….Görüşlerimiz-H. Gürel Demirel, Ahmet Demirtaş

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

KAUİP adı altında korumayı değil yapılaşmayı hedef edinmiş planla zarar görmesi gündeme getirilmiştir.

Toplantılara çağrılması gereken Başkent Ankara halkının örgütleri çağrılmamış, çağrılanların görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır.

 

ademirtas@anafikir.gen.tr

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GAZİ TESİSLERİ KORUMA AMAÇLI İMAR PLANI PLAN YAKLAŞIMI” KONUSUNDA GÖRÜŞLERİMİZ-H. Gürel DEMİREL, Ahmet DEMİRTAŞ

İLGİ: a)  Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkalığı’nın 5.12.2011 Tarih ve 16632 S. yazısı.

b) Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkalığı’nın 14.12.2011 Tarih ve R.1087 S. yazısı

Konu: 46 hektar büyüklüğündeki Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Gazi Yerleşkesi alanı ile 7 hektar büyüklüğündeki Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisini kapsayan toplam 53 hektar büyüklüğündeki alanda; Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığınca yapılması öngörülen “Koruma Amaçlı Uygulamalı İmar Planı”(KAUİP) konusunda 20.12.2011 ve 4.1.2012 tarihlerinde Belediye toplantı salonunda iki toplantı yapılmıştır. Toplantılarda sözlü olarak aktardığımız görüşlerimizi bu kez yazılı olarak ilgili kişi ve kuruluşlara iletiyoruz.

1) Toplantılarda ısrarla uyarmış olmamıza karşın, toplantı çağrısı 2863 Sayılı Kanun’ a dayanarak çıkarılmış olan Yönetmelikte belirtilen “en az 15 gün önceden duyurulması dokümanların gönderilmesi” yaptırımına aykırı biçimde gerçekleştirilmektedir ve hukuka uygun değildir. Örneğin: Dairenin 5.12.2011 tarihli yazısı ilgili kuruluşa 7.12.2011 tarihinde ulaşmıştır. Bu durumda “15 gün önceden haber verilir” yaptırımı yerine getirilmemiş olmaktadır. Toplantının Tarafları olarak: “koruma alanında yaşayan hane halkları ve etkilenen hemşeriler” e çağrı yapılmamıştır. İlgili raporlarda ve toplantılarda; planla hangi önlemlerin getirilmek istendiği ne yapılmak istendiği açıkça belirtilmemiş ve söylenmemiştir. Katılımcıların ısrarlı soruları sonucunda ise net olmayan bazı yüzeysel açıklamalarla yetinmişlerdir.

2) Toplantılarda plan yapımını üstlenmiş şirketin temsilcisi olarak açıklamalarda bulunan ve savunma yapan Nadir DOĞAN’ın Kütahya’ da görevli olduğu öğrenilmiştir. Kütahya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı olarak görevli bir kişinin özel bir şirket adına ve temsilci olarak Koruma Amaçlı Uygulamalı İmar Planı yapmasını ve planın sözcülüğünü yürütmesini etik bulmuyoruz.

3) Plana dayanak olarak eklenmiş olan raporların hazırlayanları ve tarihi bulunmamaktadır.  Raporda yazılan çoğu bilginin kaynağı belli değildir.

4) AOÇ üzerine yapılmış 50 adet yüksek lisans tezi, 30 adet doktora tezi, 20’ nin üzerinde bilimsel yazıdan söz etmeden ve alıntı yapmadan, kaynağı belirsiz bilgilere dayanarak rapor hazırlamak en hafif deyimiyle konuya önem vermemektir. Üstelik  “kopyala yapıştır” yöntemi seçilerek rapor hazırlandığı için, konuyla hiç ilgisi olmayan illere ait bilgiler bile raporda yer almıştır. Örneğin: 1.1 Bölümü; “Yakın çevresinde bulunan Kocaeli, İstanbul, Adapazarı için tatil yöresi vazifesini görmektedir” tümcesine yer verilmiştir. Aynı biçimde 2.3.3.2 de: yılık yağışın 846,1 mm olduğu belirtilmiştir. Bu bilginin de başka bir ile ait olduğu ortadadır. Çeşitli kaynaklar Ankara’ nın yıllık yağışının 367-379 mm arasında olduğunu göstermektedir. Ankara’ nın yıllık yağış miktarını iki katından fazla göstermenin yararı ne olabilir?

5) Raporda konu ile doğrudan ilişkisi olmayan ve sayfa doldursun anlayışı ile eklenen görüşlere yer verilmiştir. “Doğal, çevresel, ekolojik varlık ve değerlerin mutlak korunmasını sağlayacak, kentleşme politikaları seçmek, gelişmenin tahammül ettiği türden korumayı değil; korumanın izin verdiği bir gelişmeyi esas almak”,.“Su kaynakları, sulak alanlar ve sulak sistem unsurlarını koruyup, devamlılıklarını sağlanmak.  Tüm su yüzey ve varlıklarındaki kirliliği önlenmek, kirlenen kısımların rehabilitasyonuna ilişkin aktif uygulamalar gerçekleştirmek” Su havzalarının korunması ve sürdürülebilirliği anlamında ASKİ tarafından bir Su Havzaları Koruma Ana Planı yapılmasını sağlamak” Turizm konusunda açıklamalar yapmak bunlardan bazılarıdır.

6) OGM Gazi Yerleşkesi’ne ilişkin olarak yapılmış olan Koruma Amaçlı Uygulamalı İmar Planı, Ankara Büyükşehir Meclisinin 17.6.2011 tarih ve 1806 sayılı kararıyla onanmıştır. Bu tarihte 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit alanı olan yer; Ankara Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ nun 10.8.2011 tarih ve 6281 sayılı Kararıyla lll.. Derece Doğal Sit alanı olarak değiştirilmiştir. Plan çalışmalarına ilişkin yazılarda Gazi Yerleşkesi için,”“AOÇ arazisi içinde yer alan” biçiminde bir belirtme yapılırken, şimdi bu durumdan söz edilmemektedir. Yani Gazi Yerleşkesinin AOÇ içinde bulunduğu gerçeği  ve önemi göz ardı edilmektedir.

7) OGM Gazi Yerleşkesi’ nin lll. Derece Doğal Sit’ e dönüştürülmesi kararına dayanak olarak gösterilen OGM yazısı gerçek dışı bilgilere dayanmakta ve kurulu yanıltmaya yöneliktir. Adı geçen yazıda alanın 1992 yılından sonra bitkilendirildiği savı gerçekdışıdır ve ormancılık terminolojisine uygun değildir.

8) 17.6.2011 tarihinde onaylanan plan ve şimdi yapılması gündeme gelen planların adı “Koruma Amaçlı” olarak gösterilse de gerçekte “korumamak ve alanın yapılaşmasına olanak sağlamak” olduğu apaçık ortadadır

9) 3.Derece Doğal Sit olan 46 hektar OGM Gazi Yerleşkesi ile 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit olan 7 hektar AOÇ alanı için Koruma amaçlı KAUİP yapılmak istenmesi planlama ilkeleri ve koruma amaçları ile bağdaşmaz. İki ayrı statüde bulunan yer için planlama nasıl olabilir? Burada ikinci ve gizli bir amacın olduğu ortadadır. Bir süre sonra 7 hektar AOÇ alanının 1. Derce Doğal ve Tarihi Sit korumasından çıkarılmak isteneceği şimdiden bellidir. Bu yol Gazi Yerleşkesi için daha önce uygulanmış bir yoldur.

10) Yapılmak istenen planlama çalışması AOÇ’ nin bütünlüğünü göz ardı ederek alan üzerinde parça parça uygulamalar yapıp bu bütünlüğü bozmaktır.  Giderek AOÇ alanının yok edilmesiyle sonuçlanacaktır. Bu durum AOÇ Nazım Planı İlkelerine ve Alanı bağışlayan M. Kemal Atatürk’ün vasiyetine ters düşmektedir.  AOÇ alanı bir bütündür, KAUİP yapılacaksa alanın bütünü için yapılmalı ve kamu yararı ve kuruluş amacına uygun koruma planı yapılmalıdır.

11) OGM Gazi Yerleşkesi Ormancılığımızın tarihi, kültürü ve belleğinin simgesi olan bir yerdir. 60 yıllık özenli, özverili, sabırlı, teknik çalışmaların ve emeğin ürünü olarak meydan getirilmiştir. Çıplak bir araziyi bugünkü orman benzeri yapıya dönüştürmek kolay olmamıştır. Alan içinde 3 (üç) adet ağaç Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 26.2.2005 tarih ve 344 Sayılı Kararı ile “anıt ağaç olarak tescil edilmiştir. Plan raporunda 1 (bir) adet “anıt ağaç” olduğu belirtilmiş, iki tanesi yok sayılmıştır. Başbakanlık için yeni bir yerleşke yapılması için; köklü bir kuruluşun yok edilmesi, deyim yerindeyse tarihten silinmesi; akılla, teknikle, hukuk ilkeleriyle bağdaştırılacak bir durum değildir.

12) Gazi Yerleşkesi ağaç röleve planı yapıldığı izlenimi yaratılmıştır. Gönderilen belgelerden anlaşıldığına göre; ağaçların yalnızca harita üzerindeki yerleri işaretlenmiştir. Ağaçların türü, yaşı, çapı, tepe çapı, sağlık durumuna ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Alandaki anıt ağaçlar da belirtilmemiştir.

13) Gazi Yerleşkesine ilişkin olarak porsuk ve erguvanların bulunduğu yerler için ayrı harita yapılmasının anlamı çözülememiştir. Önemini göstermek amaçlandıysa, kalan türler önemsiz anlamı çıkmaz mı?

14) 1.Derece Doğal ve Tarihi Sit olan AOÇ alanı olan 7. hektarlık yerin doğal değerlerine ilişkin olarak raporda bilgi bulunmamaktadır. Ağaçların sayısının az olması, alanın doğal değerlerinin önemsiz olduğu kanısını yaratmamalıdır. Konuyu bu biçimde değerlendirmek son derece sakıncalıdır.

15) AOÇ alanı içinde bulunan ve üzerinde Marmara Oteli olan 7 hektarlık yer 2033 yılına değin özel bir şirkete tahsis edilmiştir. Bu alana ilişkin olarak yargı süreci bitmemiştir. Bu durumdaki bir yerde planlama çalışmasına kalkışmak; yetersiz ve yüzeysel bir hazırlık yapıldığını göstermesi yanında, yeni sorunlara kapı aralamak anlamına gelmektedir.

16) OGM Gazi Yerleşkesi KAUİP 17.6.2011 de onaylanmıştır ve konu yargıya taşınmıştır. Aradan 6 ay geçmeden ve plan uygulanmadan aynı amaçla aynı içerikte yeniden planlama çalışmasına başlamak her şeyden önce savurganlıktır. Halktan toplanan vergilerle oluşan parayı ve bunca emeği savurganca kullanmaya kimsenin hakkı yoktur. Toplantılara katılanların büyük çoğunluğunun dile getirmiş olduğu önerilere uyulmayıp geçiştirilmektedir. Demokratik kitle örgütü temsilcilerinin ve üniversiteler adına katılanların toplantılarda dile getirdikleri eleştirileri ve önerileri dikkate alınmamaktadır. Dinlemekle yetinilmekte bir sonraki toplantıya düzeltme yapılmadan gelinmektedir.

17) Raporun orta yerinde swot analizi yapılıyormuş izlenimi yaratılarak; güçlü yönler, zayıf yönler, tehditler vb. eklemeler yapılmasının anlamı çözülememiştir. “Biz analiz yaptık, Başbakanlık yerleşkesi için en uygun yer olarak burayı belirledik” denmek isteniyorsa, bu görüşe katılmayız. Üstelik bu bölümde “güçlü yönler” olarak belirtilen nitelikler, planla birlikte yok edilecek ve zayıf yönler kısmında yer alacaktır. Sonunda da sit derecesinin düşürüldüğü bir süreç başlayacaktır.

18) Bu alanın Başbakan tarafından doğrudan istendiğine inanmıyoruz..

19) OGM Gazi Yerleşkesinin tarihsel geçmişi, kültürü ve birikimini yok edecek olan ve yapılaşmaya olanak sağlayan yeni planlama anlayışına karşı ormancı çalışanların ve onların örgütleri olan oda, dernek ve sendikaların rahatsızlığı ile tepkileri büyüktür.

20) Başbakanlık yerleşkesi yapılmak isteniyorsa, böyle bir yer için belirlenmiş ölçütler varsa; böyle bir alan arayışı için yardımcı olabiliriz.

21) Raporda planlama alanı için Ankara tarihi geniş olarak anlatılmış. Buna karşın OGM’ nin ve Gazi Yerleşkesi’ nin tarihine bir tümceyle bile olsa yer verilmemiştir. Yerleşkenin tarihine yer verilmiş olsaydı,  yapılmak istenenin planın yanlışlığı daha net anlaşılabilirdi.

22) Planlama çalışmasının içinde ve yakınında yer alan Ormancılık Müzesi, Atatürk Kulübesi (Koliba) ve Devlet Mezarlığı’ ndan hiç söz edilmemiş ve dikkate alınmamıştır. Bu yerler planlama çalışmalarından ve plan önerilerinden doğrudan etkilenebileceklerdir.

23) AOÇ alanında yer alan 7 hektarlık alanın başka bir kurulaşa verilebilmesi 5659 Sayılı Kanuna göre öncelikle yasa çıkarılması gerekir. Çalışmalarda ve raporda bu durum görmezden gelinmiş, sanki AOÇ Müdürünün yetkisinde olan bir konu gibi algılanmıştır.

24) Raporun sonuç bölümde; yeni yapı önerilmeyecek diye belirtilmiş olmasına karşın planda “kamu hizmet binası önerildiği anlaşılmaktadır. Yapılmak istenen plan ile ekte yer alan rapor birbiriyle çelişmektedir.

25) AOÇ’nin başlangıçta 52 hektar olduğu günümüzde 30 hektara düştüğü, bundan sonra bu küçülmeye fırsat verilmemesi, „tarım tarım ormancılığı, yeşil alan“ olarak değerlendirilmesi gerektiği raporda yazılmış olmasına karşın  öngörülen planla alanın küçültülmesi ve yapılaşmaya açılması hedeflenmektedir.

26) OGM Gazi Yerleşkesinde bulunan bazı binaların risk taşıdığı belirlemesi yanlıştır. Bunu söyleyebilmek için Teknik rapor vb. hiç bir belge bulunmamaktadır. Yalnızca 11 no lu binanın riskli olduğu gerekçesiyle boşaltıldığı bilinmektedir.

SONUÇ: 46 hektarlık OGM Gazi Yerleşkesi ile 7 hektarlık AOÇ alanı ayrı koruma dercelerinde olan yerlerdir. KAUİP adı altında korumayı değil yapılaşmayı hedef edinmiş planla zarar görmesi gündeme getirilmiştir. Toplantılara çağrılması gereken Başkent Ankara halkının örgütleri çağrılmamış, çağrılanların görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. Yalnızca formaliteyi yerine getirmiş olmak anlayışıyla konuşmalar dinlenmiş ama deyim yerindeyse bildiğimi yaparım taktiği uygulanmıştır. Yapılmak istenen KAUİP; kurumların birikimini, tarihini, kültürünü hiçe saymak olduğu kadar, AOÇ Nazım Planı ilkelerine, planlama tekniğine, Kemal Atatürk’ ün vasiyetine ve Uluslararası Biyolojik Çeşitliliği Koruma Sözleşmesi’ne aykırıdır. Bu alanın yapılaşmaya açılmak istenmesi hukukla, teknikle ve akılla bağdaşmaz. Başbakanlık için yerleşke yapılacaksa ve uygun nitelikte yer arayışı varsa; uygun yerler vardır ve arayışlara katkı sağlayabiliriz. 4.1.2012

 

H. Gürel DEMİREL                                              Ahmet DEMİRTAŞ

Orman Yük. Mühendisi                                         Orman Yük. Mühendisi

Facebook
Twitter
LinkedIn
WhatsApp

BENZER YAZILAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ana Fikir