AKP’nin Ortadoğu ve Suriye’de takip ettiği politikanın esasının ABD emperyalizmi tarafından tayin edildiğini ve bu politikanın ülkemizin, bölge ülkelerinin çıkarlarına, geleceklerine zarar verici nitelikte olduğunu biliyoruz. Bu iktidar, emperyalist politikanın gereği olarak, bölge ülkelerini parçalama görevini yerine getirirken; emperyal stratejiyle çizilen hareket alanının sınırlarını zaman zaman zorlamaktadır. Bu zorlamalar sırasında hatalar yapmakla kalmayıp diğer bağımlı ülkelerin yönetimleri gibi yolsuzlukların ölçüsünü de kaçırmaktadır. Bu tür nedenlerden dolayı her an deliğe süpürülme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Öte yandan R.T. Erdoğan ve yakın çevresinin, geçmiş referansları nedeniyle, Müslüman Kardeşler ve Elkaideci örgütlerle ve emperyalistler için sorunlu bazı bölge devletleriyle girdikleri ilişkilerin düzeyinde aşırıya kaçmaları, kontrolsüz ve denetim dışı davranmaları emperyalist çevrelerde rahatsızlıklara neden olmaktadır. ABD ile ilişkilerinde beliren bu olumsuzlukları gidermek ve seçim arifesinde halkın desteğini alabilmek için Suriye’ye karşı bir saldırı düzenlemeyi amaçladıkları konusunda ortaya atılan iddiaların asılsız olmadığı son dinlemelerle açığa çıktı. Bu amaçla iktidarın üst düzey görevlilerinin gerçekleştirdikleri bir toplantıda yaptıkları konuşma (ve plan)larla ciddi anlamda savaş suçu işlendikleri anlaşılmaktadır.
Dışişleri Bakanlığında gerçekleştirilen bu toplantıda yapıldığı ileri sürülen konuşmalar göstermektedir ki; ülkenin en tepesinde yer alan yöneticiler halkın geleceğini düşünmemektedirler. Bu konuşmaları yapan kişiler, ülkenin ve halkın çıkarlarını kollayan görevliler olamazlar. Siyasi çıkarları uğruna kendi ülkesine karşı komploya girişebilecek kadar bu halktan uzaklaşmış insanların Türkiye’ye hiçbir hayrının dokunmayacağı çok açıktır. Bu kişiler o görevlerde birgün bile kalmamalıdır. Hem hükümet hem de üst düzey bürokratları hemen istifa etmelidirler. Bu yöneticiler ne ülkenin tarihine ne de halkına yakışmaktadır.
Haksız savaşlar yaratma peşinde koşanlar kim olursa olsun bir an önce gitmelidirler. Ülkemizin ve Ortadoğu’nun barış ortamına ulaşabilmesi için öncelikle bütün işbirlikçiler gönderilmeli ve yargılanmalıdır. Uluslararası savaş suçu işlemenin yanı sıra; yolsuzlukların ve hırsızlıkların üstünü savaşla örtmeye kalkışma suçundan yargılanmalıdırlar.