Search
Close this search box.

Hesap Sormak İse, Mutlaka Hukuk Gözetilmeli- Ömer Faruk Eminağaoğlu

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Yapılmak İstenen Darbe Teşebbüsünde Bulunanlardan Hesap Sormak İse, Mutlaka Hukuk Gözetilmeli.
                                                                                 Ömer Faruk Eminağaoğlu

Olağanüstü KHK’ları ile neler yapılabilir, neler yapılamaz…

Olağanüstü hal KHK’ları ile hükümet ancak, olağanüstü halin amacını aşmayacak biçimde düzenlemeler yapabilir.

Olağanüstü hal KHK’ları ile yasalarda değişiklik yapılmamalı, bu yolla yürürlükte tutulacak olağanüstü hal KHK’ları ile değişen yasalar üzerinden, olağanüstü hal adeta süresiz kılınmamalıdır.

Tüzel kişiliklerin/derneklerin, faaliyetten alıkonulması ve kapatılması, olağanüstü hal durumunda bile, TMY 89-90 maddeleri uyarınca sadece ve sadece mahkeme kararı söz konusu olabilir. Aksi anlayış, tüzel kişiler dışındaki (gerçek) kişilerin de yargılanmadan, olağanüstü hal KHK’ları ile cezalandırılmaları ve verilecek cezaların kesin kabul edilip derhal infaz edilmesi ile yani yargısız infaz ile eşdeğerdir.

Nasıl ki gerçek kişilerin yargısız infazı, yani gerçek kişilerin olağanüstü hal KHK’ları ile cezalandırılmaları ve bu cezaların infaz durumu kabul edilemez, tüzel kişiler için de olağanüstü hal KHK’ları yoluyla bu nitelikteki düzenlemeler kabul edilemez.

Olağanüstü hal KHK’ları yoluyla, her konuda ve de sınırsız biçimde her türlü düzenleme yapılamaz. Olağanüstü hal KHK’ları ile yapılacak düzenlemelerde, mutlaka olağanüstü halin amacı ve sınırları gözetilmelidir.

Anayasa’daki düzenleme uyarınca olağanüstü hal KHK’ları için Anayasa Mahkemesine başvurulamamaktadır. Anayasa Mahkemesi,  Anayasadaki bu düzenlemeyi geçmişte 1991 ve 1992 yılında verdiği kararlarda, hukuk devleti anlayışını öne çekerek yorumlamış, eğer olağanüstü hal KHK’sı yoluyla yapılan düzenleme, olağanüstü halin amaç ve sınırlarını aşmıyorsa, olağanüstü hal KHK’ları ile ilgili bu Anayasa hükmünün uygulanabileceğini ve yargı yolunun kapalı olduğunu ifade etmiştir.

Anayasa Mahkemesi, olağanüstü hal KHK’ları ile yapılan düzenlemelerle ilgili olarak kendisine yapılan başvurularda, bu düzenlemelerin adına bakarak yargı yolunun kapalı olduğunu belirtip hemen red kararı vermeyeceğini, bu düzenlemelerin adına değil içeriğine bakacağını, olağanüstü hal KHK’larının içeriğinde, olağanüstü halin amacı ve sınırları aşılmış ise, bu durumda olağanüstü hal KHK koşulları söz konusu olamayacağından, bu addaki düzenlemeleri iptal edeceğini söylemiş ve bu anlayışla, yerinde olarak 424, 425, 430 sayılı olağanüstü hal KHK’ları hakkında 1991 ve 1992 yılında iptal kararları vermiştir.

Olağanüstü hal durumunda, Anayasa’ya ve İHAS’a aykırı önlemler alınabilmesi söz konusudur. Olağanüstü hal konusunda, İHAS’a aykırı önlemler alınabileceği ile ilgili Avrupa Konseyi’ne bildirimde bulunulması durumunda, hem Anayasa’nın, hem de İHAS’ın 15 inci maddeleri çerçevesinde, aykırı önlemler alınabilir. Ancak bu durum, büsbütün de keyfi hareket etme hakkı sağlamamaktadır.

Olağanüstü hal durumunda yapılacak düzenlemelerde anayasaya ve İHAS’a aykırı önlemler alınabilecek ise de, gerek Anayasa’nın 15 inci, gerekse İHAS’nin 15 inci maddeleri mutlaka gözetilmeli.

Hiç bir kural gözetilmeden, her şeyin olağanüstü hal KHK’leri ile yürütülmesi demek, sürecin hukuka aykırı yürütülmesi demektir. Hukuka aykırılıklar yaratmak demek, yürütülen tüm bu sürecin, yarın hukuka aykırılıklar nedeniyle, amacından uzaklaşması, etkisiz kalması, istenilen sonuçların alınamaması demektir.

Bir hukuk devletine yani bir anayasal düzene saldıranlara, bir darbe teşebbüsünde bulunanlarda bu durumun hesabı ancak hukuk yoluyla sorulabilir. Hukuk gözetilmeden yürütülecek bir süreç, yarın hukuka aykırılıklarla yüz yüze kalmayı,  bu hukuka aykırılıklar nedeniyle amaçlanan sonuçların elde edilememesine yol açacağına göre, hukuka aykırılıklardan her durumda uzak durulmalı, darbe eyleminin ağırlığı ne olursa olsun, yapılacak işlemlerde asla hukuktan uzak kalınmamalıdır.

Yaşadığımız sürece bakıldığında nasıl olsa olağanüstü hal var diye, her konuda her türlü ve de olağanüstü hal sonrasına sarkabilecek nitelikte düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Bu yolla olağanüstü hal, adeta süresiz kılınmaktadır.

Örnek vermek gerekirse, yargıç adaylarından uygun görülenlerinin, adaylık süresine bakılmaksızın, yargıçlığa alınması hükmü, olağanüstü hal KHK’sı ile getirilmiştir.

Bu yargıç adayları, süreçte hem yargıç kimliği ve donanımı yönünden sorun yaratabilecek, hem de bu durum yasa ile bile yapılmayıp, olağanüstü hal KHK’sı ile yapıldığından, olağanüstü hal hukuku ve uygulayıcıları, sistemde kalıcı/süresiz kılınmaktadır. Bu durum son derece hatalıdır.

YARSAV’ın kapatılması, hem KHK ile yapılması, hem de FETÖ ile mücadele yönünden amacı aşan bir işlemdir.
667 sayılı olağanüstü hal KHK’sına bakınca böyle örnekler oldukça fazladır.

Bu nedenle 667 sayılı olağanüstü hal KHK’sı, yürütülen sürecin hukuksuz bir temele oturup çökmemesi için, mutlaka Anayasa Mahkemesi’ne taşınmalıdır.

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir