Emperyalizmin vefalısı da olmaz, insanisi de. Hani Libya’da Sarkozy AKP’nin cephe arkadaşıydı, ne oldu? Onlar için aslolan çıkardır, sömürüdür, hegemonya kurmaktır.
Irak’tan alacağını büyük oranda alan ABD, askerlerini bu ülkeden çekerken Suriye’yi sıkıştırmaya ve karıştırmaya devam ediyor. Irak’ı bölen emperyalistler şimdi de Suriye’yi bölüyorlar. Bu ülkelerdeki bütün farklı etnik, dinsel ve mezhepsel kesimleri birbirine düşürerek bu farklılıklara dayanan bölünmeyi sağlıyorlar. Her farklı kesimi diğerine düşman haline getiriyorlar. Irak’taki Şii-Sünni kavgasının yaratacağı sonuç belli. İçsavaş. Dökülen kanı yeterli bulmadıkları anlaşılıyor. Bu arada İran’ın da nefes borularını kesiyorlar. Aynı hastalık Suriye’ye de sıçratılıyor. Bu ölümcül hastalığın baş taşıyıcısı ve besleyicisi ABD ve yakın müttefikleridir. AKP iktidarı da bu operasyonun içinde yer almaktadır.
AKP iktidarının da ideolojisi olan “Amerikan Sünniliği”, bütün Ortadoğu ülkelerinde hâkim ideoloji oluncaya kadar İçsavaşa ve gerektiğinde doğrudan müdahaleye başvurulmaktadır. Bölgemizdeki halk kitlelerini emperyal hegemonyanın etki alanı içine çeken bu ideoloji BOP’ni benimsenebilen bir siyasa haline getirmektedir. Bir yıldır Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde yapılan; bu ideolojinin hâkimiyetini kurma ve böylece bu ülkeler üzerindeki Amerikan hegemonyasını yeniden ve daha güçlü bir biçimde tesis etme operasyonudur.
BOP’nin ideolojisi olan “Amerikan Sünniliği”, işbirlikçi entelejansiya ve iktidarların, etkin medya çevreleri ve büyük sermayenin de katkılarıyla halkın önemli bir kesiminin benimsediği bir ideoloji haline getirildi. Öyle bir ortam yaratıldı ki ABD işgali bu kesimler tarafından talep edilen bir meta olarak görülmeye ve dahası gösterilmeye başlandı. Öyle ki; son zamanlarda Suriye’de, Irak ve Afganistan’ı işgal ederek “dünyanın en çok nefret edilen insanı” unvanını alan ABD’nin eski Başkanı George W. Bush’u özleyen kesimler ortaya çıkmaya başladı. Suriye’nin Türkiye sınırındaki İdlib bölgesine bağlı Kafranbel kasabasında 16 Aralık’ta düzenlenen bir gösteride topluluk şu pankartı taşıyordu: “Obama’nın pısırıklığı bizi öldürüyor. Bush’un ataklığını özlüyoruz. Dünya Amerikalı Cumhuriyetçilerle daha iyi bir yer.”
Bu ifadelerle yürüyen ya da yürütülen kişiler ABD askerlerinin Irak’ta katlettiği bir milyon insanı, yakılıp yıkılan şehirleri, yağmalanan tarihi, el konan petrolü ve diğer değerleri, ırzlarına geçilen kadınları unutma aymazlığını gösterebiliyorlar.
Batı emperyalizminin peşine takılan Libyalıların ne kazandıklarını hiç düşünmüyorlar. Onur mu? Yoksa onyıllarca alınlarından silinmeyecek şerefsizlik mi?
Emperyalizmden dost olmayacağını hala anlamamışlar. Emperyalizmin yeni sömürgecilik siyasetini uygularken insan hakları ve demokrasi şampiyonluğunu kimseye bırakmadığını öğrenememişler. Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da demokrasi ve insan hakları adına yeni sömürgeciliği hayata geçirmekte olduğunu henüz göremiyorlar.
Emperyalizmin vefalısı da olmaz, insanisi de. Hani Libya’da Sarkozy AKP’nin cephe arkadaşıydı, ne oldu? Onlar için aslolan çıkardır, sömürüdür, hegemonya kurmaktır.