OZANIN TEBESSÜMÜ Serkan Yaman
(Federico Garcia Lorca’nın yaşamından kesitler)
“Eski türkülerini ortaya çıkarmakla Endülüs’ün ruhunu bulgulamaya çalışıyoruz.”
F.G.LORCA
“İspanya’da ölü bir kimse, ölünce bir kez daha canlıdır.”
J.L.GILI
O karanlık kişilerce, soysuz kimselerce öldürüldü. Cesedi bulunamadı… (Anladım ki öldürülmüşüm. Kahveleri, mezarlıkları, kiliseleri aradılar, fıçıları, dolapları açtılar, üç iskeleti yağmaladılar altın dişlerini sökmek için. Beni bulamadılar. Bir daha bulamadılar beni? Hayır. Bir daha bulamadılar.)
Onun ilk durağıydı Madrid. Orada yolunu çizdi: Ozanlık.
Yakın arkadaşı onu şu sözlerle dile getirir: “ Kollarının havaya yaslandığını ama ayaklarının zamana, yüzyıllara, İspanyol toprağının en ıssız köküne dalmakta olduğunu sezerdim.” (Ozan Vicente Aleixandre)
1928’de Romancero gitano yayımlanır. Bu eserinde geleneksel ile modern buluşur.
Lorca, fikirlerinin, kişilerin kendilerince de anlaşılması taraftarıydı.
Lorca’nın şiirleri arasında bir şiiri vardır ki ölüm orada zafere ulaşır: Arkadaşı boğa güreşçisi
Ignacio Sanchez Mejias’a ağıttır bu şiir.
1931’de Cumhuriyetin gelişiyle, tiyatroyu halka getirir. Oyunlara gösterilen tepkiler, Lorca için paha biçilmez değerdedir. Sanatının zirvesindeyken yaşamı alçakça saldırıyla sona erer.
Eseri kişiliğiyle özdeşleşmiştir!
O eserlerinin okunmasından çok sevilmelerinden yanadır.
Şiir tragedyaları içinde Kanlı Düğün ilkidir. 1933’te Madrid’de oynanır. Onu 1934’te Yerma izler. Yine Madrid’de sahneye konur. Önceki gibi bu oyun da Endülüs köylü yaşamı üzerine kurulmuştur. Bu üçlü dizi Bernarda Alba’nın Evi ile tamamlanır.
***
Şiir dediğimizde biraz da neyi anlarız, düz bir metni değil herhalde… Tanpınar’ın dediği gibi şiir, ki ben de katılırım bu söze, daha ziyade susma işidir.
Şiir bir eksiltmedir!
Artık Olmayan
Boğa bilmiyor seni, incir ağacı da,
Ne atlar, ne de evindeki karıncalar.
Çocuk da, ikindi de bilmiyor seni,
Çünkü başladın artık yaşamamaya.
Taşın arkası bilmiyor seni,
İçinde çürüdüğün kara atlas da.
Sessiz anıların bile seni bilmiyor,
Çünkü başladın artık yaşamamaya.
Beyaz böceklerle gelecek sonbahar,
Sisli üzümler, kümelenmiş dağlarla,
Kimseler bakmayacak gözlerine senin,
Çünkü başladın artık yaşamamaya.
Çünkü başladın artık yaşamamaya
Bütün ölüleri gibi yeryüzünün,
Bütün o unutulmuş ölüler gibi
Durmaktasın cansız köpekler yığınında.
Kimse bilmiyor seni. Ama ben söylüyorum,
Yüzünü, olgunluğunu söylüyorum çağlara,
Ölüm tutkunu senin, ölümün seçmesini,
Hüznünü söylüyorum kahraman gülüşünün.
Uzun sürer doğması, eğer doğarsa,
Senin gibi kıyasıya yaşayan bir Endülüslü;
İnceleyen kelimelerle söylüyorum inceliğini,
Anıyorum üzgün yeli zeytin ağaçlarında.
(Türkçesi: Ülkü Tamer)
ATLININ TÜRKÜSÜ
Kurtuba
Uzakta tek başına
Ay kocaman at kara
Torbamda zeytin kara
Bilirim de yolları
Varamam Kurtuba’ya
Ovadan geçtim yel geçtim
Ay kırmızı at kara
Ölüm gözler yolumu
Kurtuba surlarında
Yola baktım ama yol uzun
Canım atım yaman atım
Etme eyleme ölüm
Varmadan Kurtuba’ya
Kurtuba
Uzakta tek başına
(Türkçesi: Melih Cevdet Anday-Sabahattin Eyuboğlu)
Başvuru kaynakları
Ah, rüzgârda giden aşk Federico Garcia Lorca Seçme şiirler Islık yayınları. Ekim 2015, İstanbul.
Yardımcı kaynak
Yeni Dergi, Şubat 1966 Sayı:17 Faşist kurşunlarıyla ölen bir şair Federico G. LORCA Özel Sayısı s.75-84