şekilde bütün vurguyu devrimin önderlerine yapmamalıyız fakat aynı zamanda bu liderlerin oynadığı belirgin rolü değerinden aşağıda ele almamalıyız. Partimizin birçok önde gelen lideri arasında Yoldaş Mao Zedung en önde geleni idi.1927 devriminin yenilgisinden önce Mao Zedung Yoldaş net bir şekilde proletaryanın köylülerin mücadelelerine önderlik etmesinin muazzam önemini ortaya koymuş bununla birlikte gelebilecek Sağ sapma tehlikesine işaret etmişti. Bu devrimin yenilgisinden sonra Yoldaş Mao parti çalışmasında vurgunun şehirlerden kırlara yapılmasını ve devrimci güçlerin kırsal bölgelerde korunması yeniden toparlanması ve geliştirilmesi gerektiğini kabul ettiren liderler arasında en önemli temsilciydi.
1927 den 1949’a kadar olan yirmi iki yılda Mao Zedung Yoldaş ve diğer Parti önderleri sayısız güçlükleri yenmeyi başardılar ve tedricen adım adım bütünü kucaklayan kapsamlı bir strateji ve özel politikalar geliştirdiler ve bunların uygulamaya geçirilmesini yönlendirdiler, bunun sonucunda yenilgileri önleyerek devrimi büyük zafere dönüştürdüler. Partimiz ve halk Mao Zedung Yoldaş olmasaydı daha uzun bir süre karanlıklar içinde ilerleyecekti, o birden fazla aşamada Çin devrimini ölümcül tehlikelerden kurtarmıştı. Ve aynı zamanda bu karanlıklar içinde yürüyüş – onun başında olduğu bütün partiye bütün halka ve halk ordusuna sağlam ve doğru politik çizgiyi planlayan Partimizin Merkez Komitesi olmasaydı – daha uzun sürecekti. ÇKP nın bütün halka ileriye doğru önderlikte merkezi güç olarak tanındığı gibi Yoldaş Mao Zedung da ÇKP nin ve bütün Çin halkının büyük önderi olarak tanınmaktadır. Ve Mao Zedung Düşüncesi de bu- Partinin ve halkın kolektif mücadelesi süreci içinde oluşmuştur – Partinin yönlendirici ideolojisi olarak tanınmaktadır. Bu Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşunu izleyen 28 yıl içindeki tarihi gelişmenin kaçınılmaz ürünüdür.
BÖLÜM 2- Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren olan Otuz iki yılın temel değerlendirmesi
6- Genel olarak ifade edersek, Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren olan dönem, Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung düşüncesinin kılavuzluğu altında ÇKP çok başarılı bir şekilde halka sosyalist devrimi ve sosyalizmin inşasını sürdürmelerinde önderlik etmiştir. Sosyalist sistemin kuruluşu Çin tarihinde en büyük ve en kapsamlı sosyal değişimi ifade etmekte ve ülkenin ilerideki ilerleme ve gelişmesinde temel oluşturmaktadır.
7- Halk Cumhuriyetinin kuruluşunu izleyen 32 yılda elde ettiğimiz temel başarılar şunlardır.
A- Çalışan sınıf önderliğinde ve işçi köylü ittifakı temeline dayanan halkın demokratik diktatörlüğünü, diğer deyişle proletarya diktatörlüğünü kurduk ve pekiştirdik. Bu Çin tarihinde bilinmeyen halkın kendi evinin sahibi (hükmedeni) olduğu yeni tipte bir devlet iktidarıdır. Bu modern sosyalist, refah içinde ve güçlü, demokratik ve kültürel bakımdan gelişkin bir ülke inşa edebilmek için temel güvenceyi oluşturmaktadır.
B- Ülkenin, ulusal çapta birleştirilmesini başardık ve pekiştirdik ve Tayvan ve diğer adalar haricinde eski Çin‘in bölünmüş olan karakterine son verdik. Halkın bütün milliyetleri kucaklayan büyük birliğini başardık ve pekiştirdik, elliden fazla milliyet arasında eşitlik ve karşılıklı işbirliğine dayalı sosyalist bir ilişkiyi sürdürdük ve pekiştirdik. Ve işçilerin, köylülerin aydınların ve diğer tabakalardan halkın büyük birliğini başardık ve pekiştirdik ve ÇKP önderliğinde ve yurtsever partiler ve halk örgütleri ile tam bir işbirliğine dayalı geniş birleşik cepheyi güçlendirdik ve genişlettik. Bu birleşik cephe sosyalizmi destekleyen bütün sosyalist çalışan halkı ve bütün yurtseverlerden ve anayurdun birleştirilmesini destekleyen yurtseverlerden oluşmakta ve Tayvan, Hong Kong, Makao ve yurtdışındaki Çin vatandaşlarını da içine dâhil etmektedir.
C- Emperyalistler ve hegemonyacılar tarafından yürütülen saldırganlık sabotaj ve silahlı provokasyonları yendik ve kendi ülkemizin güvenliği ve bağımsızlığını koruduk ve sınır bölgelerimizin savunması için başarılı bir şekilde dövüştük.
D- Bir sosyalist ekonomi kurduk ve geliştirdik ve büyük ölçüde ve esas olarak üretim araçlarının özel mülkiyetini kamusal mülkiyete dönüştürdük ve “herkese emeğine göre” ilkesini pratiğe geçirdik. İnsanın insan tarafından sömürüsüne dayalı sistem ülkemizde tasfiye edilmiştir ve sömürücülerin ezici bir çoğunluğu yeni bir kalıba döküldükleri ve kendi çalışmaları sonucu yaşamlarını sürdürdükleri için artık varlıklarını bir sınıf olarak sürdürmemektedirler.
E- Endüstrinin inşasında çarpıcı başarılar elde ettik ve tedricen adım adım bağımsız ve oldukça kapsamlı bir endüstriyel temel ve ekonomik sistem kurduk. Ekonomik rehabilitasyonu tamamlamış olduğumuz 1952 yılı rakamları ile karşılaştırırsak 1980 yılı itibariyle endüstri sektöründeki sabit yatırım varlıkları orijinal fiyatlar üzerinden yapılan hesaba göre 27 kat artmıştır ve 410 milyon yuan değerine gelmiştir. Dokuma iplik üretimi 4.5 kat 2.930.000 ton, kömür 9.4 kat 620 milyon ton, elektrik 41 kat 300.000 milyon Kilowatt . Ham petrol çıkışı 105 milyon tonu aşmış , çelik ise 37 milyon tona ulaşmıştır. Mühendislik endüstrisinin çıktıları 54 kat artmış 127.000 milyon yuan değerine ulaşmıştır. Ülkenin uzak iç bölgelerinde ve azınlık milliyetinden nüfusun yerleştiği bölgelerde belirli sayıda yeni endüstri temel alanları kurulmuştur. Ulusal savunma endüstrisi sıfırdan başlayarak adım adım inşa edilmektedir. Doğal kaynakların tesbiti ve araştırılmasında oldukça iş yapılmış tır. Demiryolu ulaşımında, otoyolu, su ulaşımı, havayolları posta ve iletişimde muazzam bir büyüme sağlanmıştır.
F- Tarımsal üretimde süren koşullar belirgin bir değişim yaşamış üretimde büyük artışlara sonuç vermiştir. Sulama kanalları ile sulanan arazi 1952 deki miktarın 2.2 katına çıkmış. Taşmakta olan 8 büyük nehir başlangıç kontrolü altına alınmıştır. Kurtuluştan önce tarımsal makineler, kimyasal gübre ve elektriğin pratik olarak olmadığı kırsal bölgelerde traktör sulama ve drenaj makine araçlarının sayısında ve kullanılan kimyasal gübre miktarında büyük artışlar sağlanmış ve kırsal bölgelerde tüketilen elektrik miktarı tüm ülkede kurtuluştan önce üretilen elektrik miktarının 7.5 katına ulaşmıştır. 1980 yılı itibariyle toplam tahıl çıktısı ve pamuk çıktısı 1952 ile karşılaştırıldığında yaklaşık iki kat düzeyine gelmiştir. Bu dönemde nüfusta aşırı bir büyüme yaşanmış olmasına karşın ki şimdi nüfusumuz yaklaşık 1 milyarı bulmuştur, kendi çabalarımızla halkımızın yiyecek ve giyecek gereksinimini temel düzeyde karşılamayı başardık.
G- Kentsel ve kırsal ticarette ve dış ticarette önemli bir artış gerçekleşmiştir.Tüm halkın mülkiyeti kapsamındaki işletmelerin satın aldıkları metaların değeri 1952 deki 17.5 milyar yuandan 1980 de 226.3 milyar yuana 13 kat artış yapmıştır. Perakende satışlar 7.7 kat artmış .Devletin aynı dönemde dış ticareti 8.7 kat artmıştır. Endüstri tarım ve ticarette büyüme sonucunda halkın geçimi kurtuluş öncesi günlerle karşılaştırıldığında çok belirgin bir şekilde iyileşmiştir. 1980 de kırlar ve kentlerde ortalama kişi başına tüketim ( fiyat değişiklikleri dahil) yaklaşık iki katına çıkmıştır.
H- Eğitim bilim kültür kamusal sağlık kültür-fizik alanlarında belirgin bir ilerleme kaydedilmiştir. 1980 itibariyle tam gün okullara kayıtlı olanların sayısı 204 milyon ve 1952 sayısının 3.7 katıdır. Geride kalan 32 yıl içinde yüksek eğitim kurumları ve meslek okullarından özel bilgi ve yetenek sahibi 9 milyon mezun verilmiştir. Nükleer teknoloji insan yapımı uydular , roket yapımı vb bilim ve teknolojik alanda önemli ilerlemeler gösterdiğimizin örnekleridir. Edebiyat sanat ve güzel sanatlar alanlarında insanların gereksinimlerine ve sosyalizmi yansıtan hitap eden eserler ortaya çıkmıştır.Kitlelerin katılımı ile spor alanında canlı bir gelişme yaşanmış belirli bazı dallarda rekorlara erişilmiştir.Yüksek ölüm oranları olan Bulaşıcı tipte hastalıklarda büyük başarı elde edilmiş kırsal ve kentsel nüfusun sağlık durumu büyük ölçüde iyileştirme yaşamış ve ortalama yaşam beklentisi seviyesi çok daha yüksek bir duruma gelmiştir.
I- Yeni tarihi koşullar altında Halk Kurtuluş Ordusu gücü ve kalitesi itibariyle büyümüş ve artık sadece kara kuvvetlerine sahip değil ve deniz ,hava ve çeşitli teknik dalları kapsayan birleşik bir ordu haline gelmiştir.Alan birlikleri, bölgesel birlikler ve milis kuvvetleri üçlü birleşiminden oluşan silahlı kuvvetlerimiz güçlendirilmiştir.Şimdiki durumda bunların kalitesi ve teknik techizatları çok daha iyidir. HKO sosyalist devrim ve sosyalist inşayı savunan ve onlara katılan halkın demokratik diktatörlüğünün sağlam direği olarak hizmet vermektedir.
J- Uluslararası düzeyde kararlı bir şekilde bağımsız sosyalist dış politika yürüttük , barış içinde birarada yaşamanın beş ilkesini savunduk ve bağlı kaldık. 124 ülke ile diplomatik ilişki kurduk ve çok daha fazla ülke ve bölge ile ticarette ekonomik ve kültürel alanda alışveriş sağladık.Ülkemizin Birleşmiş Milletler ve BM Güvenlik Konseyindeki yeri tekrar bize geri verilmiştir. Proleterya enternasyonalizmine bağlı kalarak diğer ülkelerin halkları ile dostluğu geliştirerek ve kurtuluş davalarında ezilen uluslara , yeni bağımsız ülkelerin ulusal inşa süreçlerine , çeşitli ülkelerin halklarının haklı mücadelelerine destek ve yardım sunarak uluslararası meselelerde artan ölçüde etkili ve aktif bir rol oynamaktayız. Emperyalizme hegemonyacılığa sömürgeciliğe ve ırkçılığa sağlam bir şekilde karşı durarak ve dünya barışını savunarak bütün bu kapsam içinde yürüttüğümüz çalışmalar bizim sosyalist inşamız için olumlu uluslararası koşullar ortaya çıkardığı gibi bütün dünyanın her yerindeki halklar için dünya durumunun daha olumlu bir yönde gelişmesine katkıda bulunmaktadır.
8- Yeni Çin‘in varlığı çok uzun bir süreye dayanmıyor, ve başarılarımız henüz hala başlangıç başarıları sayılır. Partimiz sosyalizm davasının yönetilmesi sürecinde yetersiz tecrübeden dolayı hatalar yapmış, ve parti önderliğinin durumun analizinde ve Çin‘in koşullarına bakışında öznelci hataları olmuştur. “Kültür Devrimi”nden önce sınıf mücadelesinin kapsamının genişletilmesi ve ekonomik inşada acelecilik ve telaşlı ilerleme şeklinde hatalar vardı. Daha sonra ise daha kapsamlı , uzun süren etkileri olan, “kültür devriminin”“ büyük hatası geldi. Bütün bu hatalar yeteneklerimiz dahilinde olan daha büyük başarılar elde etmemizi engelledi. Hataları gözden uzak tutmak ve temize çıkarmaya izin verilmemeli bu da bir hata olur ve daha fazla ve daha kötü hatalara yol verir. Fakat bütüne baktığımızda geçmiş 32 yılda başarılarımız esas olan yöndür . Başarılarımızı ve bu başarıları elde ederken sağladığımız başarılı tecrübelerimizi gözden kaçırmak ve inkar etmek de aynı şekilde ciddi bir hata olur. Bu başarılar ve başarılı tecrübelerimiz Partimizin ve halkımızın Marksizm-Leninizm‘i yaratıcı bir şekilde uygulanmasının birer ürünüdür ve sosyalist sistemin üstün yanlarının kendisini ortaya koymasıdır. Bunlar bizim partimizin ve halkımızın bütününün üzerinden ilerlemeye devam edeceği temeldir. “Doğrulara bağlan ve hatayı düzelt” bu bizim Partimizin izlemesi gereken temel diyalektik materyalizm bakış açısıdır. Geçmişte bu bakış açısına dayanarak davamızı tehlike ve yenilgiden kurtardık ve ve zafer kazandık. Aynı bakış açısını izleyerek kesinlikle gelecekte daha büyük başarılar kazanacağız.
Bölüm 3 – Sosyalist Dönüşümün Temelde Tamamlandığı Yedi Yıllık Dönem (1949- 1956) Sosyalist Aşamaya ilerleme
9 -Ekim 1949 da ÇHC‘nin ilan edilmesinden 1956 ya kadar Partimiz bütün halka yeni demokrasiden sosyalizme adım adım tedricen dönüşümde önderlik etti , hızla ülkenin ekonomisini onardık, planlı bir ekonomik inşaya giriştik ve büyük ölçüde ve esasta ülkenin büyük bölümünde üretim araçlarının özel mülkiyetinde sosyalist dönüşümü gerçekleştirdik.Bu tarihi dönemde partimizin tanımladığı genel çizgi ve temel politikalar doğruydu ve parlak başarılara götürdü.
10- Halk Cumhuriyetinin ilk üç yılında anakara parçasındaki çeteleri ve Kuomingtang gericilerinin silahlı kuvvetlerinin kalıntılarını temizledik , Tibeti barışçı bir biçimde kurtardık , ülke çapında bütün kademelerde halk hükümetlerini kurduk , bürokratik kapitalist işletmelere el koyduk ve bunları devlet mülkiyetindeki sosyalist işletmelere dönüştürdük. Ülkenin mali ve ekonomik alandaki çalışmasını bütünleştirdik, meta fiyatlarını istikrara kavuşturduk ve yeni kurtarılmış olan kırsal bölgelerde tarımsal reformlar sürdürdük, karşı devrimcileri bastırdık ve yolsuzluk, israf ve bürokrasi ile mücadele kapsamında “Üç Kötülükle” mücadele hareketleri yürüttük. Ardından rüşvet, vergi kaçırma devlet malını çalma, devlet ihalelerinde hile yapma ve ekonomik bilgi hırsızlığına karşı “ Beş Kötülük” le mücadele hareketini yürüttük. Bu hareket burjuvazinin o günlerde başlattığı bir saldırıyı geri püskürtmeyi amaçlıyordu. Etkin bir şekilde eski Çin‘in eğitimsel bilimsel ve kültürel kurumlarını dönüşüme tabi tuttuk . Bir yandan karmaşık ve güç bir sosyal reform yürütürken aynı zamanda ABD saldırganlığına direnip Kore’ye yardım şeklinde büyük bir savaş veriyor, yuvalarımızı ve ülkeyi savunuyorduk ve hızla eski Çin‘de darmadağın olmuş ülke ekonomisini onardık.1952 sonu itibariyle ülkenin sanayi ve tarım üretimi rekor seviyelere ulaşmıştı.
11- 1952 de Parti Merkez Komitesi Mao Zedung Yoldaşın önerisiyle dönüşüm dönemi için partinin genel çizgisini ortaya koydu. Ülkenin sosyalist sanayileşmesi ve tarımın, zanaatların ve kapitalist sanayi ve ticaret sektörünün sosyalist dönüşümü uygunca uzun bir süre içinde adım adım tedricen gerçekleştirilecekti. Bu genel çizgi tarihsel gerekirliğin bir yansıması idi.
A- Sosyalist endüstrileşme ülkenin bağımsızlığı ve refahı için vazgeçilemez ön koşuldur.
B- Ülke çapında yeni-demokratik devrimin zaferinin sağlanması ve tarım reformlarının tamamlanması sonucunda çalışan sınıf ile burjuvazi arasındaki ve kapitalist yol ile sosyalist yol arasındaki çelişme temel iç çelişme haline gelmişti. Ülke, ekonominin ve halkın geçiminin iyileşmesine yararlı olabilecek biçimde kapitalist sanayi ve ticaretin belirli bir derecede genişletilmesine gereksinim duyuyordu. Fakat bu genişleme sürecinde ulusal ekonomi ve halkın refahı açısından bazı olumsuz şeylerin ortaya çıkması kaçınılmazdı. Bunun ışığında bizim çeşitli olumsuzlukları sınırlama çabamızla bu sınırlamaya karşı direnme çabaları arasında bir mücadele kaçınılmazdı. Çıkar çelişmeleri bir yanda ülke içindeki kapitalist şirketler ve karşı yanda ise a) devletin izlediği ekonomik politikalar, b) devlet mülkiyetindeki sosyalist işletmeler, c) bu kapitalist şirketlerde çalışan işçiler ve memurlar, d) ve bir bütün olarak halk olmak üzere artan ölçüde görünür hale gelmişti. Birbiri ile bağlantılı bir dizi gerekli adım ve tedbirlerle; spekülasyona ve fırsatçılığa karşı mücadele, sanayi ve ticarete yeniden ayar verilmesi ve yeniden düzenlemeler ile “Beş Kötülükle Mücadele “ hareketi ile, işçilerin üretim sürecini denetlemeleri yolu ile ve devletin tahıl ve pamuk alım satımını kendi tekeli altına alması ile tedricen ve adım adım geri, anarşik dengesiz ve kar-yönelimli kapitalist sanayi ve ticaret sektörünü sosyalist dönüşüm yörüngesine sokmak gerekiyordu.
C- Bireysel aile işletmelerine dayanan köylüler ve özellikle tarım reformu sonucunda henüz yeni toprak edinmiş olan yoksul ve orta köylüler diğer üretim araçlarından yoksun bulunuyordu. Bunun sonucunda bunlar arasında işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma şeklinde gerçek bir özlem bulunuyor ve bunlar yüksek faiz oranları ile borçlanmaya karşı hatta tarlalarını rehin vermek veya satmak karşısında birleşmek istiyorlardı. Bunlara izin verilmesi kırsal halk içinde yeniden kutuplaşma anlamına gelecekti. Üretimlerini arttırmak, tarım için gerekli suyun biriktirilmesini sağlayan projeleri başarmak, doğal afetlere karşı korunabilmek, tarımsal makineleri ve yeni teknikleri sağlayabilmek için birleşme eğilimi güçlüydü. Sanayinin ilerlemesi sonucu bu sektörün gereksinim duyduğu tarımsal ürün miktarı artarken bu olgu tarımsal üretimin teknik yönden ileriye doğru dönüşümü için giderek daha güçlü artan bir teşvik unsuru oldu. Bu da bireysel aile işletmeciliğinden kooperatif çiftçiliğe dönüşüm için ikinci bir itici güç oluşturmuştu. Tarihin de kanıtladığı gibi dönüşüm sürecinde Partimizin genel çizgisi tamamen doğruydu
12- 1952-1956 dönüşüm süreci boyunca Partimiz Çin’in özgün koşullarına uygun yaratıcı bir yol planladı. Kapitalist sanayi ve ticaret sektörü ile ilgili politikalarda devlet kapitalizmine özgü alt düzeydeki gelişme aşamalarından giderek daha üst gelişme aşamalarına geçiş öngören formülasyonlar ve çözümler geliştirdik . Önce devlet olarak özel işletmelere çeşitli metaları üretmeleri veya işlemeleri için siparişler verdik. Arkasından özel işletmelerin ürettiği metaların alım ve satımını devlet tekeli altına aldık. Devlet işletmelerinde üretilen ürünleri özel kişilerin dükkanları üzerinden pazarlama yolunu uyguladık. Özel işletmelerle devletin ortak olduğu şirket tipleri kurduk. Veya bütün bir ticaret sektörünü kapsayacak şekilde kurulan devlet ve özel ortaklığına dayalı şirketler yarattık. Aslında biz Marks ve Lenin‘in bir olasılık olarak öngördükleri gibi burjuvaziyi barışçı bir şekilde dönüştürmeyi gerçekleştirdik. Bireysel tarım çiftçiliği ile ilgili olarak çeşitli aşamalar içeren işbirliği biçimleri geliştirdik . Önce geçici yardımlaşma birlikleri kurduk sonra üç yıllık dönemi kapsayan karşılıklı yardım takımları kurduk arkasından yarı sosyalist karaktere sahip ilkel tarım üretim kooperatiflerine geçtik buradan da tamamen sosyalist karakterde olan gelişkin tarımsal üretim kooperatiflerine ilerledik. Her zaman gönüllülük, karşılıklı fayda, gelişkin örnekler sunarak teşvik etme ve devletin yardımcı olması güvencesini veren politikalar çerçevesinde hareket ettik. El emeğine dayanan zanaatların dönüşüm alanında da benzer yöntemler kullanıldı. Bu tür bir dönüşüm sürecinde (devlet artı kapitalist ) ekonomi sektörü ve kooperatif ekonomi sektörü yanılmaz üstünlüğünü ortaya koydu. 1956 yılına gelindiğinde üretim araçlarının özel mülkiyetinin sosyalist dönüşümü çoğu bölgelerde büyük ölçüde tamamlanmıştı. Fakat bazı eksiklikler ve hatalar da yapılmıştı. 1955 yazından itibaren tarımsal kooperatifleşmeyi üst biçimlere yükseltmede, özel zanaat işletmeleri ve ticari kuruluşların dönüşümünde çok aceleciydik. Özenli olmaktan uzaktık, değişiklikler çok hızlı idi ve işlerimizi özet gibi yapar olmuştuk, basmakalıpçı bir tutum ve bazı sorunları uzun bir süre cevapsız bırakmıştık. 1956‘da kapitalist sanayi ve ticaret sektörünün dönüşümünü temel olarak tamamladıktan sonra önceki dönemde sanayici ve işadamı konumunda olan kişilere işler vermede ve bunlarla ilgili sorunları ele almada doğru bir çalışma ortaya koyamadık. Fakat bütün olarak bakıldığında etkilediğimiz süreç tarihsel bir zaferdi ve oldukça sarsıntısız bir etkileme idi, çünkü oldukça güç karmaşık, kapsamlı bir sosyal değişimi, çok geniş bir ülkede birkaç yüz milyon halkı kapsayan şekilde yapmıştık ve üstelik dahası sanayinin tarımın ve bir bütün olarak ekonominin büyümesini teşvik edebilmiştik.
13- 1953-57 arasındaki, Birinci Beş Yıllık Plan‘a bağlı ekonomik inşada aynı şekilde kendi çabalarımızla ve Sovyetler Birliği ve diğer dost ülkelerin yardımı ile önemli başarılar elde ettik.1953 ve 1956 arasında geçmişte çok zayıf olan fakat ülkenin endüstrileşmesi için önemli temel alanlarda kuruluş adımları atıldı. Bu üç yıl içinde sanayide yıllık çıktı artışı ortalama yüzde 19.6, tarımda ise yüzde 4.8 idi. Ekonomik büyüme oldukça hızlıydı ve tatmin edici sonuçlar alınıyor ve kilit önemdeki endüstriler arasındaki dengeler iyi oluşmuştu. Pazar gelişiyor ve fiyatlar istikrarlıydı. Halkın geçim koşulları fark edilir biçimde iyileşiyordu. 1956 Nisanda Mao Zedung Yoldaş On Temel İlişki Üzerine adlı konuşmasını yaparak sosyalist inşa sürecindeki tecrübelerimizin özetlenmesine bir başlangıç yapıyor ve önümüze ülkemizin özgün koşullarına uyacak bir yol araştırma hedefini koyuyordu.
14- Eylül 1954‘te Birinci Ulusal Halk Kongresi toplanarak ÇHC‘nin Anayasasını yürülüğe koydu. Mart 1955 te toplanan ve ülke çapında bir konferans niteliği taşıyan Parti konferansı yapıldı. Bu konferansta kariyerist Gao Gang ve Rao Rushi’nin partiyi bölme ve Parti ve devletin yüksek iktidar kademesini elde etmeye dönük komplolarına karşı verilen mücadele gözden geçirildi ve böylece partinin birliği güçlendirildi. Ocak 1956‘da Parti Merkez Komitesi aydınlar sorunu üzerine bir konferans düzenlenmesi çağrısı yaptı. Bunun ardından “Yüz çiçek açsın ve yüz düşünce okulu bir arada bulunsun “ şeklindeki politika ortaya kondu. Bu tedbirler aydınlarla ilgili ve bilim eğitim ve kültür alanları ile ilgili doğru politikayı ifade ediyor ve bu alanlarda belirgin bir ilerleme ortamına yol açıyordu. Partinin doğru politikaları, geliştirdiği güzel çalışma tarzı ve bunun sonucunda halk içinde yüksek bir prestij söz konusu olmuş, kadroların, kitlelerin, gençliğin ve aydınların büyük çoğunluğu hevesle Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düşüncesi üzerine araştırma ve incelemelere girişmiş ve Partinin önderliğinde yürütülen devrimci ve inşa çalışmalarına büyük bir iştiyakla katılmaları yaşanmaktaydı. Bunların sonucu olarak ülke çapında sağlıklı ve enerjik bir devrimci hava yürürlükteydi.
15- Eylül 1956’daki Sekizinci Ulusal Parti Kongresi çok başarılı olmuştu. Kongre, Çin‘de sosyalist sistemin esas olarak kurulmuş olduğunu ve Tayvan‘ı kurtarmaya, sosyalist dönüşümü bütünüyle tamamlamaya sömürü sisteminin kökünü tamamen tasfiye etmeye ve karşı devrimin kalıntısı güçlerin tasfiye edilmesi çalışmasını sürdürmemiz gerektiğini söylüyordu. Bununla birlikte artık ülkedeki temel çelişmenin işçi sınıfı ile burjuvazi arasında değil; bunun yerine halkın hızlı ekonomik ve kültürel gelişme talebi ile ekonomimizin ve kültürün halkın gereksinimlerinin gerisinde kalan mevcut durumu arasındaki çelişmenin temel olduğunu, bütün ülkenin önündeki temel görevin ve tüm çabaların üretici güçlerin gelişmesi, ülkenin sanayileşmesi ve halkın sürekli artan maddi ve kültürel gereksinimlerinin adım adım, tedricen karşılanması üzerinde yoğunlaşmayı sağlamak olduğunu belirtiyordu. Sınıf mücadelesi toplumda hala varlığını sürdürmekle ve halkın demokratik diktatörlüğünün daha da güçlendirilmesine gerek olmakla birlikte bu diktatörlüğün temel görevinin artık yeni üretim ilişkilerinin çerçevesi içinde üretici güçleri koruyup geliştirmek olduğunu söylüyordu.
1956 yılındaki bu Kongre-8. Kongre- ve aynı yılın Mayıs ayında yapılan Parti Merkez Komitesi toplantısında öne sürülen ekonomik inşa sürecinde hem muhafazakar çizgiye hem de aceleci ilerleme çizgisine karşı çıkarak diğer bir deyişle bütünü gözeten bir ilerleme çizgisi şeklinde ifade edilen ilkelere bağlı kaldı. Bu kongre iktidarda bulunan bir partinin inşası sorununun önemine vurgu yapıyor ve demokratik merkeziyetçilik uygulaması ile kolektif önderlik yaklaşımına sahip çıkmaya ve kişileri yüceltme kültüne karşı çıkmaya, Parti içinde ve halk içinde demokrasiyi teşvik etmek gereğine ve Partinin kitlelerle bağlarının güçlendirilmesi gereğine işaret ediyordu. Partinin Sekizinci Kongresinde belirlediği çizgi doğruydu ve yeni dönemde sosyalizm davasının gelişmesinin ve yeni dönemde partinin doğru bir biçimde inşasının rotasını çiziyordu.
Bölüm 4- Tüm Alanlarda Sosyalizmin temel anlamda Kurulduğu On Yıllık Dönem ( 1956-1966)
16- Sosyalist dönüşümün temel anlamda tamamlanmasından sonra Partimiz bütün halka, dikkatlerimizi ve çalışmalarımızı bütün yönleri kapsayan geniş çaplı sosyalist inşaya girişmede önderlik etti. „Kültür Devrimi“ öncesindeki on yıllık dönemde, ciddi tökezlemelere karşın çok büyük başarılar elde ettik. 1966‘ya geldiğimizde sanayi sektöründeki sabit yatırımlarda orjinal fiyatlar üzerinden yapılan hesaplama baz alındığında 1956 ya göre 4 katlık bir büyüme sağlamıştık. Dokuma ürünleri, kömür, elektrik, ham petrol, çelik ve mekanik aletler gibi önemli dallarda etkileyici bir ilerleme sağlanmıştı. 1965 yılından itibaren Çin petrolde kendine yeter hale gelmişti. Elektronik ve petro-kimya gibi yeni sanayi alanları birbiri ardından kuruluyordu. Sanayiin ülkenin çeşitli bölgeleri arasındaki dağılımı daha iyi ve daha dengeli hale gelmişti. Tarımda sermaye birikimi ve yapılanması ile tarımda teknolojik dönüşüm büyük bir atılım yapmaya başlamış ve giderek artan ölçüde iyi sonuçlar ortaya koyuyordu. Traktör ve kimyasal gübre kullanımı 7 kat üstünde artmış, kırsal bölgelerde elektrik kullanımı 71 kat artmıştı. Yüksek eğitim kurumlarından mezun olanların sayısı son 7 yıla göre 4.9 kat yükselmişti. Pekiştirme çalışmaları sonucunda eğitim alanında belirgin bir iyileşme sağlanmıştı. Bilimsel araştırmalar ve teknoloji geliştirme alanında da kayda değer sonuçlar ortaya çıkmıştı.
Parti 1956 ve 1966 arası dönemde sosyalist inşaya önderlik kapsamında değerli bir birikim biriktirdi. 1957 yılı baharında Mao Zedung Yoldaş sosyalist toplumda karakterleri itibariyle farklılık gösteren iki ayrı tipte sosyal çelişme bulunduğuna ve bunları doğru ele alıp birbirinden ayırdetmek gerektiğine vurgu yaptı. Ülkenin politik yaşamında temel içeriğin halk içindeki çelişmelerin doğru ele alınması olduğunu analiz etti. Daha sonra “ içinde merkeziyetçilik ve demokrasinin , disiplin ve özgürlüğün , irade birliği ile kişisel düşünce serbestliği ve canlılığının birlikte ve bir arada bulunacağı bir politik durum“ yaratmak gerektiği çağrısını yaptı. 1958 yılında Mao Zedung Yoldaş , Parti ve hükümetin çalışmasında teknik devrime ve sosyalist inşaya odaklanması gerektiği önerisini yaptı. Bütün bunlar Partinin Sekizinci Kongresinde ortaya konulmuş bulunan çizginin devam ettirilmesi ve geliştirilmesiydi ve bu çizginin değerli bir yönlendirme olarak devam ettirilmesi gerekiyordu. Mao Zedung yoldaş, Büyük İleri Atılım döneminin ve halk komünlerinin kurulması hareketinin hatalarının düzeltilmesi ile ilgili çalışmalara önderlik ederken köylülere hiçbir baskı uygulanmaması ve verili bir sosyal gelişme aşamasının üzerinden atlanmaması gerektiğine dikkat çekiyordu ve mutlak eşitlikçilik bakış açısına karşı çıkılması gerektiğine vurgu yapıyordu. Ona göre meta üretimine vurgu yapmalı, değer yasasını göz önünde bulundurmalı ve ekonomik planlamada bütünsel dengeyi yakalamayı hedeflemeli, ekonomik planlarda öncelikle tarımdan başlayarak ilerleyen, tarımdan hafif sanayiye ve oradan da ağır sanayiye yönelen bir çalışma yapılmalıydı.
Liu Shao Şi yoldaş, çeşitli üretim araçlarının bir bölümünün meta gibi dolaşım sürecine sokulabileceğini ortaya attı. Bundan başka çalışma hayatına ve eğitime dönük olarak iki yönlü politikalar geliştirilebileceğini Savundu. Bu iki yönlü politikaya göre fabrikalar, devlet daireleri ve kırsal bölgelerde hem 8 saatlik işgünü uygulanacak hem de bunun yan ısıra bir bölüm insan 4 saat eğitim ve 4 saat iş yapabilecekti. Eğitim alanında ise bir yandan tam gün eğitim sürerken öte yanda bir bölüm insan yarım gün eğitim yarım gün emek sürecine katılacaktı.
Çu En Lai yoldaş, diğer şeylerin yanı sıra şu görüşleri ileri sürdü: aydınların ezici bir çoğunluğu çalışan sınıfın içinde görülmelidir ve Çin‘in modernleşmesinde bilim ve teknoloji kilit bir rol oynamalıdır.
Chen Yun yoldaş, yapılan planlarda hedeflerin gerçekçi olması gerektiğini ve Yeni İnşa çalışmalarının çapını belirlerken bunun ülkenin olanakları ile uyumlu olmasına dikkat etmek gerektiğini ileri sürüyordu. O planlar yapılırken bir yandan halkın geçim durumunun göz önünde bulundurulmasını öte yandan devletin inşasının gereksinimlerinin akılda tutulmasını öneriyor ve planlamada maddi, finansal ve kredi-borçlanma dengesinin sağlanması gerekir, diyordu.
Deng Xiao Ping yoldaş, sanayideki işletmelerin pekiştirilip güçlendirilmesini, yönetimlerinin iyileştirilerek etkinleştirilmesini ve işletmelerde işçilerin konferansı şeklinde bir sistem geliştirilmesi gerektiğini ileri sürüyordu.
Zhu De yoldaş, zanaat üretiminin geliştirilmesine ve tarımda çeşitli açılımlar yapılması gerektiğine vurgu yapıyordu.
Deng Zihui ve diğer yoldaşlar tarımda üretim sorumluluğu sisteminin getirilmesi gereğini savundular.
Bütün bu bakış açıları sadece o günler için hayati önemde değildi, o günden bu yana değerli fikirler olarak kalmaya devam etti. Ekonomide ayarlamalar yapılması süreci içinde Merkez Komitesi, kırlardaki halk komünlerinin çalışmaları, sanayi sektörü, ticaret, eğitim, bilim, edebiyat ve sanat alanlarını kapsayan taslak niteliğinde çalışma kural ve hedefleri belirledi. Bu kurallar bizim sosyalist inşa alanındaki deneylerimizin aşağı yukarı sistematik bir özetini vermiştir. Bu kurallar ve deneyler içinde geliştirilen özel politikalar o günün yürürlükteki koşullarına uygun olmakla birlikte hala bugüne kadar da bizim için önemli bir başvuru kaynağı olarak kalmaya devam etmektedir.
Kısaca o dönem içinde ülkenin modernleşmesi için maddi ve teknik temeller büyük ölçüde kurulmuştur. Bu dönemde aynı zamanda ve büyük ölçüde ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda çekirdek personelimiz eğitilmiş ve bunlar kendi deneylerini biriktirmişlerdir. Bu dönemde Partinin çalışmasının temel yönü bu olmuştur.
17- Bu on yıllık dönem içinde Partinin çalışmasının yönlendirici çizgisinde ciddi hatalar ve eksiklikler vardı. Parti çizgisi çeşitli savrulma ve zigzaglarla ilerliyordu. Partinin Sekizinci Ulusal Kongresinde formüle ettiği doğru çizgisinin titizlikle uygulanması sayesinde 1957 yılı Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren en iyi ekonomik sonuçların elde edildiği bir yıl olmuştu. 1957‘de parti çapında bir düzeltme kampanyasının başlatılması ve kitlelerin eleştiri ve önerilerini dile getirmelerinin teşvik edilmesi sosyalist demokrasinin geliştirilmesi açısından normal olarak atmamız gereken adımlardı. Düzeltme hareketi sırasında bir avuç burjuva Sağcısı fırsattan yararlanarak “sesini yükseltmek ve görüşlerini büyük bir hava yaratarak dile getirmek” olarak adlandırdıkları şeyi savunarak Komünist Partisinin önderliğini değiştirmek amacıyla partiye ve yeni doğmuş sosyalist sisteme karşı çılgın bir saldırı başlattılar. Dolayısıyla buna kararlı bir karşı saldırı ile yanıt vermek tamamen doğru ve gerekliydi. Ancak bu mücadelenin kapsamı aşırı derecede geniş tutuldu ve bazı aydınlar yurtseverler ve parti kadroları haksız yere “Sağcı” olarak damgalandılar ve bunun talihsiz sonuçları oldu.
1958 yılında Partinin Sekizinci Kongre Merkez Komitesinin ikinci genel toplantısında sosyalist inşanın genel çizgisi saptandı. Bu çizgi ve bu çizginin temel yönleri doğruydu, kitlelerin ülkenin ekonomik ve kültürel geriliğinde değişim yönünde güçlü istemlerini yansıtıyordu. Bu çizginin eksikliği nesnel ekonomik yasaları gözden kaçırmasıydı. Bu toplantının hem öncesinde hem sonrasında Parti‘deki bütün yoldaşlar ve bütün milliyetlerden halk sosyalizm için büyük bir iştiyak ve inisiyatif gösterdiler ve üretimde ve inşada belirli başarılar kazanıldı. Bununla birlikte aşırı hedefler saptamakla, keyfi talimatlar yayınlamakla böbürlenme ve “komünist rüzgar” estirmekle somutlanan “Sol” hatalar ülke çapında doludizgin kontrolden çıkmış bir şekilde yayılmaya başladı. Bu olgular sosyalist inşadaki tecrübesizliğimizden ve ekonomik gelişmenin yasaları ile Çin‘in temel ekonomik koşulları hakkındaki kavrayışımızın yetersizliğinden kaynaklanıyordu. Daha önemlisi bunun nedeni Mao Zedung yoldaş ile birlikte gerek merkezdeki ve gerekse taşradaki bir çok önder yoldaşın başarılardan dolayı kibre kapılmış olmaları ve çabuk sonuç almak için sabırsızlanmaları, insanın öznel iradesi ile çabalarının rolünü abartmaları idi. Genel çizgi formüle edildikten sonra Büyük İleri Atılım hareketi, kırsal bölgelerde halk komünleri hareketi titiz araştırma – inceleme ve bazı ön deneyler yapılmaksızın başlatıldı. 1958 sonundan Parti Merkez Komitesi Politik Bürosunun 1959 yılı Temmuz ayındaki Lusan toplantısının ilk aşamasına kadar olan dönemde Mao Zedung yoldaş ve Merkez Komitesi saptanabilen bazı hataların düzeltilmesinde tüm partiye enerjik bir biçimde önderlik ettiler. Ancak Lusan toplantısının ikinci bölümünde Mao Zedung yoldaş Peng Dehuai yoldaşın eleştirilmesi hareketini başlatma ve bunun ardından da Parti çapında “sağ opportunizme” karşı mücadele başlatma hatasını yaptı. Partinin Sekizinci Merkez Komitesinin sekizinci genel toplantısında Peng Dehuai, Huang Kacheng, Zhang Vetian ve Zhou Xiazou‘dan oluşan sözüm ona parti karşıtı grup hakkında alınan karar tamamen yanlıştı. Siyasi sonuçları itibariyle bu mücadele merkezi kademelerden en alt birimleri kadar parti içi demokrasiyi ciddi bir biçimde zedeledi, ekonomik alandaki çalışma sürecine etkileri ise bu alandaki “Sol” hataların düzeltilmesi sürecini kesintiye uğratarak bu hataların etkilerini sürdürmesini sağladı. Esas olarak Büyük İleri Atılım hareketinde yapılan hatalar, “sağ opportunizme” karşı mücadele hareketi, aynı dönemde bunları izleyen doğal afetler ve Sovyet hükümetinin vefasızca çeşitli sözleşmeleri iptal etmesi sonucunda ekonomimiz 1959 ve 1961 yılları arasında ciddi güçlükler yaşadı ve ülkemize ve halkımıza ciddi kayıplara neden oldu.
1960 kışında Parti merkez komitesi ile Mao Zedung yoldaş kırsal çalışmadaki “sol” hataları düzeltmeye koyuldular ve ekonominin genel durumu için yeniden düzenleme, pekiştirme, boşlukları doldurma ve standartları yükseltme şeklindeki ilkeyi benimsediler. Partide bir dizi doğru ilke ve kararlı önlem planlanıp Liu Shaoşi, Cuen lai, Chen yun ve Deng Xiaoping gözetimi ve yönetimi altında uygulamaya konuldu. Bütün bunlar o tarihi aşamada can alıcı bir dönüm noktasını ifade ediyordu. Ocak 1962‘de 7000 yoldaşın katıldığı genişletilmiş merkezi çalışma konferansında Büyük İleri Atılımın olumlu ve olumsuz deneylerinin ilk ön değerlendirilmesi yapıldı bu toplantıda eleştiri ve özeleştiri de gerçekleştirildi. “Sağ oportünizme” karşı kampanya sırasında haksız yere eleştirilmiş yoldaşların bir çoğunun itibarları bu konferans öncesi ya da sonrasında iade edildi. Buna ilaveten “sağcıların” büyük çoğunluğunun üzerindeki olumsuz etiket kaldırıldı. Bu ekonomik ve siyasi önlemler sonucunda ulusal ekonomi toparlandı ve 1962 ile 1966 arasında görece düzgün bir şekilde gelişme kaydetti.
Ancak ekonomik çalışmaya yol gösteren ilkelerdeki “sol” hataların kökü kazınamamıştı. Öte yandan politika, ideoloji ve kültür alanında var olan bu tip hatalar adım adım büyümeye devam etti. Eylül 1962 de partinin 8.merkez komitesinin 10. genel toplantısında Mao Zedung yoldaş sosyalist toplumda ancak belirli sınırlar içinde var olan sınıf mücadelesinin kapsamını genişletip mutlaklaştırdı. 1957 deki sağa karşı mücadeleden sonra geliştirmiş olduğu toplumdaki temel çelişmenin hala proletarya ile burjuvazi arasındaki çelişme olduğu şeklindeki görüşünü daha da ileri götürdü. Mao Zedung yoldaş bir adım daha ileri giderek sosyalizm tarihi döneminin bütünü süresince burjuvazinin varlığını sürdüreceğini burjuvazinin geri dönüş girişimlerinde bulunabileceğini ve parti içerisindeki revizyonizmin kaynağını oluşturacağını ileri sürdü. Bununla birlikte Mao Zedung yoldaş 1963-65 arasında bazı kırsal bölgeler ile az sayıda kentin taban kademelerinde yetiştirilen kadroların çalışma tarzını ve ekonomik yönetimi iyileştirme çalışmasını düzeltmeye bir parça katkıda bulunmuştu. Fakat bu hareket sırasında da değişik karakterdeki sorunların hepsine sınıf mücadelesinin biçimleri ya da sınıf mücadelesinin parti içindeki yansımaları şeklinde yaklaşım gösteriliyordu. Sonuç olarak 1964’ün ikinci yarısında taban kademesindeki oldukça çok sayıda kadroya haksız biçimde olumsuz yaklaşıldı. Ve 1965 başlarında bu hareketin esas hedefinin “parti içinde kapitalist yolu tutan iktidar sahipleri” olduğu yanlış tezi geliştirildi. İdeolojik alanda bir dizi sanat ve edebiyat eseri ve çeşitli düşünce okullarının yanında sanat ve edebiyat ve bilim çevrelerindeki belirli sayıda önemli şahsiyet uygunsuz ve ölçüsüz bir siyasi eleştiriye tabi tutuldu. Ve aydınlara yaklaşım sorunu ile eğitim bilim ve kültür sorunu alanlarında giderek artan ölçüde ciddiyet kazanan bir “sol sapma” belirdi. Bu hatalar sonuçta “kültür devrimine” yolu açtılar. Ama henüz bu hatalar hala hakim hale gelmemiş bulunuyordu.
18-Bu on yılda elde edilen başarılara başında Mao Zedung yoldaşın bulunduğu Parti Merkez Komitesinin kolektif önderliği altında ulaşılmıştır. Aynı şekilde bu dönemdeki çalışmalarda işlenen hataların sorumluluğu da aynı kolektif önderliğe aittir. Esas olarak Mao Zedung yoldaş esas sorumlu tutulması gerekmekle birlikte bütün bu hataların tüm sonucunu sadece ona yükleyemeyiz. Bu dönemde Mao Zedung yoldaşın sosyalist toplumda sınıf mücadelesinin karakterine ilişkin teorik ve pratik hataları giderek artan ölçüde ciddileşmişti. Kişisel keyfiliği parti hayatında demokratik merkeziyetçiliği giderek aşındırdı ve kişiye tapma eğilimi giderek ve giderek daha vahim bir hal aldı. Parti merkez komitesi, bu hataları zamanında düzeltemedi. Lin Biao, Jihang Qing, ve Kang Sheng gibi kariyeristler ise kötücül amaçlarla bu hatalardan yararlandılar ve hataları büsbütün geliştirdiler. Bunlar “kültür devriminin” yolunu açmıştı.
“KÜLTÜR DEVRİMİ”NİN 10 YILI
19-1966 Mayıs’ından 1976 Ekimine kadar süren “kültür devrimi” Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan itibaren, Partinin devletin ve halkın uğradığı en ciddi yenilgi ve en ağır kayıplardan sorumludur. Bu Mao Zedung yoldaş tarafından başlatıldı ve yönetildi. Mao Zedung yoldaşın temel tezleri burjuvazinin ve karşı devrimci revizyonistlerin birçok temsilcisinin partiye orduya ve kültür çevrelerine sızmış olduğu ve dolayısıyla bu örgüt ve organların önemli bir çoğunluğunda önderliğin artık Marksistlerin ve halkın elinde olmadığı; kapitalist yolu tutan iktidar sahibi partililerin Merkez Komitesi içinde ve Partinin merkez örgütlerinde, bunun yanı sıra eyaletlerde belediyeler ve özerk bölgelerde de kolları ve ajanları olan bir burjuva karargah oluşturduklarını öngörüyordu. Geçmişte uygulanan mücadele yöntemleri bu sorunu çözemediğine göre, kapitalist yolcuların gasp etmiş olduğu bu iktidarın ancak büyük bir kültür devrimi gerçekleştirilerek, geniş kitleleri yukarıdaki karanlık gelişmelere karşı aşağıdan yukarıya açıkça ve tamamen seferber ederek geri alınabileceğini; kültür devriminin gerçekte bir sınıfın bir diğer sınıfı devirmesini içeren büyük bir siyasi devrim olduğu; ve bu devrimin defalarca tekrarlanmasının gerekeceği şeklinde idi. Bu tezler esas olarak “kültür devriminin” programatik belgesi niteliğindeki 16 Mayıs 1966 genelgesi ile Nisan 1969’da yapılan 9. Parti Kongresine sunulan siyasi raporda yer almıştır. Bu tezler genel bir teori düzeyine çıkarılmış ve formüle edilmişti “proletarya diktatörlüğü altında sürekli devrim teorisi”; bundan itibaren bu ifade artık özel bir anlam kazanmıştır. Bu hatalı sol tezler Mao Zedung’un “kültür devrimini” başlatmada hareket noktası olarak Marksizm-Leninizm’in evrensel ilkelerini Çin devriminin somut pratiğiyle birleştirilmesi demek olan Mao Zedung düşüncesinin bütünsel sistemiyle açıkca uyumsuzluk içindedir. Bu tezler Mao Zedung düşüncesinden kesinlikle ayırt edilmelidir. Mao Zedung yoldaşın önemli mevkilere getirdiği Lin Biao, Jiang Qing ve diğerleri açısından problem tamamen farklı bir boyut kazanmaktadır. Bunlar üst iktidarı ele geçirme çabası içinde ayrı ayrı iki karşı devrimci klik oluşturdular. Ve Mao Zedung yoldaşın hatalarından yararlanarak onun arkasına gizlenip bir çok suç işleyip ülkeyi ve halkı felakete sürüklediler. Bunların karşı-devrimci suçları bütünüyle teşhir edilmiş olduğu için bu karar bu konuya daha fazla girmeyecektir.
20-“Kültür devrimi”nin tarihi, Mao Zedung yoldaşın bu devrimi başlatmada dayandığı temel tezlerin ne Marksizim-Leninizm’e ve ne de Çin gerçeklerine uymadığını kanıtlamıştır. Bu tezler mevcut sınıf ilişkilerinin ve parti ile devlet içindeki siyasi durumun tamamen yanlış bir değerlendirmesini ifade etmektedir.
A- “Kültür devrimi” revizyonist çizgiye ve kapitalist yola karşı bir mücadele olarak tanımlanıyordu. Oysa bu tanım için gerekli sağlam temel bulunmuyordu. Bu bir dizi önemli teori ve politika açısından yanlış ve doğrunun birbirine karıştırılmasına yol açtı. “Kültür devrimi” sırasında revizyonist veya kapitalist olarak mahkum edilen şeylerin bir çoğu gerçekten de Marksist ve sosyalist ilkelerdi; ki bu ilkelerin önemli bir kısmı daha önce Mao Zedung yoldaş tarafından ortaya atılmış ve desteklenmiş bulunuyordu. “Kültür devrimi” Halk Cumhuriyeti‘nin kurulmasından sonraki 17 yılın doğru ilkeleri politikaları ve başarılarının bir çoğunu inkar etti. Gerçekte Mao Zedung yoldaşın kendi katkısı da dahil olmak üzere Parti Merkez Komitesi’nin ve Halk Hükümeti‘nin yaptığı işlerin büyük kısmını inkar etti. Bütün halkın sosyalist inşa yolunda vermiş olduğu çetin mücadeleleri inkar ediyordu.
B- Yanlış ile doğrunun birbirine karıştırılması kaçınılmaz olarak halk ile düşmanın birbirine karıştırılmasına yol açtı. “Kültür devrimi” sırasında devrilen “kapitalist yolcular” aslında sosyalizm davasının çekirdek gücünü oluşturan her kademedeki parti ve hükümet örgütlerinin önder kadrolarıydı. Parti içinde Liu Shoa Şi ile Deng Xiao Ping’in başını çektiği burjuva karargahı diye bir şey mevcut değildi. Liu Shao Şi yoldaşın “dönek, gizli hain ve grev kırıcı” diye damgalanmasının Lin Biao ve Jiang Qing’in tertiplediği bir iftiradan ibaret olduğu çürütülmesi imkansız kanıtlarla saptanmıştır. 1966 yılında Partinin 8. Merkez Komitesi‘nin 12. genel toplantısında yapılan Liu Shao Şi yoldaş hakkında değerlendirmeler ve ona uyguladığı disiplin cezası tamamen hatalıydı. “Kültür devrimi” sırasında sözüm ona gerici akademik otoritelerin eleştirilmesi denen olay da bir çok yetenekli ve yetkin aydının saldırıya uğayıp baskı altına alınmasına yol açtı. Ve halk ile düşman arasındaki ayrımın kötü bir şekilde karıştırılmasının sonucunu doğurdu.
C- Görünüşte “kültür devrimi” doğrudan kitlelere dayanılarak yürütülüyordu. Gerçekte ise gerek Parti örgütlerinden ve gerekse de kitlelerden kopuktu. Hareket başladıktan sonra çeşitli kademelerdeki parti örgütleri saldırıya uğrayıp kısmen veya tamamen felç oldular. Partinin çeşitli düzeylerindeki önder kadrolar eleştiri ve mücadele hedefleri haline getirildiler. Parti içi hayat durgunlaştı. Partinin uzun süre dayandığı çok sayıda aktif unsur ile temel kitlelerin geniş kesimleri karalandı ve itildi. “Kültür devrimi”nin başlarında harekete katılanların büyük çoğunluğu Mao Zedung yoldaşa ve partiye duydukları güvene dayanıyorlardı. Bu çoğunluk bir avuç aşırı unsur dışında partinin önder kadrolarına karşı amansız mücadelelerin başlatılmasını onaylamıyordu. Zaman içinde bu geniş çoğunluk kendi zikzaklı yollarından geçerek adım adım daha yüksek bir siyasi bilince ulaştılar ve dolayısıyla “kültür devrimi”ne karşı şüpheci veya bekleyip görme yanlısı bir tutuma girdiler, ya da hatta ona karşı direndiler ve karşı durdular. Bir çok insan tam da bu nedenle az ya da çok ciddi saldırılara uğradı. Böyle bir durumun ortaya çıkması oportünist, kariyerist ve komploculara elverişli bir boşluğun oluşmasına yol açtı. Bunlar bu boşluktan yararlanarak önemli sayılarda yüksek konumlara ve kilit mevkilere gelebildiler.
D- Pratik “kültür devrimi”nin bir devrim veya herhangi bir şekilde bir toplumsal ilerleme oluşturamadığını göstermiştir. Nitekim oluşturması da mümkün değildi. Kültür devriminin kargaşalık yarattığı saflar düşman değil, bizdik. Dolayısıyla başından sonuna kadar “gök kubbe altında büyük karışıklıklar” hali “gök kubbe altında büyük düzen” haline dönüşememiştir. Nitekim bu da mümkün değildi. Çin’de halkın demokratik diktatörlüğü biçiminde devlet iktidarı kurulduktan özellikle de 1956 yılında sosyalist dönüşüm esas olarak tamamlandıktan ve sömürücüler bir sınıf olarak tasfiye edildikten sonra sosyalist devrimin görevleri henüz tamamlanmamış olmakla birlikte bu yapılan işlerden sonra yeni girilen sosyalist devrim dönemi içeriği ve izlenecek yöntemler açısından geçmiş ile esaslı bir kopuşu ifade etmesi gerekiyordu. Parti ve devlet organlarında kuşkusuz bazı sağlıksız olguların olduğu doğruydu. Bunları hesaba katmak ve bunları anayasa, yasalar ve parti tüzüğüne uygun doğru tedbirlerle gidermek elbette ki gerekiyordu. Ama hiçbir şekilde “kültür devrimi”nin teorileri ve yöntemleri uygulanmamalıydı. Sosyalizm koşullarında “bir sınıfın bir diğer sınıfı devirdiği” büyük bir siyasi devrimi yapmanın ekonomik ve siyasi temeli yoktur. Bu girişim kesinlikle hiç bir yapıcı program ortaya koyamazdı. Bu yaklaşım peşinde sadece vahim bir düzensizlik yıkım ve gerileme getirebilirdi. Tarih bir önderin yanılsamalara sürüklenerek onun tarafından başlatılan ve karşı-devrimci kliklerin katarına koşulan “kültür devrimi”nin ülkede iç kargaşalığa yol açtığını partiye devlete ve tüm halka felaket getirdiğini kanıtlamıştır.
21- “Kültür devrimi” üç aşamaya ayrılabilir.
A) “Kültür devrimi”nin başlamasından itibaren Nisan 1969’daki 9. Parti Kongresine kadar olan aşama. Parti Merkez Komitesi Siyasi Bürosunun Mayıs 1966’daki genişletilmiş toplantısı ve yine 1966’daki Ağustos ayındaki 8. Merkez Komitesi‘nin 11. Genel Toplantısı “kültür devrimi”nin tam kapsamlı olarak başlatılmasını ifade ediyordu. Bu iki toplantıda sırasıyla 16 Mayıs genelgesi ile ÇKP Merkez Komitesi’nin Büyük Kültür Devrimine ilişkin kararı kabul edildi. Bu kararla Peng Zhen, Luo Ruiqing, Lu Dingy ve Yang Shangkun oluşturduğu sözde parti karşıtı kliğe ve sözüm ona Lio Shao Şi ve Deng Xiao Ping’in karargahlarına karşı hatalı mücadele başlatıldı. Bu toplantılarda alınan kararlarla merkezdeki yönetici organlar yanlış bir şekilde yeniden oluşturuluyor “ÇKP Merkez Komitesi‘ne bağlı kültür devrimi grubu” kuruluyor ve bu kararlarla, bu gruba Merkez Komitesinin yetkilerinin ve gücünün büyük bir bölümü devrediliyordu. Gerçekte Mao Zedung yoldaşın “sol” hatalarla belirlenen kişisel önderliği Merkez Komitesi‘nin kollektif önderliğinin yerini almıştı. Ve Mao Zedung yoldaşın nezdinde kişiye tapma çılgınca boyutta aşırılığa götürüldü. “Kültür devrimi grubu” adıyla hareket eden Lin Biao, Jiang Qing, Kang Seheng ve Zhang Chunqiao ve diğerleri durumdan yararlanarak halkı “her şeyi devirmeye ve topyekün iç savaşa girişmeye” tahrik ettiler. Şubat 1967 dolaylarında Tan Zhenlin, Chen Yi, Ye Jianying, Li Fuchun, Li Xiannian, Xu Xiangqan, Nie Rongzhen ve diğer MK siyasi büro üyeleri ile MK’nin askeri komisyonundaki önder yoldaşlar çeşitli toplantılarda “kültür devrimi”nin hatalarını sert bir şekilde eleştirdiler. Bu eleştirilere “Şubat karşı cereyanı” damgası vuruldu ve bu yoldaşlar saldırıya uğrayıp bastırıldılar. Zhu De ve Chen Yun yoldaşlar da hatalı bir şekilde eleştirildi. Çeşitli alan ve bölgelerindeki hemen hemen bütün yönetici parti ve hükümet örgütlerindeki önder yoldaşlar görevden alındı ve bu örgütler yeniden oluşturuldu. Kaos öyle boyutlara ulaştı ki, Solu ; işçileri ve köylüleri desteklemek için askeri kontrolü işletmek ve askeri eğitimi devam ettirmek için Halk Kurtuluş Ordusu‘nu devreye sokmak gerekli hale geldi. Halk Kurtuluş Ordusu‘nun müdahalesi istikrar sağlamada olumlu bir rol oynadı. Aynı zamanda bazı olumsuz sonuçlara da yol açtı. Partinin 9. kongresi “kültür devrimi”nin hatalı teori ve pratiklerini meşrulaştırdı ve Lin Biao, Jiang Qing, Kang Şeng ve diğerlerinin parti merkez komitesinin içindeki konumlarını sağlamlaştırdı. 1969’daki 9. Parti kongresinin yönelimi ideolojik, politik ve örgütsel bakımdan yanlıştı.
B) Partinin 9. ulusal kongresinden Ağustos 1973’teki 10. Ulusal Kongre arasındaki 2. aşama:
1970-71’de karşı devrimci Lin Biao kliği bütün iktidarı ele geçirmek için bir komplo tezgahladı. Ve karşı devrimci silahlı devlet darbesi girişiminde bulundu. Bir dizi temel parti ilkesini ihlal eden “kültür devrimi”nin doğurduğu sonuç işte buydu. Bu olay nesnel olarak bu “kültür devrimi”nin teori ve pratiklerinin iflasını simgeliyordu. Mao Zedung ve Cu En Lay yoldaşlar tezgahlanan bu darbeyi akıllı bir şekilde önlediler. Mao Zedung yoldaşın desteğiyle Cu En Lay yoldaş Merkez Komitesi‘nin günlük çalışmalarının başına geçti ve durum her anlamda düzelmeye başladı. 1972’deki Lin Biao’nun eleştirilmesi ve teşhir edilmesi kampanya hareketi sırasında Çu En Lay yoldaş ultra-sol düşünce tarzını eliştirmesi gerektiği yolunda doğru bir öneride bulundu. Aslında bu, Şubat 1967 dolaylarında Merkez Komitesi‘nden bir çok önder yoldaşın “kültür devrimi”nin hatalarının düzeltilmesi konusunda yapmış oldukları doğru uyarılarının bir uzantısıydı. Ne var ki Mao Zedung yoldaş görevimizin hala ultra-sağa karşı mücadele olduğu şeklindeki hatasında ısrar ediyordu. 10. parti kongresi 9. kongrenin “sol” hatalarını sürdürdü. Wang Hongwen’i parti başkan yardımcılığına getirdi. Jiang Qing, Zhang Chunqio, Yao Wenyuan ve Wang Hongwen MK Politik Bürosunda bir Dörtlü Çete oluşturmalarına yol açtı ve karşı-devrimci Jiang Qing kiliğinin etkisini arttırdı.
C) Partinin 10. kongresinden Ekim 1976’ya kadar olan aşama:
1974 başlarında Wang Hongwen ve diğerleri “Lin Biao’yu ve Konfüçyüs’ü eleştirme” kampanyası başlattılar. Jiang Qing ve diğerleri bu kampanyanın sivri ucunu Cu En Lay yoldaşa yönelttiler. Bu kampanyanın yürütülüşü karşı-devrimci Lin Biao kiliğinin komplolarıyla ilgili kişi ve olayların soruşturulduğu kampanyadan nitelik olarak farklıydı. Mao Zedung yoldaş Lin Biao’yu ve Konfüçyüs’ü eleştirme hareketinin başlatılmasını onayladı. Fakat Jiang Qing ve diğerlerinin iktidarı ele geçirmek için bunu kendilerine yonttuklarını gördüğünde ise onları sert bir şekilde eleştirdi. Onların “Bir Dörtlü Çete” oluşturduklarını açıkladı ve Jiang Qing’in kendisini Merkez Komitesi Başkanı yapıp siyasi manüpülasyonlar yoluyla “bir kabine kurmak” gibi çılgın bir istek taşıdığına işaret etti. Cu En Lay yoldaşın ağır hasta olduğu 1975 yılında Mao Zedung yoldaşın desteğiyle Deng Xiao Ping yoldaş MK’nin günlük çalışmalarının başına geçti. Merkez Komitesi Askeri Komisyonu‘nun genişletilmiş toplantısını düzenledi. Sanayi, tarım, ulaştırma, bilim ve teknoloji alanlarındaki problemleri çözmek amacıyla bir dizi önemli toplantı daha yaptı. Çeşitli alanlardaki işleri düzeltmeye girişti. Sonuçta durumda açıkça görülebilen bir iyileşme baş göstermişti. Ancak Mao Zedung yoldaş, 1976 başında “kültür devrimi” hatalarının Deng Xiao Ping yoldaş tarafından sistematik bir şekilde düzeltilmesine tahammül edemeyip “Deng’i eleştirmek ve doğru kararların iptalini amaçlayan sağcı eğilime karşı durmak” şeklinde bir hareket başlattı. Ve ülkeyi bir kere daha kargaşalığa itti. O yılın Ocak ayında Cu En Lay yoldaş ölmüştü. Cu En Lay yoldaş partiye ve halka tamamen bağlıydı ve son nefesine kadar görevinin başında kaldı. “Kültür devrimi” sırasında son derece zor bir durumda kalmıştı. Daima bütünün çıkarlarını göz önünde bulundurdu. Ağır yönetim yükünü şikayet etmeksizin omuzladı, partinin ve devletin olağan devamlı yürütülmesi gereken işlerinin aksamadan yürümesini sağlamak “kültür devriminin” tahribatını asgariye indirmek ve birçok partili ve partisiz kadroları korumak için durmaksızın kafa yordu, ve yorulmak bilmez çabalar gösterdi. Karşı-devrimci Lin Biao ve Jiang Qing kliklerinin yıkıcılığına karşı koymak için her türlü mücadele biçimine baş vurdu. Onun ölümü bütün partiyi ve halkı son derece derin bir kedere boğmuştu. 1976 yılının Nisan ayında Tian-men meydanında güçlü bir protesto hareketi bütün ülkeyi sardı. Bu ölen başbakan Cu En Lay’ın yasını tutmayı talep eden ve Dörtlü Çete’ye karşı çıkan bir hareketti. Hareket özünde partinin Deng Xiao Ping yoldaş tarafından temsil edilen doğru önderliğine bir destek gösterisiydi ve karşı devrimci Jiang Qing kliğinin daha sonraki devrilmesini çok geniş kitlelerce desteğinin zeminini hazırladı. O günlerin MK siyasi bürosu ile Mao Zedung yoldaş Tianmen olaylarının karakterini yanlış değerlendirerek Deng Xiao Ping yoldaşı partinin içindeki ve dışındaki bütün görevlerinden uzaklaştırdı. Mao Zedung yoldaş Eylül 1976’da ölür ölmez karşı devrimci Jiang Qing kliği partinin ve devletin üst yönetimini ele geçirmeye yönelik tertiplerini yoğunlaştırdı. Aynı yılın Ekim ayının başında ise parti merkez komitesi siyasi bürosu partinin ve halkın iradesini uygulayarak kliği yerle bir etti ve “kültür devrimi” felaketini sona erdirdi. Bu bütün partinin ordunun ve halkın uzun mücadelelerden sonra kazandığı büyük bir zaferdi. Hua Guofeng, Ye Jianying, Li Xianhnia ve diğer yoldaşlar kliği ezme mücadelesinde hayati bir rol oynadılar.
22- “Kültür devrimi”nin ifade ettiği vahim sol hatanın bu geniş kapsamlı etkileri olan ve uzun süreli hatanın baş sorumluluğu gerçekten de Mao Zedung yoldaşa aittir. Ama bu eninde sonunda büyük bir proleter devrimcinin hatasıydı. Mao Zedung yoldaş partinin ve devletin hayatındaki aksaklıkları gidermeye sürekli bir önem veriyordu. Ancak son yıllarında bir çok sorunu doğru bir şekilde tahlil edemeyip “kültür devrimi” sırasında doğru ile yanlışı ve halk ile düşmanı birbirine karıştırdı. Ciddi hattalar işlemekle birlikte tekrar tekrar bütün partiye Marx, Engels ve Lenin’in eserlerini ciddi bir şekilde incelenmesini öğütledi ve kendi teori ve pratiğinin Marksist olduğuna proletarya diktatörlüğünün pekiştirilmesi için gerekli olduğuna inandı. Onun trajedisi burada yatmaktadır. “Kültür devrimi”nin ifade ettiği kapsamlı hatada ısrar etmekle birlikte onun bazı özel hatalarını önledi ve düzeltti. Bazı önder parti kadrolarıyla parti dışı şahsiyetleri darbelere karşı korudu. Bazı önder kadroların önemli yöneticilik görevlerine tekrar geri dönmelerini sağladı. Lin Biao karşı-devrimci kliğinin ezilmesi mücadelesine önderlik etti. Çeşitli vesilelerle Jiang Qing ve Zhang Chunqiao ve diğerlerine esaslı eleştiri ve açıklamalar getirdi, bu çabaları ile onların bütün iktidarı ele geçirmeye yönelik karanlık ihtiraslarını zorlaştırdı. Bütün bunlar Partimizin daha sonra Dörtlü Çete’yi nispeten acısız bir şekilde devirebilmesi için hayati önemdeydi. Mao Zedung yoldaş son yıllarında dahi ülkemizin güvenliğinin korunması konusunda uyanık kaldı. Sosyal emperyalistlerin baskılarına karşı koydu. Doğru bir dış politika izledi. Bütün halkların haklı mücadelelerini kararlıkla destekledi, doğru üç dünya stratejisini çizdi ve Çin’in asla hegemonya peşinde koşmayacağına ilişkin doğru ilkeyi ortaya attı. Kültür devrimi sırasında partimiz yıkılmadı. Ve birliğini korudu. Devlet konseyimiz ve halk kurtuluş ordusu hala temel görevlerinin bir çoğunu yapabilmekteydi. Örneğin Ocak 1975’te Bütün milliyetlerden ve yaşamın bütün alanlarından delegelerin katıldığı 4. Halk meclisi toplanabildi ve bu mecliste alınan kararlarla Cu En Lay ile Deng Xiao Ping yoldaşların oluşturduğu çekirdeğin etrafındaki önderlik yerini korumuş, Cu En Lay’ın devlet başkanı, Deng Xiaoping parti başkan yardımcısı, partinin Siyasi Bürosu ve onun daimi komitesinde görev alması onaylanmıştı.
Çin’in sosyalist sisteminin temelleri ayakta kalmış ve sosyalist ekonomik inşaya devam edilebilmişti. Ülkemiz birliği korunmuş ve uluslararası meselelerde önemli bir etki sağlayabilmişti. Bütün bu önemli olgular Mao Zedung yoldaşın o dönemde oynadığı büyük rolden soyutlanamaz. Bütün bu nedenlerle ve özellikle devrim davasına yıllar boyu yaptığı hayati katkılar nedeniyle Çin halkı yoldaş Mao Zedung’a daima sevgili büyük önder ve öğretmeni olarak saygı duymuştur.
23-Parti ve halk tarafından sol hatalara ve karşı devrimci Lin Biao ve Jiang Qing kliklerine karşı “kültür devrimi” boyunca sürdürülen mücadeleler durmaksızın sürmüş ve iniş çıkışlı bir yol izlemişti. Ve hiç dinmedi. “Kültür devrimi” boyunca canlı deneyler 8. Parti Merkez komitesinin üyelerinin büyük çoğunluğunun ve bu kongrenin politik büroya seçtiği üyelerinin MK komitesi daimi üyeleri ve parti sekretaryasının üyelerinin tarihte doğru tarafta olduğunu kanıtlamıştır. Partimizin çoğu kadrosu ister hatalı bir şekilde görevlerinden alınmış olsunlar, ya da bu görevlerini korumuş olsunlar veya erken bir zamanda veya geç bir zamanda temize çıkarılmış olsunlar bu kadrolar partiye ve halka sadıktır, sosyalizm ve komünizm davasına inançları kararlıdır. Aydınların büyük bir çoğunluğu, örnek işçiler, yurtsever demokratlar, denizaşırı ülkelerdeki yurtsever Çinliler bütün tabakalardan bütün milliyetlerden yanlışlığa ve olumsuz kararlara maruz kalmış kadrolar ve kitleler anayurda sevgilerinde parti ve sosyalizme verdikleri destekte sarsılmadılar. Yoldaş Liu Şhao Şi, Peng Dehuai, He Long ve Tao Zhu ve bütün partili ve partisiz yoldaşlar, parti ve devlet önderleri “kültür devrimi”nde ölüme mahkum edilen bu insanlar Çin halkının anılarında ebedi olarak yaşayacaklardır. Bütün Parti, işçi kitleleri, köylüler HKO subay ve erleri, aydınlar, eğitimli gençler ve kadroların birleşik mücadeleleri neticesinde “kültür devrimi”nin fırtınası bir şekilde zayıflatılabildi. Önemli kayıplara rağmen ekonomimizde bazı ilerlemeler kaydedildi. Tahıl üretimi nispeten istikrarlı bir şekilde arttı. Sanayide iletişim ve sermaye oluşumunda bilim ve teknoloji alanlarında belirgin başarılar kazanıldı. Yeni demir yolları inşa edildi. Nanjing’de nehir üstünde büyük köprü tamamlandı. Belirli sayıda gelişmiş teknoloji kullanan büyük işletme çalışmaya sokuldu. Hidrojen bombası deneyi başarıyla sonuçlandırıldı ve insan yapımı uydular başarıyla uzaya yerleştirildi. Ve yeni hibrit cinsi uzun taneli pirinç tohumu geliştirildi ve kitleselleştirildi. İç kargaşalığa rağmen HKO kahramanca anayurdu savundu. Ve dış ilişkiler alanında yeni perspektifler oluşturuldu. Belirtmeye gerek yok ki bu başarılar hiç bir şekilde “kültür devrimi”ne mal edilemez. O olmasıydı davamız için çok daha büyük başarılar kazanabilecektik. Karşı devrimci Lin Biao ve Jiang Qing kliklerinin “kültür devrimi” boyunca sabotajlarından sıkıntı yaşamamıza rağmen sonunda onları yenmeyi başardık. Parti halkın politik gücü halkın ordusu ve Çin toplumu bütün acısından karakter itibariyle değişmeden kaldı. Bir kez daha tarih halkımızın büyük bir halk olduğunu ve partimiz ve sosyalist sistemin muazzam bir canlılık gösterdiğini kanıtladı.
Kültür Devriminin nedenleri (Ara başlığı biz koyduk)
24-Yukarda belirtilen yoldaş Mao Zedung’un önderlik hatalarına bağlanan olgulara ilaveten “kültür devrimi”ne yol açan ve on yıl süre gelen olayın ardında karmaşık sosyal ve tarihsel nedenler bulunmaktadır. Temel sebepler şöyledir:
a) Sosyalist akımın tarihi çok uzun değildir. Sosyalist ülkelerin ise daha da kısadır. Sosyalist toplumun gelişmesini yöneten yasaların bazıları nispeten daha nettir. Fakat bir çoğu henüz keşfedilmeyi beklemektedir. Partimiz uzun bir dönem boyunca savaşlar ve şiddetli sınıf mücadeleleri içinde var olmuştur. Aynı zamanda hem ideolojik olarak hem bilimsel inceleme bakımından hemen gelen yeni doğmuş sosyalist toplum hakkında ve ülkenin bütünlüğünü kapsayan sosyalist inşa meselelerinde tamamen hazırlıklı bulunmuyordu. Marx, Engels, Lenin ve Stalin’in bilimsel eserleri bizim eylemimize kılavuzluk etmekle birlikte sosyalist davamızı sürdürürken karşılaştığımız problemlere hiç bir şekilde hazır çözümler sunamazdı. Sosyalist dönüşümü temel düzeyde tamamladıktan sonra dahi sahip olduğumuz yukarıdaki ideolojik şekillenme partimizin içinde geliştiği tarihsel koşullara bağlı olarak yeni dönemde sosyalist toplumun gelişme sürecinde politik-ekonomik, kültürel ve diğer alanlarda ortaya çıkan yeni çelişmeleri ve problemleri incelerken ve ele alırken sınıf mücadelesiyle bağlantısı olmayan meseleleri dahi, sınıf mücadelesinin görevleri olarak değerlendirmeye devam ettik. Ve gerçekten de yeni koşullar altında gerçek bir sınıf mücadelesi sorunuyla karşı karşıya kaldığımızda oluşan düşünce alışkanlıklarımıza bağlı olarak geçmişin aşina olduğumuz geniş çaplı ve sarsıntılı kitle mücadelesi şeklindeki yöntemlerimize ve deneylerimize geri döndük. Oysa artık mekanik bir şekilde bunu izlememeliydik. Sonuçta esas olarak sınıf mücadelesinin kapsamını gereğinden fazla genişlettik. Daha da ötesi bu öznelci düşünüş tarzı ve gerçekten kopuk pratik bizlere Marx, Engels, Lenin ve Stalin’in Eserlerinde “teorik bir temel” buluyor gibi görünüyordu. Çünkü bu eserlerde ileri sürülen düşünce ve tezler yanlış anlaşılıyor veya dogmatik olarak yorumlanıyordu. Örneğin tüketim araçlarının bölüşümünde ortaya çıkan eşit hak meselesi -eşit hak eşit miktarda iş gücünün karşılıklı değişimini içerir- veya Marx tarafından ortaya atılan “burjuva hakkı” meselesi bize kısıtlanması ve eleştirilmesi gereken bir şey olarak görünüyordu. Dolayısıyla “herkesin emek katkısına göre bölüşüm” ilkesi de eleştirilmesi ve kısıtlanması gerekir gibi görünüyor ve maddi çıkarların sınırlandırılması ve eleştirilmesi gereği sonucuna varılıyordu. Örneğin, sosyalist dönüşümün temel düzeyde tamamlanmasından sonra dahi küçük üretimin her gün her saat büyük çapta kapitalizme ve burjuvaziye dönüşeceği şeklinde vardığımız sonuç kentsel ve kırsal alanlarda ekonomik politikalarımızda ve diğer politikalarımızda bir dizi “sol” çizgiler formüle etmemize yol açmıştı. Ve parti içindeki bütün ideolojik farklılıkların toplumdaki sınıf mücadelesinin yansıması olduğu düşüncesi ile çok sık ve keskin parti içi mücadelelere baş vuruldu. Bütün bunlar Marksizmin saflığını koruma kaygısıyla bizi sınıf mücadelesinin kapsamını daha geniş tutmak gereğine götürdü. Daha da ötesi Sovyet liderleri Çin ve Sovyetler Birliği arasında bir polemik başlattılar. Ve iki parti arasındaki ilke meseleleri üzerindeki tartışmayı iki ulus arasında bir çelişmeye dönüştürdüler. Bu Çin üzerinde muazzam bir politik ekonomik ve askeri basınç yarattı. Dolayısıyla bizler Sovyetler Birliği’nin büyük ulus şovenizmine karşı haklı bir mücadele yürütmek zorunda kaldık. Bu koşullar altında ülke içinde revizyonizmi önlemek ve onunla mücadele etmek yönünde bir kampanya başlatıldı. Bu da sınıf mücadelesini kapsamını genişletme hatasının daha da yayılmasına yol açtı. Parti içindeki yoldaşlar arasındaki normal farklılıklar revizyonist çizginin görünümleri veya iki çizgi arasındaki mücadeleler şeklinde değerlendirildi. Bunun sonucunda Parti içi ilişkilerde artan bir gerilim ortaya çıktı. Böylece partinin Mao Zedung yoldaş ve diğerleri tarafından öne sürülen belirli “sol” bakışlara direnmesi güçleşti. Ve bakış açılarının geliştirilmesi uzun süren “kültür devrimi”nin patlamasına götürdü.
b) Parti çalışmasını sosyalist inşa şeklindeki yeni göreve kaydırmak noktasına geldiğinde- ki bu görev büyük bir ihtiyatlılığı gerektiriyordu- Yoldaş Mao Zedung’un prestiji bu noktada zirveye ulaşmıştı ve o kibirli bir pozisyona kaymaya başladı. Adım adım kendisini pratikten ve kitlelerden kopardı ve giderek daha fazla keyfi ve subjektif davranışlar içine girmeye başladı ve artan ölçüde kendisini Parti MK’sının üzerinde gördü. Bunun sonucunda partinin ve ülkenin politik yaşamında kolektif önderlik ilkesi ve demokratik-merkeziyetçilik ilkesi zayıflamaya hatta küçülmeye başladı. Olayların bu yönde gelişmesi adım adım yavaşça gerçekleşti ve kısmen bunda Parti Merkez Komitesi sorumludur. Marksist bakış açısından bu karmaşık olgular belirli tarihsel koşulların ürünüydü. Bunun suçunu sadece bir kişiye veya yalnızca bir avuç insana bağlamak partinin bütünü için derin bir ders sağlamayacaktır veya Partinin durumu değiştirebilmesi için pratik yollar bulmasına yardımcı olmayacaktır. Komünist akım içinde önderler oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bu olgu tarihi süreçte çok kez karşımıza çıkmakta ve tereddüde yer bırakmamaktadır. Şöyle ki; uluslararası komünist akımın tarihinde parti ve onun lideri arasındaki ilişkinin doğru ele alınmamasının sonucu olarak belirli çok sayıda olumsuz sapmalar ortaya çıkmıştır, benzer bir olumsuzluk partimizde de yaşanmıştır. Çin‘de feodalizmin çok uzun bir tarihi olmuştur. Partimiz buna karşı en kesin ve kapsamlı biçimde mücadele etmiş ve özellikle feodal toprak mülkiyeti sistemine, toprak ağalarına ve yerel zorbalara karşı mücadele yürütmüş, anti-feodal mücadele içinde güzel bir demokrasi geleneği geliştirmiştir. Fakat asırlar süren feodal otokrasinin kötü ideolojik ve politik etkisini tasfiye etmek zor olmaktadır. Ve çeşitli tarihi nedenlerden ötürü parti içi demokrasiyi ve ülkenin politik ve sosyal yaşamında demokrasiyi yasal bir baza oturtmak ve kurumlaştırmada başarısız kaldık. Geçerli olacağını düşündüğümüz kanunları hazırladık. Fakat bu yasalar gerek duyulan otoriteye sahip olamadılar. Bunun anlamı parti gücünün bireyler lehine aşırı bir yoğunlaşmasının koşullarının var olduğudur ve partide keyfiliye dayalı bireysel yönetim tarzının kişiyi yüceltme kültünün var olmasıdır. Böylece parti ve devlet için “kültür devriminin” başlatılmasını engellemek veya onun gelişmesini kontrol etmek zor olmuştur.
PARTİ TARİHİNDE BÜYÜK BİR DÖNÜM NOKTASI
25. Karşı devrimci Jiang Qing kliğinin ekim 1976 da devrilmesiyle kazanılan zafer partiyi ve devrimi felaketten kurtarıp ülkemizin yeni bir tarihi gelişme dönemine girmesini mümkün kıldı. Ekim 1976‘ dan sonra 11. Parti Merkez komitesinin 3. genel toplantısının yapıldığı Aralık 1978 e kadar olan 2 yıllık dönem içinde çok sayıda kadro ve insan kendini her türlü devrimci çalışma ve inşaa görevine çoşkuyla adadı. Karşı devrimci Jiang Qing kliğinin suçlarının teşhir ve mahkum edilmesiyle birlikte grupçu yapılanmalarının açığa çıkarılmasında önemli başarılar elde edildi. Parti ve devlet örgütlerinin pekiştirilmesi gerçekleştirildi. Parti ve devlet örgütlerinin pekiştirilmesiyle birlikte bazı yerlerde haksız uydurma ve yanlış bir şekilde suçlanmış olanların durumları gözden geçirilerek düzeltilmesi işine başlandı. Sanayi ve tarım üretimi oldukça hızlı bir şekilde yükseldi. Eğitim, bilim ve kültür işleri normale dönmeye başladı. Parti içindeki ve dışındaki yoldaşlar “Kültür devriminin” hatalarının düzeltilmesini git gide daha güçlü bir şekilde talep eder oldular. Fakat bu yönde talepler ciddi bir direnişle karşı karşıya kaldı. Elbette bu kısmen 10 yıl süren “kültür devriminin” yaratığı siyasi ve ideolojik kargaşalığın bir gecede düzeltilecek olmamasındandı. Fakat aynı zamanda Hua Guofeng yoldaşın ÇKP Merkez Komitesi başkanı olarak yol gösterici ideoloji alanında işlemeye devam ettiği “sol” hatalardan kaynaklanıyordu. Mao Zedung yoldaşın önerisi üzerine Hua Guofeng yoldaş 1976 başlarındaki “Deng Xiaoping eleştirme hareketi” sırasında hem Parti Merkez Komitesi 1. başkan yardımcısı hem de devlet konseyi başkanı olmuştu. 1976 yılında Mao’nun ölümünden sonra Hua Guofeng yoldaş karşı devrimci Jiang Qing kliğini devirme mücadelesine katkıda bulundu ve bundan sonra da yararlı işler yaptı. Fakat aynı zamanda hatalı “iki bütünler” politikasına bağlı kalmıştı. Yani, “başkan Mao’nun aldığı bütün genel politik kararlara ve başkan Mao’nun verdiği bütün talimatlara sarsılmaz bir şekilde bağlı kalmalıyız” politikasına sarılmıştı. Ve bu hatasını düzeltmesi uzun sürmüş, 1978‘de bütün ülkede gelişen ve işleri düzeltmede çok önemli bir rol oynayan doğrunun ölçütünün ne olduğuna dair süren tartışmaları bastırmaya çalışmıştı. Emektar devrimci kadroların görevlerine geri iade edilmesi (1976‘daki Tianmen olaylarında zarar görenler dahil) ve geçmişten kalan haksızlıkların düzeltilmesi çalışmalarında ayak diretici ve engelleyici oldu. Kendi kişiliği etrafında eskiye özgü kişiyi yüceltme kültünün oluşmasını devam ettirdi , kabullendi ve teşvik etti. Ağustos 1977‘de toplanan ÇKP’nin 11. Ulusal Kongresi dörtlü çeteyi açığa çıkarmada ve mahkum etmede ve diğer yandan Çin’i modern ve güçlü bir ülke haline getirmek için bütün partiyi harekete geçirmede olumlu bir rol oynamıştı. Bununla birlikte bu Kongre o günkü tarihi şartların getirdiği sınırlamalar nedeniyle ve Hua Guofeng yoldaşın hatalarının etkisi nedeniyle kültür devriminin hatalı teori politika ve sloganlarını düzelteceği yerde onları onaylamıştı. Hua Guofeng yoldaş ekonomik alanda çabuk sonuç arama aceleciliği ve diğer belirli “sol” politikaların sürdürülmesinde bir sorumluluk payı taşımaktaydı. Açıktır ki onun önderliği altında parti içinde “sol” hataların düzeltilmesi ve partinin güzel geleneklerinin canlandırılması mümkün değildi.
26) 11. Merkez Komitesi‘nin Aralık 1978 de yapılan 3. genel toplantısı Partimizin, Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan sonraki tarihi dönemdeki can alıcı önem taşıyan bir dönüm noktasını oluşturdu. Bu genel toplantı parti çalışmasının Ekim 1976‘dan beri duraksamalı ve tereddütlü ilerleyen çalışma durumuna son verdi ve “kültür devrimi” dönemiyle daha önceki dönemin “sol” hatalarının titizlikle ve kapsamlı bir şekilde düzeltmeye girişti. Bu genel toplantı Hua Guofeng’in “iki bütün” politikasını kararlılıkla eleştirdi ve Mao Zedung düşüncesinin bilimsel bir sistem olarak kapsamlı ve tamamen doğru bir şekildi kavranması gerektiği şeklindeki düşünceyi bütünüyle onayladı. Doğrunun ölçütü tartışmasının övücü bir değerlendirmesini yaptı ve düşünüşümüzü özgürleştirmek kendi beynimizi kullanmak ve doğruyu olgularda aramak ileriye bakarak tek bir vücut gibi birleşmek şeklindeki yönlendirici ilkeyi karar altına aldı. Bu toplantı kararları “sınıf mücadelesini esas halka olarak almak” şeklindeki sosyalist topluma uygun olmayan sloganı kararlılıkla reddetti ve partinin çalışmasının odak noktasını sosyalist modernleşmeye çevirmek şeklindeki stratejik kararı benimsedi. Bu toplantı dikkatin ciddi dengesizliklerin olduğu ekonominin ana sektörlerindeki sorunlara verilmesi gerektiğini ilan etti ve tarımsal gelişmenin hızlandırılması için kararlar belirledi. Sosyalist demokrasinin güçlendirilmesi görevine ve sosyalist hukuk sisteminin güçlendirilmesine vurgu yaptı. Partinin tarihinde önem arz eden haksız uydurma ve hatalı kararları inceledi, bunları yeniden değerlendirdi ve bazı önde gelen önderlerin başarıları ve başarısızlıkları doğru veya yanlışları konusundaki karşıtlıkları çözümledi. Bu toplantıda aynı zamanda partinin merkezi önderlik organlarına ilave bazı üyeler seçti. Bu dönüm noktası niteliği gösteren değişiklikler parti önderliğinin yeniden Marksizmin doğru çizgisinin ideolojik-politik ve örgütsel olarak oluşturduğunu ortaya koydu. Bundan itibaren parti önderliği işleri doğru yoluna koyma noktasında inisiyatifi elde etti ve halk cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren çözülmeden kalan birçok problemin adım adım düzeltilmesine girişti. Öte yandan pratikte yeni süreç içerisinde ortaya çıkan yeni problemlere eğildi, sosyalist inşa ve reformun yüklediği ağır görevleri hem ekonomik hem politik cephelerde çok iyi yürüyecek şekilde geliştirmeye başladı.
a) 1978’teki On birinci Merkez Komitesi’nin üçüncü genel toplantısının zihinleri özgürleştirme ve doğruyu olgularda arama şeklindeki çağrısına cevap olarak çok sayıda kadro ve diğer insanlar geçmişte yaşanan kişiyi yüceltme kültü ve dogmatizmin zihinsel baskılarından kendilerini özgürleştirdiler. Bu parti içinde ve dışında düşünme eylemini uyardı ve insanların en yüksek çaba göstererek yeni şeyleri incelemeye başladıkları ve yeni problemlere çözüm aradıkları canlı bir ortamın doğuşuna yol açtı. Zihinleri doğru bir şekilde özgürleştirme ilkesini yürütebilmek için parti iyi bir zamanlama ile dört temel ilkeyi yüksekte tutma fikrini ortaya attı: Sosyalist yola, Halkın demokratik diktatörlüğüne (Proletarya diktatörlüğüne), Komünist partisinin önderliğine ve Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung düşüncesine bağlı kalmak. Parti ne demokrasinin ne de merkeziyetçiliğinin birbirinin karşısına getirilecek bir biçimde uygulanmayacağı ilkesini yeniden vurgulayarak şu temel olguya işaret etti: Sömürücüler, sınıflar bazında tasfiye edilmelerine karşın sınıf mücadelesi belirli sınırlar içerisinde varlığını sürdürmektedir. Yoldaş Ye Jianying Halk Cumhuriyeti‘nin kuruluşunun 30. yıl kutlamasıyla ilgili toplantıda, On Birinci Merkez Komitesi‘nin 4. genel toplantısından aldığı onayla yaptığı konuşmada, Halk Cumhuriyeti‘nin ortaya çıkışından itibaren partinin ve halkın sağladığı başarıları tümüyle olumladı ve öte yandan parti adına partinin hataları açısından bu konuşmada özeleştiri yaptı ve ülkemizin parlak geleceğinin genel çizgilerini ortaya koydu. Bu bütün partinin ve halkın düşüncesinin birleştirilmesine yardımcı oldu. Ağustos 1980’de Merkez Komitesi Politik Bürosu önüne burjuva ideolojisinin çürütücü etkisini ve ideolojik/politik alanlarda hala varlığını sürdüren feodalizmin kötü etkilerini temizleme görevini önüne koydu. Aynı yıl aralık ayında Merkez Komitesi‘nin düzenlediği çalışma konferansında partinin ideolojik ve politik çalışmasının güçlendirilmesi, sosyalist bir medenileşme için daha büyük bir çaba gösterilmesi ve dört temel ilkeye karşıt düşen hatalı ideolojik eğilimleri eleştirme ve sosyalizm davasını rahatsız eden karşı devrimci faaliyetlerine bir darbe vurma şeklinde kararlar aldı. Bu kararlar ülke çapında istikrar, birlik ve canlılık şeklinde karakterize edilebilecek bir politik ortamın yaratılmasını kuvvetle etkiledi.
b) Nisan 1979’daki Merkez Komitesinin çağrısıyla toplanan çalışma konferansında parti bir bütün olarak ekonominin yeniden ayarlanması, yeniden yapılandırılması pekiştirilmesi ve iyileştirilmesi ilkesini formüle etti ve geride kalan iki yıl içindeki ekonomik çalışmamızda ortaya çıkan eksikler ve hataların ve yeni ekonomik alanda etkisi olan “sol hataların” etkisini kırmak için kararlı bir çaba gösterilmesi görevini üstlendi. Parti ekonomik inşa sürecinin Çin’in koşulları ışığı altında yürütülmesi, ekonominin ve doğanın yasalarına uygun davranılmasına ve ekonomik inşanın kendi kaynaklarımızın sınırlarına göre yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Adım adım ilerlemeye ve pratik sonuçlara vurgu yaparak üretiminin gelişmesinin halkın geçiminin iyileştirilmesiyle yakın bir biçimde ilişkilendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Diğer ülkelerle ekonomik ve teknik işbirliğinin bağımsızlık ve kendine güven temelinde aktif çabalarla teşvik edilmesi gerektiğini ileri sürdü. Bu ilkelerin yönlendirmesiyle hafif sanayide büyüme hızı arttı ve sanayinin yapısı daha akılcı ve daha iyi koordine edilebildi. Ekonominin yönetimi alanında yapılan reformlarla işletmelere karar verme gücü vererek işçilerin kongrelerinin yeniden canlandırılmasıyla şirketlerin yönetimlerinde demokratik yönetimin güçlendirilmesiyle ve ülkenin mali sistemindeki karar mekanizmalarını alt kademelere kaydırmak suretiyle bu reformlar ekonominin yeniden ayarlanmasıyla birlikte uyum içinde geliştirildi. Parti titizlikle tarımsal kooperatifleştirme döneminin son aşamalarında yapılan hataları ele aldı ve kırsal kesimde üretilen tarımsal ve yan ürünlerin alım fiyatlarını yükseltti. Diğer yandan kırsal kesimde üretim sorumluluğu şeklinde bir çiftçi ailesinin üretim artışına bağlı olarak diğerlerine göre daha fazla kazanabileceği çeşitli yöntemler geliştirdi. Ailelerin ekeceği arazi parçaların sınırları yeniden düzenlendi ve uygun bir şekilde genişletildi. Köy pazarları canlandırıldı ve çiftçilerin tarım dışı yan uğraşlara girmeleri ve çeşitli sorumluluklar almalarının şartları geliştirildi. Bütün bu reformlar köylülerin heyecanını büyük ölçüde güçlendirdi. Son iki yılda tahıl üretimi bütün zamanların en yüksek miktarına ulaştı ve aynı zamanda endüstriyel tarım ürünleri diğer bahçe ürünleri ve yan ürünler üretiminde büyük bir artış ortaya çıktı. Tarımın gelişmesi ve bir bütün olarak ekonominin gelişmesi sayesinde halkın yaşam standartları iyileştirildi.
c) Detaylı ve dikkatli bir araştırma ve inceleme sonucunda Parti‘nin Merkez Komitesi‘nin Başkan yardımcısı ve Çin Halk cumhuriyetinin Başkanı yoldaş Liu Shaoşi’nin isminin temize çıkarılması için tedbirler alındı ve benzer şekilde diğer parti ve devlet önderlerinin ulusal azınlık önderlerinin çeşitli alanlardaki önder kişilerin yanlışlıkla suçlandığı durumlar düzeltildi ve onların Parti ve halkın uzun süreli devrimci mücadelelerine tarihsel katkıları onaylandı.
d) Çok sayıda haksız uydurma ve yanlış davalar yeniden incelendi ve bu davalarla ilgili iddialar düzeltildi. İnsanların yanlışlıkla burjuva sağcısı olarak damgalandıkları davalar da düzeltildi. Sosyalist dönüşüm öncesinde iş adamı ve sanayici konumunda olup yineden şekillenme sürecini yaşamış kişilerin artık çalışan halk içinde oldukları ilan edildi. Küçük tüccarlar, gezgin satıcılar ve zanaatkarlar ki bunlar köken olarak emekçidirler –bunların burjuvazinin üyeleri olan iş adamı ve sanayicilerden farklı oldukları ilan edildi.- Daha önce toprak ağası olanlar ve zengin köylülerin geniş bir çoğunluğu yeniden dönüşüm geçirdiklerinden dolayı çalışan halka dahil oldukları yeniden tanımlandı. Bu önlemler parti içinde ve halk içindeki çelişmeleri uygun bir şekilde yeniden çözümledi.
e) Bütün seviyelerdeki Halk Meclisleri şimdi çalışmalarını daha iyi bir şekilde yapmakta ilçe ve belde düzeyindeki Halk Meclisleri kendilerine ait sürekli organlarını oluşturmuş bulunmaktalar. İlçe ve altındaki seviyelerdeki Halk Meclislerine seçilen temsilciler şimdi bütün ülkede doğrudan seçmenler tarafından seçilmektedirler. Parti ve devlet örgütlerinde kolektif önderlik ve demokratik merkeziyetçilik ilkeleri mükemmelleştirilmektedir. Yerel ve taban örgütlerinin güç ve yetkileri düzenli bir şekilde genişletilmektedir. Anayasadaki “sözünü dışarı vur, görüşünü ortaya koy, yüksek sesle tartışmalar yürüt ve büyük yazılı posterler hazırla” olarak adlandırılan gerçekte sosyalist demokrasinin gelişmesini engelleyen yasa anayasadan çıkarıldı. Bir dizi önemli yasalar kanun ve yönetmelikler getirilerek yürürlüğe konuldu. Ceza yasası ve ceza infaz yasası yönetmeliği getirildi ki bunlar Halk Cumhuriyeti‘nin kuruluşundan bu yana hiç düşünülmemişti. Yargı yasama ve kamu güvenliği departmaları iyileştirildi. Her tipten üfürme, haber yayma olaylarıyla uğraşıldı. Ciddi tecavüzlerden sorumlu suçlular takibe alındı. Lin Biao ve Jian Qing karşı devrimci kliklerinin mahkemeleri kamuoyuna açık bir şekilde kanunlara uygun olarak yürütüldü.
f) Parti bütün seviyelerdeki önderlik organlarını yeniden düzenleyerek güçlendirildi. 11. MK’nin 1980 Şubatında yapılan genel toplantısında politik büronun daimi komitesine yeni üyeler dahil edildi ve merkezi önderlik büyük ölçüde güçlendirildi. Parti merkezinde disiplini kovuşturma organının yanı sıra alt kademelerde de disiplin organları oluşturularak partinin militan karakteri güçlendirildi. Diğer yandan parti içi politik yaşam ve parti içi yaşamı düzenleyen diğer yönetmelikler getirilerek ve önder parti örgütlerini ve disiplin kovuşturma organlarını çabalarıyla sağlıksız pratikler düzeltmeye alındı. Bu çabaya partiye hitap eden kitle iletişim araçları muazzam bir katkıda bulundu. Parti önder kadroların yaşam boyu görevi sürdürmelerine pratikte olanak veren fiili duruma son verdi. Yetkilerin aşırı bir şekilde merkezleştiren sistemi değiştirdi. Ve devrimcileşme temelinde bütün kademelerdeki önder kadroların ortalama yaşını aşağıya doğru çektik. Diğer yandan onların eğitim seviyesini ve profesyonel yeteneklerini yükselten bir süreci başlattı. Devlet konseyindeki önder nitelikteki personel üzerinde bir yeniden tarama yapıldı. Bunun yanı sıra parti ve hükümet örgütleri arasındaki iş bölümü yeniden düzenlenerek merkezi ve yerel yönetimlerin çalışması iyileştirildi.
Buna ilaveten partinin eğitim, bilim, kültür, kamu sağlığı, kültür-fizik, milliyetler meselesi, birleşik cephe çalışması, deniz aşırı ülkelerde yaşayan Çinlilerle ilgili çalışmalar askeri ve dış ilişkiler alanındaki çalışmalar alanında politikalarımızın uygulanması zenginleştirilerek belirgin başarılar elde edildi.
Kısaca Mao Zedung düşüncesinin bilimsel ilkeleri ve partinin doğru politikaları yeniden canlandırıldı ve yeni koşullarda yeniden üretildi. 1978’teki 11 MK’nin 3. genel toplantısından itibaren parti ve hükümetin çalışmalarında bütün cephelerde yeniden bir canlanmayı başardık. Çalışmalarımız hala eksiklikler ve hatalar taşımaktadır. Hala çok sayıda güçlüklerimiz bulunuyor. Ancak başarılı gelişme yolu açıktır ve Parti‘nin halk arasındaki prestiji gün be gün artmaktadır.
MAO ZEDUNG YOLDAŞ’IN TARİHSEL ROLÜ VE MAO ZEDUNG DÜŞÜNCESİ
27- Mao Zedung büyük bir Marksist büyük bir proleter devrimcisi stratejist ve teorisyen idi. Onun “kültür devrimi” döneminde büyük hatalar yaptığı doğrudur. Fakat onun çalışmalarını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde O’nun Çin devrimine katkıları hatalarının oldukça üzerindedir. O’nun katkıları temeldir , hataları ikincildir. O, Partimizin inşası, Çin Halk Kurtuluş Ordusunun inşası, Çin halkının özgürlük davasının zafer kazanması, Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşu ve sosyalist davamızın ilerletilmesinde büyük, başarılı hizmetler vermiştir. O, ezilen ulusların özgürlüğü ve insanlığın ilerlemesine önemli katkılarda bulunmuştur.
28- Çin komünistleri önde gelen temsilcileri yoldaş Mao Zedung başta olmak üzere Marksizm-Leninizm’in temel prensiplerinden yola çıkarak Çin’in özgün deneyinin ve uzun süreli devriminin teorik sentezini yaptılar. Bu sentez, Çin’in koşullarına uyum gösteren yol gösterici bilimsel bir sistemdir, işte bu sentez Mao Zedung Düşüncesidir ve Marksizm-Leninizm’in evrensel prensiplerini Çin devriminin somut pratiğinde birleştirilmesinin ürünüdür. Doğuda büyük bir yarı-sömürge, yarı-feodal ülkede devrim yapmak bir çok özel karmaşık problemler içerdiği için Marksizm-Leninizm‘in genel prensipleriyle veya dış tecrübenin her detayının kopya edilmesi suretiyle çözülmesi mümkün değildir. Marksizmi bir dogma olarak almak Komintern kararlarını ve Sovyetler Birliği tecrübesini olduğu gibi izlemek uluslararası komünist akımda ve partimizde 1920’lerin sonuna doğru ve 30’ların başlarında izlenen hatalı bir eğilimdi. Ve bu eğilim Çin devrimini toptan başarısızlığın eşiğine getirdi. İşte bu eğilime karşı mücadele süreci içinde ve kendi tarihsel tecrübemizin kapsamlı bir özeti temelinde Mao Zedung Düşüncesi şekillendi ve gelişti. Bu düşünce çeşitli alanlarda sistemleştirilerek ve genişletilerek tarım devrimi savaşının ikinci yarısında ve Japonya’ya karşı direniş savaşı sürecinde olgun bir düzeye ulaştı. Ve kurtuluş savaşı sürecinde ardından Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra daha da geliştirildi. Mao Zedung Düşüncesi Marksizm-Leninizm‘in Çin’deki uygulaması ve geliştirilmesidir. Bu Düşünce doğru bir teori temeline oturan, doğru bir prensipler bütünü ve Çin devrimi pratiğinde kanıtlanmış deneylerin özetidir. ÇKP’nin kolektif zekasının kristalleşmesidir. Partimizin bir çok liderleri Mao Zedung Düşüncesinin oluşmasına ve gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu katkılar da Mao Zedung yoldaşın bilimsel çalışmaları içinde sentezleşmiştir.
29- Mao Zedung Düşüncesi geniş kapsamlı bir içeriğe sahiptir. Marksizm-Leninizm‘i aşağıda belirtilen yönlerde zenginleştiren ve geliştiren özgün bir teoridir.
A) Yeni demokratik devrim. Çin’in tarihsel ve sosyal koşullarından hareket ederek yoldaş Mao Zedung Çin devrimini karakteristikleri ve yasaları üzerine kapsamlı bir araştırma yaptı. Ve demokratik devrimde proletaryanın önderliği şeklindeki Marksist-Leninist tezi uyguladı ve geliştirdi. Ve Yeni Demokratik Devrim teorisini kurdu. Emperyalizme, feodalizme ve bürokrat kapitalizme karşı halk kitleleri tarafından yürütülen işçi-köylü ittifakı temelinde proletarya önderliği-altında bir devrim.
Bu konu üzerindeki temel çalışmalarını “Çin Toplumunda Sınıfların Analizi, Hunan’da Köylü Eylemlerinin Araştırılması Üzerine Rapor, Bir Kıvılcım Bozkırı Tutuşturabilir, Komünist Dergisini Tanıtırken, Yeni Demokrasi Üzerine, Koalisyon hükümeti Üzerine ve Şimdiki Durum ve Görevlerimiz“ adlı eserleriyle gerçekleştirdi. Bu teorinin temel noktaları şöyledir:
1-Çin burjuvazisi iki bölümden oluşmaktadır. Emperyalizme bağımlı olan Büyük burjuvazi (Komprador burjuvazi veya bürokrat burjuvazi) ve devrimci yönelimleri olan fakat kararsızlık gösteren ulusal burjuvazi. Proletarya ulusal burjuvaziyi kendi önderliği altında birleşik cepheye katılmaya çaba göstermelidir ve belirli özel koşullar altında hatta büyük burjuvazinin bir bölümünün de birleşik cepheye katmaya çalışmalıdır; böylece temel düşmanı mümkün olan en büyük ölçüde tecrit etmeye çalışmalıdır. Burjuvaziyle birleşik cephe kurduğunda proletarya kendi bağımsızlığını korumalı ve “birlik, mücadele, mücadele yoluyla birlik” şeklinde üç politikayı uygulamalı ve burjuvaziyle ayrılmak zorunda kaldığında özellikle büyük burjuvaziyle ayrılmak zorunda kaldığında; ona karşı kararlı silahlı mücadeleyi yürütme cesaret ve yeteneğini göstermelidir. Bunu yaparken ulusal burjuvazisinin sempatisini kazanma çabasını veya onu tarafsızlaştırmaya devam etmelidir.
2- Çin‘de burjuva demokrasisi olmadığı için ve gerici hakim sınıflar halk üzerinde silahlı kuvvetlere dayanan terörist diktatörlüğü sürdürdüğü için Çin devriminin esas olarak uzun süreli silahlı mücadele biçimini alması gerekiyordu. Çin’in silahlı mücadelesi proletarya önderliğinde köylüleri temel güç alan devrimci bir savaştı. Köylülük proletaryanın en güvenilir müttefikiydi. Öncüsü yoluyla; ilerici ideolojisi, örgütlenme ve disipline yatkınlığı ile proletaryanın köylü kitlelerinin politik bilincini yükseltebilmesi; kırsal dayanak alanları yaratması uzun süreli devrimci savaşı sürdürebilmesi ve devrimci kuvvetleri oluşturup geliştirilmesi gerekli ve mümkün olmuştu. Mao Zedung şuna işaret etmişti: “Birleşik cephe ve silahlı mücadele düşmanı yenmek için iki temel silahtır.” Bunlar parti inşaası ile birlikte devrimin “üç sihirli silahını” oluşturur. Bunlar, ÇKP’yi bütün ulusun önder çekirdeği haline getiren ve şehirlerin kırlardan kuşatılması çizgisini ve nihayet ülke çapında zafer kazanmayı mümkün kılan gerekli temeldi.
B) Sosyalist devrim ve sosyalist inşa üzerine:
Yeni demokratik devrimin zaferini sağlamak için ve sosyalizme geçişin ekonomik ve politik koşulları temelinde yoldaş Mao Zedung ve ÇKP, sosyalist endüstrileşmeyi, sosyalist dönüşümle eşzamanlı bir şekilde yürütme çizgisini sürdürdü ve üretim araçlarının özel mülkiyetini adım adım tedricen dönüştüren somut politikalar geliştirdi. Böylece Çin gibi büyük bir ülkede ekonomik ve kültürel olarak geri bir toplumda, dünyanın dörtte bir nüfusunu barındıran bir ülkede zor bir görev olan sosyalizm inşasında teorik ve pratik çözümler üretti. Mao Zedung yoldaş, halk için demokrasi ve gericiler üzerinde diktatörlüğün birleştirilmesi tezini öne sürerek Marksizm-Leninizm‘in proletarya diktatörlüğü teorisini zenginleştirdi. Sosyalist sistemin kuruluşundan sonra Mao Zedung sosyalizm koşullarında halkın aynı temel çıkarlara sahip olduğunu fakat halk içinde hala her türden çelişmeler bulunduğunu ve düşman ile halk arasındaki çelişmeler ile halk içindeki çelişmelerin kesinlikle birbirinden ayrılması gerektiğini ve bunların doğru ele alınması gerektiğine işaret etti. O, halk içinde bir dizi doğru politikalar yürütülmesi gerektiğini önerdi. Politik meselelerde “birlik-eleştiri-birlik” politikasını izlemeli partinin, demokratik partilerle ilişkilerinde “uzun süreli bir arada yaşama ve karşılıklı denetim” politikasını izlemeli, bilim ve kültür alanında “yüz çiçek açsın yüz düşünce okulu bir arada var olsun” politikasını izlemeli, ekonomik alanda ise kırlarda ve şehirlerde farklı sosyal tabakaları bir arada düşünmek, taraflar olarak devleti, kolektifi ve bireyi toplamda üçünü bir arada gözeten düzenlemeler yapmalıyız. O, tekrar tekrar yabancı ülkelerin deneyini mekanik olarak aktarmamayı vurgulayarak endüstrileşmede kendimize özgü bir yol bulmamız gerektiğini Çin’in koşullarına uyan Çin’in büyük bir tarım ülkesi olduğu olgusundan yola çıkan tarımı ekonominin temeli olarak ele alan bir yaklaşımı önerdi. O ağır sanayi bir yanda tarım ve hafif sanayi öte yanda olmak üzere bunlar arasındaki ilişkiyi doğru ele almayı ve tarım ve hafif sanayine gerekli önemin verilmesini vurguladı. O sosyalist inşa sürecinde ekonomik inşa ile savunmanın inşası, büyük çaplı işletmelerle küçük ve orta çaplı işletmeler arasında, Han milliyeti ile diğer azınlık milliyetler arasında; kıyı bölgelerle iç bölgeler arasında; Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında kendi gücüne dayanma ile dış ülkelerden öğrenme arasında; yatırıma dönük birikim ile tüketim arasındaki ilişkileri doğru ele almayı ve genel dengeye dikkat göstermeyi vurguladı. Daha da ötesi O, işçilerin işletmelerin sahibi olduğunu ve memur kadroların fiziki çalışmaya katılmaları işçilerin de yönetim işlerine katılmalarını ve rasyonel olmayan yasa ve düzenlemelerin reforma tabi tutulmasını vurguladı. Üçü bir birleşim içinde olmalı yaklaşımıyla kadroların, işçilerin ve teknik personelin birleşmesini zorunlu gördü. Ve Mao Zedung yoldaş bütün Çin halkını birleştirmek ve güçlü bir sosyalist ülke inşa etmek için bütün olumlu faktörleri harekete geçirmek ile olumsuz faktörleri olumlu faktörlere dönüştürmek şeklindeki stratejik düşüceyi formüle etti. Yoldaş Mao Zedung’un sosyalist devrim ve sosyalist inşa ile ilgili temel çalışmaları: ÇKP’nin 7. Merkez Komitesi 2. Plenum Toplantısına Rapor, Halkın Demokratik Diktatörlüğü Üzerine, On Temel İlişki Üzerine, Halk İçinde Çelişmelerin Doğru Ele Alınması Üzerine ve Ç.K.P’nin Genişletilmiş Çalışma Konferansındaki Konuşma, adlı çalışmalarda yansıtılmıştır.
C) Devrimci ordu ve askeri stratejinin inşası üzerine:
Yoldaş Mao Zedung esas olarak köylülerden oluşan devrimci bir orduyu proleter karakterli sıkı disiplin içinde kitlelerle sıkı bağlar oluşturan yeni tipte bir halk ordusuna dönüştürme sorununu metodik bir biçimde çözümledi. O, halk ordusunu bütün amacının tüm kalple halka hizmet olduğunu ortaya koydu ve partinin silaha kumanda etmesi ve silahın partiye kumanda etmemesi prensibini getirdi. O disiplinin üç temel kuralı ilkesini ve dikkat edilecek sekiz nokta prensibini geliştirdi ve subaylarla erlerin birliği prensibini ekonomik ve askeri demokrasiyi, halkla ordunun birliğini, düşman kuvvetlerinin bölünmesini, böylece orduda politik çalışma metodlarını ilgilendiren bir dizi politikanın toparlanmasını sağladı. Askeri alandaki; Partide Hatalı Fikirlerin Düzeltilmesi, Çin’in Devrimci Savaşında Strateji Problemleri, Japonya‘ya Karşı Gerilla Savaşında Strateji Problemleri, Uzun Süreli Savaş, Savaş ve Strateji Problemleri yazılarında Mao Zedung yoldaş Çin‘deki uzun süreli devrimci savaşların tecrübelerini toparladı ve halk ordusu oluşturma konusunda kapsamlı bir kavram geliştirdi ve üs alanlarının oluşturulması ve halk ordusunu temel güç alarak, harekete geçirerek halk savaşını kitlelere dayanarak sürdürme çizgisini kavramlaştırdı.
Gerilla savaşını stratejik aşamaya yükselterek Çin’in devrimci savaşında gerilla savaşı ve hareketli savaş şeklindeki gerilla savaşı tarzının uzun bir süre boyunca temel çalışma biçimi olduğunu belirledi. O, bizimle düşman güçleri arasındaki güçler dengesindeki değişikliklere ve savaşın gelişme sürecine göre askeri stratejide eş zamanlı ve hızlı bir biçimde uygun değişiklikler yapmak gerektiğini açıkladı. O, düşmanın güçlü ve bizim zayıf olduğumuz koşullarda halk savaşını sürdürebilmek için devrimci ordunun izleyeceği bir dizi strateji ve taktikler geliştirdi. Bu strateji ve taktikler stratejik olarak uzun süreli savaş sürdürme şeklinde öte yandan küçük muharebe ve kampanyalarda hızlı kararlar verme stratejik bakımdan zayıf durumumuzu, küçük muharebe ve kampanyalarla üstün olduğumuz duruma yükseltmeyi içermektedir. Aynı zamanda üstün bir gücü bir araya yoğunlaştırmak suretiyle düşman güçlerini teker teker yenmeyi içermektedir. Kurtuluş savaşı döneminde O, On Temel Çalışma Prensibini formüle etti ve uygulattı. Bütün bu düşünceler Mao Zedung yoldaşın Marksizm-Leninizm‘in askeri teorisine önde gelen katkılarını oluşturmaktadır. Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra; O, ulusal savunmamızı güçlendirmemiz gerektiğini ve modern devrimci silahlı kuvvetlerini (deniz hava ve teknik branşlarda) inşa edilmesi gerektiğini ve modern savunma teknolojisini (savunma amaçlı nükleer silahlar dahil) geliştirmemiz gerektiği şeklindeki önemli yönlendirici çizgiyi ileri sürdü.
D) Politika ve taktikler üzerine:
Yoldaş Mao Zedung devrimci mücadeleler sürecinde politika ve taktiklerin hayati önemde olduğunu inandırıcı bir biçimde ortaya koydu. O, politika ve taktiklerin partinin hayatında can damarı olduğunu bunların devrimci bir partinin pratik faaliyetlerinde hem başlangıç noktasını hem sonucunu oluşturduğunu ileri sürdü ve partinin politikalarını var olan politik durum, sınıf ilişkileri ve gerçek koşullardaki durum ve değişikliklere dayanması gerektiğini söyledi. İlkelerle, esnekliği birleştirmeyi önerdi. Düşmana karşı mücadelede birleşik cephe içinde ve diğer sorunlarda taktik ve stratejileri ilgilendiren bir çok değerli tavsiyelerde bulundu. Diğer şeylerin yanı sıra Mao Zedung yoldaş şunları ileri sürdü: Değişen öznel ve nesnel koşullara bağlı olarak zayıf bir devrimci güç güçlü bir gerici gücü kesinlikle yenebilirdi, devrimci güç düşmanı stratejik olarak küçümsemeli; taktik olarak ciddiye almalıydı, gözümüzü mücadelenin ana hedefinden ayırmamalı ve bütün yönlere vurmamalıyız, düşmanlarımız arasında farklılıkları ayırt etmeli ve düşmanı bölmeliyiz. Çelişmelerden yararlanan bir taktik geliştirmeliyiz, çoğunluğu kazanmalı, küçük güçleri karşımıza almalı ve düşmanlarımızı teker teker ezmeliyiz. Gericilerin yönetimi altındaki bölgelerde gizli ve açık mücadeleyi birleştirmeli ve örgütsel alanda silahlı kadroların yer altında çalışması politikasını izlemeliyiz.
Devirmiş olduğumuz gerici sınıflar ve gerici unsurlara karşı onlara yaşamlarını kazanabilmeleri için ve kendi emekleriyle çalışan halka dahil olmaları için onlara isyan etmedikleri ve kargaşa çıkarmadıkları sürece bir fırsat verilmesi gerektiğini ileri sürdü ve proletaryanın ve onun partisinin müttefikleri üzerinde önderlik rolünü uygulayabilmesi için iki koşulu yerine getirmesi gerektiğini açıkladı: a) Müttefiklerin izleyicilerine ortak düşmana karşı kararlı mücadele yürütmede önderlik etme ve zaferler kazanma. b) Müttefiklerin izleyicilerine maddi faydalar sağlama veya en azından onlara zarar gelmesine meydan vermeme ve aynı zamanda onlara politik eğitim vermeliyiz. Mao Zedung yoldaşın politika ve taktikler üzerine bu görüşleri bir çok yazılarında yer almaktadır : Özellikle; Japonya’ya Karşı Birleşik Cephede Günümüzün Taktik Problemleri, Politika Üzerine, İkinci Anti-komünist Kıyımın Geri Püskürtülmesinin Sonuçları Üzerine, Partimizin Günümüzdeki Politikasının Bazı Önemli Problemleri Üzerine, Bütün Yönlere Vurmayın, Emperyalizmin Sönümü Sorunu Üzerine ve Bütün Gericiler Gerçek Kaplanlardır, yazıları..
E) İdeoloji, politika ve kültürel çalışma alanlarında:
Yeni demokrasi adlı eserinde Mao Zedung yoldaş şunu ileri sürmüştü: Herhangi bir verili kültür (bir ideolojik form olarak) verili bir toplumdaki politika ve ekonomik alanın yansımasıdır ve bu kültür buna karşılık diğerleri üzerinde muazzam nüfuz ve etkide bulunur; ekonomi temeldir, politika da ekonominin yoğunlaşmış ifadesidir. Bu temel bakış açısına uygun olarak; O, uzak görüşlü ve uzun vadeli önemi olan bir çok önemli görüş ileri sürdü. Örneğin ekonomik alandaki ve diğer bütün çalışmalarda ideolojik ve politik çalışmanın bunların can damarını oluşturduğu tezi ile politika ile ekonomiyi birleştirmek ve politikayla profesyonel yetenekleri birleştirmek, hem kızıl hem uzman olmak ve ulusal, bilimsel bir kitle kültürü geliştirme politikası izlemek ve yüz çiçeğin açtığı bir ortamı yaratmak, eskinin içinden çıkıp yeniyi öne çıkartmak ve geçmişi bu güne hizmet edecek şekilde ele almak, yabancı olanın Çin’e yararlı olmasını sağlamak ve aydınların devrimde ve inşada önemli bir rolü olduğuna dair tez ve aydınların kendilerini işçi ve köylülerle birleştirmeleri gerektiğini, aydınların Marksizim-Leninizm‘i araştırarak proletaryanın dünya görüşünü edinmeleri gerektiğini, aydınların toplumu araştırma ve pratik çalışma içerisinde ilerleyebilecekleri tezini öne sürdü. Mao Zedung yoldaş “kim için” sorusunu temel bir soru olduğunu ve bir ilke sorunu olduğunu ileri sürdü. O, halka bütün kalbimizle hizmet etmek gerektiğini, devrimci çalışmada yüksek sorumluluk almamız gerektiğini, yılmadan mücadele etmeyi ve fedakarlıktan korkmamayı vurguladı. Mao Zedung yoldaş tarafından bu alanda yazılan bir çok önemli eser arasında: Gençlik hareketinin yönelimi üzerine, Geniş sayıda aydını saflarımıza kazanın, Yenan sanat ve edebiyat formundaki konuşmalar, Norman Bethune’nin anısına, halka hizmet edin, dağları ortadan kaldıran aptal ihtiyar adam adlı yazıları bugün dahi muazzam önemdedir.
F) Parti inşaası üzerine:
Köylülüğün ve küçük burjuvazinin diğer bölümlerinin nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturduğu bir ülkede kitle karakterine sahip Marksist bir proletarya partisi oluşturmak en zor görevdi. Çin proletaryası sayısal olarak zayıftı fakat mücadele etkinliği güçlüydü. Mao Zedung’un parti inşası üzerine teorisi bu soruna başarılı bir çözüm sağladı. O’nun bu alandaki çalışmaları: Liberalizmle mücadele edin, Ulusal savaşta Ç.K.P’nin rolü, Araştırma tarzımızı reforma tabi tutalım, Partinin çalışma tarzını düzeltin, Partinin basmakalıp yazma tarzına karşı çıkalım, Şimdiki durum ve araştırma çalışmamız üzerine, Parti komiteleri sistemini güçlendirme üzerine, Parti komitelerinin çalışma yöntemleri üzerine, yazılarıdır .
Mao Zedung yoldaş partiyi ideolojik bakımdan inşa etmek konusuna özel bir vurgu yaptı. O’na göre bir parti üyesi partiye sadece örgütsel olarak değil, ideolojik bakımdan katılmalıydı ve üye, proleter olmayan düşüncelerini sürekli bir reforma tabi tutmalı ve düşünceleri proleter düşüncelerle yenilemeliydi. O, çalışma tarzında, teoriyle pratiği birleştiren yaklaşımı, kitlelerle daima yakın bağlar kurma yaklaşımını, özeleştiri yapma uygulamasını vurguladı ve bunun ÇKP’yi, Çin’deki bütün diğer partilerden ayıran temel çizgi olduğunu açıkladı. Parti içi mücadelede bir dönem izlenen hatalı “amansız mücadele, acımasız vuruşlar” şeklindeki “sol” politikaya karşı çıkmak için “gelecekteki hatalardan sakınmak için geçmişteki hatalardan öğrenmeyi, hastayı kurtarmak için hastalığı tedavi etmeyi” vurguladı ve parti içindeki yoldaşlar arasında ideolojik alanda netleşme ve birlik sağlamayı başarmak için bu doğru yöntemin gerekliliğini açıkladı. O, partinin bütünü içerisinde Marksizm-Leninizm‘in ideolojik alanda eğitiminin bir biçimi olarak düzeltme kampanyaları başlattı. Bu kampanyalarda eleştiri ve özeleştiri yöntemini uyguladı. Partimizin iktidara gelme olanağını görerek ve daha sonra tüm ülkeyi yöneten iktidar partisi oluşunu göz önünde bulundurarak Mao Zedung yoldaş tekrar tekrar, önce Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun hemen öncesinden itibaren bizlerin mütevazi ve sakin olmaya kibirliliğe ve aceleciliğe karşı kendimizi korumamıza sade yaşamaya ve sıkı mücadeleye dayanan bir çalışma tarzımızı sürdürmeye vurgu yaptı. Ve burjuva ideolojisini çürütücü etkisine karşı gözümüzü açmaya ve bizi kitlelere yabancılaştıracak olan bürokratizme karşı çıkmaya çağırdı.
30- Mao Zedung Düşüncesinin yaşayan özü, yukarda belirtilen duruş noktası, bakış açısı, yöntemler ve bunların içerdiği öğelerdir. Bu duruş noktası bakış açısı ve yöntem üç temel noktaya indirgenebilir. Doğruyu olgulardan çıkarmak, kitle çizgisi ve bağımsızlık (bağımsız düşünme anlamında) yoldaş Mao Zedung proletarya partisinin bütün çalışmalarına diyalektik ve tarihsel materyalizmi uyguladı ve böylece bu onun duruş noktasına, bakış açısına ve yöntemine damgasını vurarak aynı zamanda Çin devrimi sürecinde ve bu devrimin yılmaz uzun süreli mücadelelerinde Çinli komünistlerin karakterini belirledi ve böylece Marksizim-Leninizm‘i zenginleştirdi. Bu olgu ifadesini sadece aşağıdaki: Kitaba Tapmaya Karşı Çıkın, Pratik Üzerine, Çelişme Üzerine, Kırsal Araştırmaya Önsöz ve Notlar, Önderlik Yöntemleri Üzerine Bazı Sorunlar, Doğru Fikirler Nereden Gelir? gibi eserlerde değil, aynı zamanda onun bütün bilimsel yazılarında ve Çin komünistlerinin devrimci eylemlerinde bulmaktadır.
A) Doğruyu olgulardan çıkartmak:
Bunun anlamı gerçeklerden yola çıkmak ve teoriyi pratikle birleştirmek , diğer bir değişle Marksizm- Leninizm’in evrensel prensiplerini Çin devriminin somut pratiğiyle birleştirmektir. Mao Zedung yoldaş Marksizm‘in araştırılmasının Çin toplumunun ve Çin devriminin gerçeklerinden soyutlanmış bir biçimde ele alınmasına her zaman karşı çıkıyordu. Daha 1930 gibi erken zamanlarda körü körüne kitaba tapmaya karşı çıktı ve araştırma ve incelemenin bütün çalışmalarda henüz ilk adım olduğunu ve araştırma yapmayanın konuşma hakkı olmayacağına vurgu yaptı. Yenan’daki düzeltme hareketi öncesinde, O öznelci düşünüş tarzının komünist partisinin en güçlü düşmanı olduğunu ve parti ruhunun saf olmayışının bir ifadesi olduğunu ortaya koydu. Bu parlak tezler insanların dogmatizmin etkilerini aşmasına ve düşüncelerini büyük ölçüde özgürleştirmelerine yol açtı. O, felsefi çalışmalarında ve zengin felsefi içeriği olan bir çok diğer yazılarında Çin devriminin derslerini ve deneylerini özetlerken Marksist bilgi ve diyalektik teorisini açıklayan ve zenginleştiren büyük bir kapsamlı yaklaşım ortaya koydu. O, diyalektik materyalizminin bilgi teorisinin dinamik ve devrimci bir yansıma teorisi olduğunu ve nesnel gerçekliğe dayanması ve onunla uyumlu olması koşulunda, insanın bilinçli dinamik rolüne tam bir olanak sağlanmasına vurgu yaptı. O, kendisini sosyal pratiğe dayandırarak, kapsamlı ve sistematik bir biçimde diyalektik materyalist teoriyi: bilginin kaynağı, süreci ve amacı ve doğrunun kriteri temellerine dayalı olarak açıkladı. Mao Zedung yoldaş bir kural olarak doğru bilgiye ulaşabilmek ve onu geliştirebilmek için yalnızca maddeden başlayıp bilince giden ve tekrar maddeye dönen süreçler halinde bir çok tekrarlamanın gerekli olduğunu; diğer bir değişle pratikten başlayarak bilgiye ve sonra tekrar pratiğe dönen bakış açısını koydu. O, doğrunun karşıtı ve hatalarla birlikte var olduğunu ve bunlara karşı mücadele içinde geliştiğine işaret etti. Ve doğrunun tüketilemeyeceğini (sınırlanamayacağı) ve herhangi bir bilgi parçasının doğruluğunun diğer bir değişle nesnel gerçekliğe uygunluğunun yalnızca sosyal pratik süreci içinde kesin olarak yargılanabileceğini öne sürdü. O Marksist diyalektiğin çekirdeği olan karşıtların birliği yasasını daha da geliştirdi. Nesnel varoluş içinde sadece çelişmelerin evrenselliğini araştırmanın yetmeyeceğini daha da önemlisi çelişmelerin özgünlüğünü araştırmaya yönelmemizi ve farklı karakterdeki çelişmeleri farklı yöntemlerle çözmemiz gerektiğini söyledi. Dolayısıyla diyalektiğe mekanik olarak uygulanan bir formül gibi yaklaşan bakış açısının yerine pratikle yakın ilişki halinde araştırma ve inceleme yaparak diyalektiği esnek bir biçimde uygulamak gerektiğine ileri sürdü. Felsefenin, proletarya ve halkın elinde öğrenmek ve dünyayı değiştirmek için keskin bir silah olmasını sağladı. O’nun Çin’in devrimci savaşı üzerine önde gelen eserleri özellikle Marksist bilgi ve diyalektik teorisinin pratik içinde uygulanması ve geliştirilmesi açısından parlak örnekler vermektedir. Partimiz daima Mao Zedung yoldaş tarafından formüle edilen yukarıdaki ideolojik çizgiye bağlı kalmalıdır.
B) Kitle çizgisi her şeyin kitleler için olması her şeyle kitlelere dayanmak ve “kitlelerden kitlelere” demektir. Bütün çalışmalarda kitle çizgisinin ortaya çıkması bütün faaliyetlere tarihi halkın yaptığı şeklindeki Marksist-Leninist ilkenin sistemli bir şekilde uygulanmasının sonucudur. Bu partimizin zor koşullarda yıllar süren devrimci faaliyetini sürdürürken ortaya çıkardığı paha biçilmez tarihsel deneylerinin özetidir. Bu dönemlerde düşmanın gücü bizden kat kat üstündü. Mao Zedung yoldaş tekrar tekrar halka dayanmaya devam etmemiz halinde kitlelerin tükenmeyen yaratıcı gücüne sıkı bir inanç göstermemiz halinde onlara güvenmemiz ve onlarla özdeşleşmemiz halinde hiç bir düşmanın bizi ezemeyeceğini aksine bizim bütün düşmanları ve her türlü güçlüğü aşabileceğimizi vurguladı. Bütün pratik çalışmalarda kitlelere önderlik ederken önderliğin yalnızca doğru fikirler oluşturabilmesinin yönteminin “kitlelerden kitlelere” ve önderliği kitlelerle birleştirmek ve genel çağrıları özgün yönlendirmeyle birleştirmek yaklaşımıyla olabileceğine işaret etti. Bunun anlamı kitlelerin düşüncelerini yoğunlaştırmak ve bunu sistematik düşüncelere dönüştürmek ve daha sonra kitlelere gitmek böylece fikirlerin yaşamasını ve yürütülmesini sağlamak ve bu fikirlerin doğruluğunu kitlelerin pratiği içinde test ederek geliştirmektir. Ve bu süreç böylece tekrar tekrar devam ederek önderliğin kavrayışı daha doğru daha keskin ve her defasında daha zengin hale gelir. İşte Mao Zedung yoldaş Marksist bilgi teorisini, partinin kitle çizgisiyle birleştirmesini böyle gerçekleştirmiştir. Proletaryanın öncüsü olarak parti halkın çıkarları için vardır ve onun için savaşır. Fakat, parti yalnızca halkın küçük bir bölümünü oluşturur. Dolayısıyla kitlelerden soyutlanmak partinin bütün mücadelelerinin ve ideallerinin içeriğini boşaltarak aynı zamanda başarıyı imkansız hale getirir. Devrimi sürdürmek ve sosyalist davayı ilerletmek için partimiz kitle çizgisini yüksekte tutmalıdır.
C) Bağımsızlık ve kendi gücüne dayanmak; Çin devrimini ve inşa sürecini, Çin gerçeğinden hareket ederek ve kitlelere dayanarak ilerletmek yaklaşımının kaçınılmaz bütünleyicisidir. Proletaryanın devrimi farklı ülkelerdeki proletaryanın karşılıklı dayanışmasını gerektiren uluslararası bir davadır. Ancak davanın zafer kazanması için her bir proletarya esas olarak kendisini ülkesinin özgün gerçekliğine dayandırmalı, kendi kitlesinin ve devrimci güçlerinin çabalarına dayandırmalı ve Marksizm-Leninizm‘in evrensel prensiplerini kendi devriminin somut pratiğiyle birleştirmelidir. Yoldaş Mao Zedung her zaman genel siyasetimizin kendi gücümüz üzerinde yükselmesi gerektiğini ve kendi koşullarımıza uygun sürecimizde ilerlerken daima kendi yolumuzu bulmamız gerektiğini vurguladı. Çin gibi geniş bir ülkede bu bir zorunluluktur, esas olarak kendi çabalarımıza dayanarak devrimi ve inşayı ilerletmeliyiz. Sonuna kadar mücadeleyi sürdürmede kararlı olmalı ve yüz milyonlarca Çin halkına inanmalı onların zeka ve gücüne dayanmalıyız. Aksi takdirde devrim ve inşamızın başarıya ulaşması veya başarılarının pekiştirilmesi, geçmişte başarı kazanılmış olsa dahi mümkün olmayacaktır. Şüphesiz Çin devrimi ve ulusal (ülkenin) inşası dünyanın diğer bölümünden izole değildir ve bu şekilde ilerletilemez. Kendimiz için her zaman dış destek kazanmak için çaba sarfetmeli ve özellikle diğer ülkelerin yararlı ve gelişmiş olan bütün yönlerinden öğrenmeliyiz. Kapalı kapıcılık politikası yabancı olan her şeye körü körüne karşı çıkmak veya herhangi bir büyük ulus şövenizmi teorisi veya pratiği bütün bunların hepsi tamamen yanlıştır. Aynı zamanda Çin karşılaştırmalı olarak ekonomik ve kültürel bakımdan hala geri olmasına karşın bizler kendi ulusal gurumuzu ve kendimize güvenimizi korumalı büyük güçlü ve zengin olan ülkelerle olan meselelerimizde ve ilişkilerimizde köleci ruhu ve tabiiyet anlayışını aşmalıyız. Partinin ve yoldaş Mao Zedung’un önderliği altında ne tip bir güçlükle karşılaşmış olsak dahi asla ayağımız titremedi. Bu yeni Çin’in kurulmasından önce de sonra da böyle oldu. Bağımsız ve kendi gücümüze dayanma çizgimizde kararlılığımız sürdü. Dışarıdan herhangi bir baskıya boyun eğmedik, ÇKP ve Çin halkı kahraman özünü ortaya koydu. Bizler bütün ülkelerin halklarının barış içinde bir arada yaşamalarını, ve eşitlikçi yaklaşım temelinde karşılıklı yardımlaşmasını savunuyoruz. Kendi bağımsızlığımızı yüksekte tutarken diğer halkların bağımsızlığına da saygı duyuyoruz. Bir ülkenin karakteristiklerine uygun devrim ve inşayı sürdürmesinin yolu kendi halkı tarafından araştırılmalı kararlaştırılmalı ve geliştirilmelidir. Hiçbir kimsenin kendi bakış açısını diğerlerine dayatmaya hakkı yoktur. Sadece bu koşullar gerçekleştiği taktirde gerçek bir enternasyonalizmden söz edilebilir. Aksi takdirde yalnızca hegemonyacılık olur. Bizler daima uluslararası ilişkilerde bu ilkeli duruşumuza bağlı kalacağız.
31- Mao Zedung Düşüncesi partimizin değerli manevi varlığıdır. Önümüzdeki gelecek uzun bir dönem boyunca eylemimize yol gösterecektir. Partideki liderler ve Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düşüncesi ile yetişmiş kadroların geniş bir bölümü davamızın sürecinde kazandığımız büyük başarılarda bel kemiği rolü oynadılar. Onlar bugün ve gelecekte sosyalist modernleşme davasında dayanacağımız zengin ana güçtür. Mao Zedung’un önemli çalışmaları, Yeni demokratik devrim ve sosyalist dönüşüm dönemlerinde yazılmasına karşın onlar üzerinde hala sürekli araştırma yapmalıyız. Bu sadece bugünü geçmişten ayırmak mümkün olmadığı için değil, ve geçmişi kavramaksızın bugünkü problemlerimizi kavramak zor olacağı için değil, fakat aynı zamanda bu eserlerde ortaya koyulan bir çok temel teoriler ilke ve bilimsel yaklaşımlar evrensel önem taşıyan değerdedir ve bize bugün için paha biçilmez birer yol göstericidir. Aynı zamanda gelecekte de böyle olacaktır. Dolayısıyla Mao Zedung Düşüncesini yüksekte tutmaya devam etmeliyiz ; O’nu ciddiyetle araştırmalı, incelemeli O’nun bakış açısını, duruşunu ve yöntemini yeni durumun incelenmesinde ve pratiğimizin sürecinde ortaya çıkan yeni problemlere uygulamalıyız. Mao Zedung Düşüncesi Marksist-Leninist teorinin hazinesine yeni olan çok şey katmıştır. Yoldaş Mao Zedung’un bilimsel eserleri üzerine çalışmamızı ve incelemelerimizi Marks, Engels, Lenin ve Stalin’in bilimsel yazılarının incelenmesiyle birleştirmeliyiz. Mao Zedung Düşüncesinin bilimsel değerini ve devrimimizdeki ve inşaa sürecindeki öncü rolünü -Yoldaş Mao Zedung geç yaşam döneminde hatalar yaptı gerekçesiyle- inkar etmek tamamen yanlıştır. Aynı zamanda Mao Zedung’un sözlerine dogmatik bir yaklaşım getirmek ve onun bütün söylediklerine tartışılmaz doğru olarak alıp her yerde mekanik olarak uygulanabileceğini ileri sürmek de tamamen yanlıştır. Ve O’nun yaşamının geç döneminde hatalar yaptığını dürüstçe kabul etmeye isteksiz davranmak ve hatta yeni çalışmalarımızda bu hatalara yapışmak yanlıştır. Bu iki yaklaşım da -uzun bir dönem içinde oluşmuş ve denenmiş bir bilimsel teori olan- Mao Zedung Düşüncesi ile Mao Zedung yoldaşın yaşamının geç bölümünde yaptığı hatalar arasındaki ayrımı görememektedir. Bu ayrımın yapılması mutlak bir gerekliliktir. Bizler elli yıl boyunca yürütülen Marksizim-Leninizm’in evrensel ilkelerini Çin devrimi ve inşasının somut pratiğiyle birleştirme sürecinde kazanılmış bütün olumlu deneyleri değerlendirmeli bu deneyleri yeni çalışmalarımızda uygulamalı ve ileriye götürmeliyiz. Davamızı sürekli ileriye götürmeyi Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düşüncesinin bilimsel çizgisi ile birlikte olarak geliştirmeyi garanti altına almak için parti teorisini gerçeğe uygun düşen yeni çıkarım ve yeni ilkelerle zenginleştirmeli ve geliştirmeliyiz.
GÜÇLÜ MODERN SOSYALİST ÇİN’İ İNŞA ETMEK İÇİN BİRLEŞELİM VE ÇABA İÇİNDE OLALIM
32-Yeni tarihsel dönemde partimizin mücadelesinin hedefi Çin’i adım adım modern tarıma sanayiye ulusal savunmaya bilim ve teknolojiye ve yüksek seviyede demokrasi ve kültüre sahip güçlü sosyalist bir ülkeye dönüştürmektir. Ülkemizin yeniden birleştirilmesi büyük davasını gerçekleştirmek için Tayvan’ı almak ve onun anavatanıyla kucaklaşmasını sağlamalıyız. Halk cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren gecen 32 yıllık tarihsel özetlenmesinin temel amacı güçlü ve modern sosyalist ülkeyi inşaa etme büyük hedefine yönelmiştir. Bütün partinin, bütün ordunun ve bütün halkın dört temel ilkeye -sosyalist yola, halkın demokratik diktatörlüğüne (proletarya diktatörlüğüne), komünist partisinin önderliğine ve Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung düşüncesine bağlı kalması temelinde bu güçlerin irade ve gücünü daha da birleştirerek bu hedefe ilerleyebiliriz. Bu dört temel ilke bütün partinin ve bütün halkın birliğinin ortak politik temelini oluşturmakta ve aynı zamanda sosyalist modernleşmenin gerçekleştirilmesinin birincil güvencesini oluşturmaktadır. Bu dört ilkeden sapan herhangi bir söz ve eylem yanlıştır. Bu dört temel ilkeyi inkar eden ve aşağıya iten herhangi bir söz ve eyleme hoşgörü gösterilemez.
33- Çin’i sosyalizm ve yalnızca sosyalizm kurtarabilir. Bu geçen yüzyıldan bu yana bütün halkımızın kendi deneyleri ile çıkardığı değiştirilemeyecek bir sonuçtur. Bu yaklaşım aynı zamanda Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren geçen 32 yıl içinde elde ettiğimiz temel tarihsel deneyimi oluşturur. Ülkemizin sosyalist sistemi hala gelişmesinin erken bir gelişme aşamasında olmasına karşın Çin’de tereddütsüz bir biçimde bir sosyalist sistem kurulmuş ve sosyalizm aşamasına girilmiştir. Bu temel olguyu reddeden herhangi bir bakış açısı yanlıştır. Sosyalizm altındaki bu süreçte eski Çin’de mutlak bir şekilde imkansız olacak başarılar elde ettik. Bu sosyalist sistemin üstünlüğünün ilksel ve aynı zamanda ikna edici bir göstergesidir. Her türden güçlükleri kendi çabalarımızla aşabildiğimiz ve aşabileceğimiz olgusu sosyalizmin büyük canlılığının kanıtıdır. Şüphesiz sistemimiz mükemmel bir duruma ulaşana kadar uzun bir gelişme sürecinden geçmek zorunda kalacaktır. Sosyalizmin temel sistemine bağlı kalmayı öncül olarak ele alarak ilerlemek istiyorsak, üretici güçlerin genişlemesine ve halkın çıkarlarına uyum göstermeyen belirli nitelikleri ve yönleri reforma tabi tutma çabasını sürdürmeli sosyalizme zararlı bütün faaliyetlere karşı yılmadan mücadele etmeliyiz. Davamızın gelişme ve ilerleme sürecinde sosyalizmin muazzam üstünlüğü giderek daha fazla göze görünür hale gelecektir.
34-Çin komünist partisi olmaksızın yeni Çin olmayacaktı. Aynı şekilde Çin Komünist Partisi olmaksızın modern sosyalist Çin olamayacaktır. Çin komünist partisi Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung düşüncesiyle silahlanmış bir proletarya partisidir ve yüksek bir disiplin duygusu öz eleştiri ruhuna sahiptir. Ve onun nihai tarihsel görevi komünizmi gerçekleştirmektedir. Böyle bir partinin önderliği olmaksızın ve onun uzun süreli mücadeleler içerisinde kitlelerle oluşturduğu et ve kemik gibi sağlam bağlar olmaksızın ve onun halk içerisinde yorulmak bilmez ve etkin çalışması olmaksızın ve bütün bunların sonucunda sahip olduğu yüksek prestij olmaksızın ülkemiz çok çeşitli iç ve dış nedenlerle kaçınılmaz olarak bölünecek ve halkımızın geleceği ziyan olacaktır. Parti önderliği hatalardan azade tutulamaz. Fakat şüphe yoktur ki parti ve halk arasındaki yakın birliğe dayanarak bu hataları düzeltebiliriz. Ve hiç bir durumda hiç bir kimse partinin hatalarını onun önderliğini zayıflatmak, bölmek ve hatta sabote etmek için bahane olarak kullanmamalıdır. Bu sadece daha büyük hatalara ve kötücül felaketlere götürür. Partiye sahip çıkmak için parti önderliğini iyileştirmeliyiz. Kararlı bir şekilde hala partimizin düşünme ve çalışma tarzında örgütlenme sisteminde önderlik sisteminde ve kitlelerle bağları düzleminde hala var olan birçok eksiklikleri kararlı bir şekilde yenmeliyiz. Parti önderliğini sürekli bir biçimde iyileştirir ve ona bağlılığı kararlı bir şekilde sürdürürsek partimiz kesinlikle tarihin kendisine yüklediği olağanüstü görevleri daha iyi bir şekilde yüklenecektir.
35-1978’deki 11. MK’nin 3. genel toplantısından itibaren partimiz adım adım Çin’in koşullarına uygun doğru bir sosyalist modernleşme haritası çıkardı. Pratiğimizin süreci içerisinde bu yol genişleyecek ve daha net tanımlanabilir olacaktır. Fakat özünde temel işaret yönleri şimdiden halk cumhuriyetinin kuruluşundan itibaren olan deneylerimizin olumsuz ve olumlu yönlerinden özellikle de kültür devriminin derslerinden çıkmaktadır.
a) Sosyalist dönüşüm temel olarak tamamlandıktan sonra ülkemizin çözeceği temel çelişme halkın artan maddi ve kültürel gereksinmeleri ile sosyal üretimin geriliği arasında olmalıydı. Parti ve hükümetin çalışmasının odağı ekonomik inşaya kaydırılmak ve halkın maddi ve kültürel yaşamının üretici güçlerinin muazzam bir genişlemesi aracılığıyla iyileştirilmesi zorunluydu. Son tahlilde geçmişte yaptığımız hata bu stratejik yönelime giremeyişimiz idi. Daha ötesi kültür devrimi sürecinde ileri sürülen ve tarihsel materyalizme tamamen ters düşen “üretici güçlerin özgün önemi teorisi” olarak adlandırılan olgunlaşmamış karşı çıkış söz konusuydu. Bu odaklaşmadan, yabancı bir düşman tarafından gerçekleşecek büyük çaplı bir işgal olmadıkça, kesinlikle vazgeçmemeliyiz. Ve o zaman dahi yani büyük çaplı bir işgal savaş koşullarının gerektirdiği veya izin verdiği ölçüde bu tür bir ekonomik inşayı sürdürmek gerekli olacaktır. Partimizin bütün çalışmaları bu merkezi göreve tabi olmalı ve ona hizmet etmelidir: Ekonomik İnşa.
Partimizin bütün kadroları özellikle ekonomik bölümlerde çalışanlar yılmadan ekonomik teoriyi, ekonomik pratiği ve bunun yanında bilim ve teknoloji üzerinde çalışmalıdırlar.
b) Sosyalist ekonomik inşada modernleşme hedefine erişmek için çabalarken sistematik olmalı ve ülkemizin koşulları ve kaynaklarına uygun aşamalar içinde ilerlemeliyiz. Geçmişte ekonomik çalışmamızda uzun süren yaptığımız uzun bir dönem bizi meşgul eden “sol hatalar” esas olarak Çin’in gerçeklerinden uzaklaşmamız gerçek kapasitemizin üzerine çıkmaya çabalamamız inşa ve yönetim çalışmasında bunların ekonomik getirilerini gözden uzak tutmamız, ekonomik planlarımızı, politikalarımızı ve tedbirlerimizi bilimsel kanıtlara dayandırmayışımız ve bunların sonucunda dev israf ve kayıplar yaşanmıştır. Bilimsel bir bakış açısı ile yaklaşmalı, gerçeklerin derin bir bilgisini elde etmeli, durumu keskin bir biçimde analiz etmeli, kadroların, kitlelerin ve uzmanların görüşlerini can kulağıyla dinlemeli, ekonominin ve doğanın nesnel yasalarına uygun olacak şekilde en iyisini yapmaya çalışılmalı, ekonominin çeşitli sektörlerini orantılı ve uyumlu gelişmesinin yolunu açmalıyız. Çin’in ekonomi ve kültürünün halen nispeten geri olduğu olgusunu akılda tutmalıyız. Aynı zamanda, şu ana kadar sağladığımız başarılarda iç ve ulusal koşulların gelişmemize yardımcı olacağına akılda tutmalıyız. Öte yandan ekonomik inşa sürecimizde ve dış ülkelerle ekonomik ve teknolojik karşılıklı alış-verişte elde ettiğimiz deneyimleri akılda tutmalı, bu olumlu koşulları tüm yönleriyle değerlendirmeliyiz. Hem aceleciliğe hem pasif kalmaya karşı çıkmalıyız.
c) Sosyalist üretim ilişkilerinin reforma tabi tutulması ve iyileştirilmesi üretici güçlerin gelişme düzeyi ile uyumlu olmalı ve üretimin gelişmesine katkıda bulunmalıdır. Devlet sektörü ekonomisi ve kolektif ekonomi Çin ekonomisinin temel biçimleridir. Çalışan halkın mülkiyetine dayalı bireysel ekonomi sektörü belirli sınırlar içerisinde kamu ekonomisinin gerekli bir tamamlayıcısıdır. Ekonominin çeşitli sektörlerine uyan özgün yönetim ve bölüşüm sistemlerini kurmak gerekmektedir. Planlı ekonomiye sahip olmak gereklidir ve aynı zamanda kamu mülkiyetine dayalı temel üzerinde pazarın tamamlayıcı ve düzenleyici rolüne alan açmalıyız. Sosyalist bir temel üzerinde meta üretimini ve meta değişimini teşvik etmeye çalışmalıyız. Her bir aşamada görevimiz büyüyen üretici güçlerin gereksinmelerine uygun düşen yeni üretim ilişkilerinin özgün biçimlerini yaratmak ve bu üretici güçlerin sürekli devam eden bir gelişme süreci yaşamasını kolaylaştırmak olmalıdır.
d) Sömürücüler bir sınıf olarak tasfiye edildikten sonra sınıf mücadelesi artık temel çelişme değildir. Ancak, belirli iç faktörlere ve dışarıdan gelen etkilere bağlı olarak sınıf mücadelesi gelecekte uzun bir dönem boyunca belirli sınırlar içerisinde varlığını devam ettirecektir. Hatta belirli koşullar altında çok keskin hale de gelebilir. Sınıf mücadelesinin kapsamının genişletilmesi gerektiği ve onun sona erdiğini ileri süren bakış açılarının her ikisine de karşı çıkmak gerekmektedir. Sosyalizme düşman ve onu politik, ekonomik, ideolojik ve kültürel alanlarda ve topluluk yaşamlarında onu sabote etmeye çalışan bütün etkenlere karşı yüksek düzeyde bir duyarlılık ve etkin bir mücadele yürütmek zorunludur. Çin toplumunda çok çeşitli fakat sınıf mücadelesinin kapsamı içerisine girmeyen ve sınıf mücadelesinin dışındaki yöntemler kullanılarak uygun çözümler bulunabilecek sosyal çelişmeler olduğunu doğru bir şekilde kavramalıyız. Aksi takdirde sosyal istikrar ve birlik sarsıntı geçirecektir. Yılmadan birleştirilebilecek bütün güçleri birleştirmeli, yurtsever birleşik cepheyi pekiştirmeli ve genişletmeliyiz.
e) Sosyalist devrimin temel görevi yüksek düzeyde demokratik sosyalist bir sistem kurmaktır. Halk Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra bu meseleye uygun dikkat gösterilmedi ve bu kültür devriminin başlatılmasına katkıda bulunan temel faktörlerden biriydi. Burada önümüzde öğreneceğimiz kötücül bir ders bulunmaktadır. Bütün seviyelerden devlet organlarının inşasını demokratik merkeziyetçiliğe uygun olarak güçlendirmeli bütün seviyelerde halk meclislerinin ve onların sürekli organlarının halkın politik gücünün yetkili organları haline gelmesini sağlamalı, adım adım demokratik sürece doğrudan katılımını sağlamalı, bunu toplumun tabanının ve topluluk yaşamının politik gücü olarak ortaya çıkmasını sağlamalıyız. Özellikle kentsel ve kırsal şirket işletmelerinde çalışan kitlelerin çalıştıkları kurumun meseleleri üzerinde demokratik yönetimine vurgu yapmalıyız. Halkın demokratik diktatörlüğünü pekiştirmek, anayasamızı ve kanunlarımızı geliştirmek, bunların gözetimini ve canlılığını geliştirmek gereklidir. Sosyalist hukuk sistemini halkın haklarını koruyan güçlü bir araç haline dönüştürmeli üretimde, çalışmada ve diğer aktivitelerde düzeni güvence altına almalı, suçluları cezalandırmalı ve sınıf düşmanlarının rahatsız edici faaliyetlerini ezmeliyiz. Kültür Devriminde ortaya çıktığı gibi bir kaotik durumun herhangi bir alanda yeniden ortaya çıkmasına asla izin vermemeliyiz. f) Sosyalizm altındaki yaşam yüksek bir etik ve kültürel düzey içermelidir. Kesin bir şekilde eğitimin, bilimin ve kültürün aşağılandığı, aydınlara ayrımcılık uygulandığı ve kültür devrimi sürecinde aşırı ifadesini bulan ve uzun bir süre etkisini sürdüren böylesi büyük yanılgıları silmeliyiz. Modernleşme yönelimimiz içerisinde eğitimin, bilimin ve kültürün rolünü genişletmeye ve bunların statüsünü yükseltmeye çaba sarf etmeliyiz. Aydınların işçiler ve köylülerle birlikte sosyalizm davasında dayanacağımız bir güç olduğunu ve sosyalist inşayı kültür ve aydınlar olmaksızın yürütmemizin imkansız olacağını kesinlikle ortaya koymalıyız. Bütün partinin geçmişteki, bugünkü Çin’deki ve Çin’in dışındaki ve doğa ve sosyal bilimlerin farklı branşlarını ilgilendiren Marksist teorileri daha titizlikle incelemeye bağlanmaları zorunludur. İdeolojik ve politik çalışmayı iyileştirmeli ve güçlendirmeli, halkı ve gençliği Marksist dünya bakışı içinde ve komünist ahlakla eğitmeliyiz. Israrlı bir biçimde, tüm yönleri kapsayan ahlaki, entelektüel ve fiziksel gelişmeyi öngören eğitim politikasını sürdürmeli, hem kızıl hem uzman olmak, aydınlarla işçi ve köylüleri birleştirmek, kafa ile kol emeğini birleştirme hedefiyle çalışmalıyız. Çürümüş burjuva ideolojisinin etkilerine ve feodal ideolojinin çürümüş kalıntılarına karşı koymalı, küçük burjuva ideolojisinin etkisini aşmalı ve anayurdun çıkarlarını her şeyin üstüne koyan modernleşmeye çıkarsız kendini adayan öncü ruhunu geliştirmeliyiz.
g) Çeşitli milliyetlerimiz arasında sosyalist ilişkileri teşvik etmek ve iyileştirmek ve çokuluslu ülkemizde ulusal birliği güçlendirmek büyük önem taşımaktadır. Geçmişte özellikle kültür devrimi döneminde milliyetler meselesinde önemli hatalar yaptık. Sınıf mücadelesinin kapsamını genişletmek hatasını ve azınlık milliyetlerden çok sayıda kadro ve kitleye yanlış muamele yaptık. Onlar arasındaki çalışmalarımızda onların özerklik haklarına gerekli saygıyı gösteremedik. Bugünkü Çin’de milliyetlerimiz arasındaki ilişkilerin temelinde çeşitli milliyetlerin çalışan insanları arasındaki ilişkiler olduğu gerçeğini net bir şekilde kavramalıyız. Onların bölgesel otonomi ilkesine bağlı kalmalı bu otonomiyi güvence altına alacak kanunlar ve düzenlemeleri uygulamaya sokmalı onların kendi bölgelerinde parti ve hükümet politikaları alanında karar verme güçlerini kesin teminat altına almalıyız. Azınlık milliyetlerin yerleşmiş bulunduğu bölgelerde onların ekonomik ve kültürel gelişmelerine yardımcı olacak etkin tedbirler almalı, aktif bir biçimde onlar arasından çıkacak kadroları teşvik etmeli ve yetiştirmeli ulusal birlik ve beraberliği alt gören bütün kelime ve eylemlere kesin bir biçimde karşı çıkmalıyız. Dört temel ilkeye bağlı kalmak demek dini inanç sahiplerinin inançlarından vazgeçilmesi gerektiği anlamına gelmemektedir. Fakat onlar, Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung düşüncesine karşı propaganda eylemine katılmamalıdırlar. Bunlar kendi dini faaliyetleri içerisinde politikaya ve eğitime karışmamalıdırlar.
h) Bugünkü ulusal durumda halen bir savaş tehlikesi varlığını sürdürmekte, ulusal savunmamızın modernleştirilmesi ve güçlendirilmesi gerekmektedir. Ulusal savunmamızın inşası ekonominin inşasıyla orantılı geliştirilmelidir. Halk Kurtuluş Ordusu askeri eğitimini, politik çalışmasını, lojistik hizmetleri, askeri bilimleri incelemeyi güçlendirmeli ve savaş etkinliğini daha da yükseltmeli ve adım adım hala daha güçlü modern devrimci bir ordu olmaya çalışmalıdır. Ordu içinde, orduyla hükümet arasında ve orduyla halk arasında birlik şeklindeki güzel gelenekleri yeniden geliştirmek ve ileriye taşımak gereklidir. Halk milisleri inşası da daha da güçlendirilmelidir.
ı) Dış ilişkilerimizde emperyalizme, hegemonyacılığa, sömürgeciliğe ve ırkçılığa karşı çıkmaya devam etmeli ve dünya barışını korumalıyız. Aktif bir biçimde diğer ülkelerle barış içinde bir arada yaşamanın beş temel ilkesi üzerinde ilişkileri teşvik etmeliyiz. Proletarya enternasyonalizmini yüksekte tutmalı, ezilen ulusların kurtuluş davasını desteklemeli yeni bağımsızlığını kazanmış ülkelerin ulusal inşa çabalarını ve dünyanın her yerinde halkların haklı mücadelelerini desteklemeliyiz.
j) Kültür devriminin dersleri ışığında ve partimizin içindeki şimdiki durumunda parti içinde etkin bir demokratik merkeziyetçilik sistemini geliştirmek zorunludur. Kitle mücadelesi içinde ortaya çıkan ve politik sadakat ile profesyonel yeteneği birleştiren liderlerin kolektif parti önderliği şeklindeki Marksist ilkenin uygulanmasını sürdürmeliyiz ve herhangi bir şekilde kişiyi yüceltme kültünün ortaya çıkmasını engellemeliyiz. Parti önderlerinin prestijini yüksekte tutarken aynı zamanda onların faaliyetlerinin parti ve halkın gözetimi altında bulunmasını garanti altına almalıyız. Yüksek düzeyde bir demokrasi üzerine temellenen yüksek düzeyde bir merkeziyetçilik ve öte yandan azınlığın çoğunluğa, bireyin örgüte, altın üste ve bütün üyelerinin merkez komitesine bağlı olması ilkelerini gerçekleştirmeliyiz. İktidardaki bir politik yapının çalışma tarzı onun varlığını belirlemektedir. Her seviyeden parti örgütleri ve bütün parti kadroları kitlelerin derinliklerine gitmeli, kendilerini pratik mücadeleye vermeli, mütevazi ve alçak gönüllü olmalı, kitlelerin acı ve sevincini paylaşmalı, bürokratizmi kesin olarak aşmalıdır. Eleştiri ve özeleştiri silahını doğru bir şekilde kullanmalı, partinin doğru ilkelerinden sapan hatalı fikirleri aşmalı, grupçuluğu kökünden atmalı, anarşizme ve ultra bireyciliğe karşı çıkmalı, menfaat ve ayrıcalık gözeten sağlıksız eğilim ve pratikleri temizlemeliyiz. Parti örgütünü pekiştirmeli, partinin saflığını korumalı, halka baskı yapan ve aşağılayan, dejenere unsurları temizlemeliyiz. Devlet işlerinde, ekonomik ve kültürel alanlarda ve aynı zamanda topluluk yaşamında liderliğini uygularken, parti, diğer örgütlerle ilişkilerini doğru bir biçimde ele almalı, devlet organlarının yönetsel, yargısal, ekonomik ve kültürel örgütlerin etkin bir şekilde işlev görebilmesini her yolla güvence altına almalıdır. Sendikaların, gençlik örgütünün, kadınlar federasyonunun, bilim ve teknoloji birliklerinin, edebiyat ve sanat çevreleri federasyonunun ve diğer kitle örgütlerinin kendi çalışma sorumluluk alanlarında kendi inisiyatifleriyle çalışma yürütmelerini güvence altına almalıdır. Parti, parti dışındaki kamuoyunda tanınan şahsiyetlerle işbirliğini güçlendirmeli Çin Halkının Politik Danışma Konferansına (ÇN. Birleşik Cephe Örgütü) tam bir inisiyatif vermeli, demokratik partilerle ve partisiz şahsiyetlerle önemli devlet meselelerinde bıkmadan danışma toplantıları düzenlemeli, onların düşüncelerine saygı göstermeli ve çeşitli alanlardaki uzmanların görüşlerine önem vermelidir. Diğer sosyal örgütlerle ilişkiye gelince, her seviyeden parti örgütü faaliyetlerini anayasa ve kanunların izin verdiği çerçeve içinde sürdürmelidir.
36-Kültür devriminde geliştirilen bir sınıfın diğer bir sınıfı devirmesi çağrısı yapan proletarya diktatörlüğü altında sürekli devrim teorisi adıyla anılan hatayı kararlı bir şekilde düzeltirken, kesinlikle devrim görevlerinin tamamlandığı ve kararlı devrimci mücadelelerin sürdürülmesine gerek kalmadığını düşünmüyoruz. Sosyalizm sadece sömürü sistemlerinin ve bütün sömürücü sınıflarının tasfiye edilmesini değil, fakat aynı zamanda büyük ölçüde üretici güçleri genişletmek, sosyalist üretim ilişkilerini ve üst yapıyı geliştirmek ve iyileştirmek ve bu temelde adım adım komünizm nihai olarak gerçekleşene kadar esas olarak üretici güçlerin yetersiz ve uygunsuz gelişmesinin sonucu olarak ortaya çıkan bütün sınıf farklılıklarını ve bütün önemli sosyal ayrımları ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı hedeflemektir. Bu insan tarihinde yaşanmamış büyük bir devrimdir. Bizim şimdiki heyecanımız olan modern sosyalist Çin’i inşa etmek! Bu, büyük devrimin sadece bir aşamasıdır. Geçmişte yaşanan ve sömürü sisteminin ortadan kaldırılmasından önceki devrimlerden farklı olarak bu devrim, şiddetli sınıf çatışma ve çelişmeleriyle değil fakat sosyalist sistemin kendi gücüne dayanarak Partinin önderliği altında adım adım ve düzenli bir şekilde sürdürülecektir. Bu devrim, barışçıl gelişme aşamasına girmiş daha kapsamlı, herhangi daha önceki devrimden daha derinlikli özellik göstermekte ve başarılması sadece uzun bir süre gerektirmekle kalmayacak fakat aynı zamanda birçok nesillerden insanların yılmaz ve disiplinli sıkı çalışmasını ve kahramanca fedakarlığını gerektirecektir. Barışçıl gelişmenin bu tarihsel döneminde devrim asla ılıman sularda yüzmeyecektir. Hala açık ve gizli düşmanlar ve karışıklık çıkarmak için fırsat kollayan sabotörler olacaktır. Yüksek devrimci bir duyarlılık içinde olunmalı ve her zaman devrimin çıkarlarını korumak için öne atılmaya hazır olmalıyız. Bu yeni tarihi dönemde ÇKP’nin bütün üyeleri ve bütün halk yüksek devrimci idealleri paylaşmayı dinamik bir devrimci savaş ruhunu korumayı ve Çin’in büyük sosyalist inşasını sonuna kadar götürmeyi asla akıldan çıkarmamalıdır.
37-Doğru ve doğru olmayan pratiklerimizin başarı ve hatalarımızın tekrar tekrar değerlendirilmesinden sonra ve son birkaç yılda yaşadığımız özel olayların üzerinden geçtiğimizde bütün partideki yoldaşlarımızın ve bütün yurtseverlerin politik bilincini yükselten bir tecrübe ortaya çıkmıştır. Açıktır ki şimdi partimiz kurtuluştan sonraki dönemdeki herhangi bir aşamada olduğundan -sosyalist devrim ve sosyalist inşa üzerine daha yüksek bir kavrayış düzeyine ulaşmıştır. Partimiz hem hatalarını ortaya koyma hem de düzeltme cesaretine sahiptir ve geçmişin ciddi hatalarını tekrarını önleyecek yetenek ve kararlılığına sahiptir. Son tahlilde uzun vadeli tarihsel bir bakış açısından partimizin hataları ve sendelemeleri sadece geçiciydi. Buna karşın bunlar partimizi ve halkımızı çelikleştirdi. Uzun süreli mücadeleler içerisinde parti kadrolarımız arasından oluşan çekirdek gücün daha da olgunlaşması anlamına geldi. Sosyalist sistemimizin üstünlüğünün güçlenmesi, partimizin, ordumuzun ana yurdun refahı için artan ölçüde titiz ve ortak duygu birliği uzun vadede belirleyici faktörler olacaktır. Sosyalist davamız için ve Çin halkının yüz milyonları için büyük bir gelecek önümüzdedir.
38-Sosyalist modernleşme davamızda yeni başarıların temel garantisi parti içi birlik ve partiyle halkın birliğidir. Zorluklar ne olursa olsun, parti sıkı bir şekilde birleşik kalırsa ve sıkı bir şekilde halkla birleşirse partimiz ve onun önderlik ettiği sosyalizm davası kesinlikle gün be gün gelişecektir. 1945 yılında 8. merkez komitesinin 7. genişletilmiş genel toplantısında partimiz bütün partinin düşüncesini birleştirmiş birliğini pekiştirmiş, halkın devrimci davasını hızlı gelişmesini teşvik etmiş ve zafere doğru hızla yürümüştür. Bunu o toplantıda oy birliğiyle karar altına alınan Partimizin Tarihinde Belirli Sorunlar Üzerine Karar sağlamıştır. Bugünkü 11. Merkez komitesinin 6. genel toplantısı inanmaktadır ki oy birliğiyle alınan şimdiki karar da benzer bir rol oynayacaktır. Bu toplantı bütün partiye, bütün orduya, bütün milliyetlerden halka Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung düşüncesinin büyük bayrağı altında hareket etmeye Partinin merkez komitesinin etrafında sıkı bir şekilde birleşmeye masaldaki „dağları yerinden oynatan aptal ihtiyar adamın“ ruhuna sadık kalmaya bütün zorluklara karşı tek bir vücut gibi birlikte çalışarak Çin’i adım adım modern sosyalist ve yüksek düzeyde kültüre erişmiş ve yüksek düzeyde demokratik bir ülkeye dönüştürmeye çağırmaktadır. Hedefimize ulaşılmalıdır. Hedefimize kuşkusuz ulaşılabilir…