Search
Close this search box.

Sosyalist Enternasyonal Forumu -Çeviri:Cem Kızılçeç

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

Küba, Çin, Vietnam, Laos ve Kuzey Kore’nin

 Önde Gelen Akademisyenleri Sosyalist Enternasyonal Forumu oluşturdular…

Çin Toplumsal Bilimler Akademisi Marksizm Enstitüsü, Laos Toplumsal Bilimler Akademisi ve Vietnam Sosyal Bilimler Akademisi’nin ortaklaşa düzenledikleri Birinci Sosyalist Enternasyonal Forum 28 Şubat 2013’de Pekin’de toplanmış bulunuyor.İki gün süren Forum toplantıda “Küreselleşme Sürecinde Sosyalist İdeolojik ve Kültürel Alanların İnşası” başlığı tartışıldı.

Foruma, Vietnam, Laos, Kuzey Kore, Küba ve Çin Toplumsal Bilimler Akademileri, Şangay Sosyal Bilimler Akademisi, Jilin Üniversitesi, Tsinghua Üniversitesi, Guangxi Üniversitesi, Shanxi Finans ve İktisat Enstitüsü, Tongren ve Guizhou Enstitüleri Bilimsel Araştırma Birimlerinden konuyla ilgili 60 akademisyen katıldı.

Toplantıda Küba büyükelçisi, Çin Toplumsal Bilimler Araştırma Akademisi Bşk. Li Shenming ve Marksizm Akademisi Dekanı Cheng Enfu, birer açılış konuşması yaptılar. Kutlama töreninde Kübalıkatılımcıların lideri ünlü bir Alman Pastörünün faşizme karşı diremiş çağrısıiçeren şiirini okudu ve hep birlikte enternasyonal söylendi.

Toplantıda Ulusal Kültür veİdeoloji üzerine araştırmalardan sorumlu olan Hou Huiqin, Laos Toplumsal Bilimler Araştırma Merkezi Dekanı Ponta Ben Nadi, Parti üyesi ve Vietnam Toplumsal Bilimler ve Felsefe Araştırma Merkezi Başkanı Tai ve Kuzey Kore Kim Il Sung Üniversitesi yöneticisi Fan Wende. Çin Toplumsal Bilimler Araştırma Akademisi onur kurulu üyesi Küba ve Latin Amerika Araştırmaları uzmanı Duan, Liaoning Üniversitesi Marksizm Fakültesi dekanı Han Xiping ve Şangay Toplumsal Bilimler ve Felsefe Araştırma Merkezi Marksizm araştırmaları direktörü Fang Songhua ve diğer 20 akademisyen toplantıda sunumlar yaptılar.

Forum, beş tartışma gündemi belirledi: Sosyalist ideoloji ve kültürün inşası çalışmaları; sosyalist ülkelerde kültürel güvenlik, sosyalist kültür üzerine teorik araştırmaların geliştirilmesi, ulusal kültürün niteliğinin zenginleştirilmesi, sosyalist ülkeler arasında kültürel alışveriş ve entegrasyon çalışmaları. Katılımcılar, belirlenen bu başlıklar üzerinde canlı bir tartışma ortamı oluşturmaya çalıştılar. Katılımcılar, beş ülkenin Marksist teori üzerine ortaklaşa araştırmaların güçlendirilmesi, sosyalist ülkeleri ilgilendiren ortak sorunlar üzerinde araştırmalar yapılması üzerinde görüş birliğine vardılar. Konuşmacılar, ekonomik küreselleşme koşullarında, bilgi ağı, kültürel çoğulculaşma gibi olguların tüm toplumsal yaşam alanları üzerinde büyük etki sağladığı üzerinde durdular.

Sosyalist ülkelerin bu alanda birliklerini güçlendirilmesi, etkin bir işbirliği ve düşünce alışverişinin geliştirilmesi hem ülke yönetimlerinin hem Marksist akademisyenlerin tarihsel sorumluluğu olduğu vurgulandı. Küreselleşme bağlamında kültürel hegemonyacılık tehdidinin arttığı ve kültürel hegemonyacılığın dünyadaki kültürel çeşitliliği önlediği, dezavantajlı konumda olan kültürlerin yutulma tehdidi ile karşıoldukları ve böylece kabul edilemez bir dünya kültür düzeninin oluştuğu tartışıldı. Bu koşullarda dünyada yeni bir kültür düzeni oluşturulması, Batının bir yandan neoliberal kültürü diğer yandan eski soğuk savaş kültürünü teşvik etmesinin önüne geçilmesi gerektiği, buna karşı bir yandan yeni tipte bir kültürel çeşitliliğin teşvik edilmesi diğer yandan ulus devletlerin kültürlerinin güvenliğinin savunulması gerektiği görüşü üzerinde duruldu.

Çin Toplumsal Bilimler Araştırma Akademisi Bşk. Li Shenming, yaptığı konuşmadaşu ifadeleri kullandı: “Tarihsel olarak baktığımızda hegemonyacılık, sömürgecilik ve emperyalizm dört alanda faaliyet göstermiştir, askeri, politik, ekonomik ve kültürel. Günümüzde de ABD önderliğinde yeni emperyalizm gruplaşması bu dört aracı kullanmaktadır, fakat özellikle kültürel hegemonyacılık diğer deyişle “yumuşak güç” batı dışındaki ülkelere karşıözellikle sosyalist ülkelere karşı etkili bir biçimde kullanılmaktadır. Amaç, Amerika’nın belirlediği evrensel dünya değerlerinin sosyalist ülkelere hâkim kılınmasıdır. İşte bu nedenlerle sosyalist ülkelerin kültürel inşa alanında birliği ve dayanışması özellikle önem kazanmıştır.”

Diğer katılımcılar, sosyalist ülkelerde ideolojik ve kültürel alanın büyük önem taşıdığı ve bu alanda var olan boşluk ve zaafların giderilmesi gerektiğini ileri sürdüler. Kübalı konuşmacısosyalist ülkelerin de bir yandan sosyalist değerlerle uluslar arası rekabete katılması gerektiği diğer yandan ulusal kültürel güvenliklerini korumaları gerektiği üzerinde durdu. Amacımız dünyada adil bir yeni uluslararası kültür düzeni için mücadele etmek olmalıdır” dedi. Vietnamlı konuşmacı: “Şüphesiz küreselleşme sosyalist ülkeler açısından sadece bir meydan okuma değil, aynı zamanda yeni fırsatlar da doğurmaktadır. Bu koşullarda önemli olan inisiyatifi elde tutmak, dünya çoğunluğu ve gelişmekte olan ülkelerle ile birleşmektir” ifadesini kullandı.

Toplantıda çeşitli ülkelerden gelen konuşmacıların farklı alanlara odaklandığı dikkat çekmekteydi: Vietnamlıkonuşmacılar küreselleşme koşullarında bir yandan ulusal geleneksel kültürün korunması ve geliştirilmesi, diğer yandan küreselleşme sürecine aktif bir biçimde katılmak gerektiği üzerinde vurgular yaptılar. Laos’tan katılan akademisyenler ulusal kültürün yenileştirilmesi gerektiğini vurguladılar. Kore’den gelen araştırmacılar, ABD ve diğer Batılı ülkelerin sosyalist ideolojiyi çürütme çabalarına karşı uyanıklığın önemli olduğunu vurguladılar. Kore’de Çuçe (*) Düşüncesi önderliğinde güçlü bir sosyalist ideolojik ve kültürel inşanın gerçekleştirildiği ve bunun önemli bir olay olduğunu belirttiler.

Bugün dünya çapında Marksist ve sosyalist düşünür ve araştırmacılar dünyanın birçok bölgelerinde bölgesel ve evrensel düzeyde bir araya gelme çabalarını arttırmaktadırlar. Çin ve Vietnam Marksizm ve Bilimsel araştırma kurumları daha önce 2009 ve 2011 yıllarında iki önemli toplantı ile işbirliğini güçlendirmeye başlamışlardı. Birinci toplantının konusu, “Çin ve Vietnam’da Marksist Parti inşasında yenileşme sorunları” idi. ikinci toplantının konusu “ Sosyalist gelişme modelinin teorik ve pratik sorunları” idi. Bu iki toplantının yarattığı olumlu hava ile birlikte bu iki ülkeden araştırmacılar çalışmaların bugün sosyalizmde ısrar eden diğer ülkeleri kapsaması gerektiğinden hareketle Kore, Küba ve Laos’tan akademik kuruluşlarla temasa geçerek Forum’un adının “Sosyalist Enternasyonal Forum”olarak değiştirilmesini kararlaştırdılar. Gelecekte forum toplantılarının her yıl dönüşümlü olarak sırayla diğer ülkelerde yapılması kararlaştırıldı.

 

*Kuzey Kore’de benimsenen Juche Düşüncesi, Kore’deki halk kitlelerinin ülkenin gelişmesinin efendileri olduğunu, ve halkın kendi gücüne güvenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Juche kelime anlamıyla özne anlamına gelmektedir. “İnsan her şeyin efendisidir ve her şeyi belirler” ifadesi diğer benimsenen bir yorumdur.

 

Çeviri: Cem Kızılçeç

 

 

 

 

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir