28 Şubat ABD operasyonu
Tarihin canlı tanığı olarak, Sayın Erbakan’dan 28 Şubat süreci, yaşananlar ve olayların perde arkasını anlatmasını istiyoruz? Soruma tek tek cevap verirken, Şu gizli belgeyi getirin diye yardımcılarına talimat verdi. Şeffaf poşet içerisinde “ABD Dişişleri Bakanlığı’nın, ABD’nin Ankara büyük elçiliğine gönderdiği” yazıyı okumamız için bana vererek şunları söylüyordu;
…”28 Şubat tam anlamı ile bir ABD operasyonu, biz iktidara gelip Türkiyeyi ABD güdümünden kurtarıp dünya ülkesi yapma çalışmalarımızdan, ABD çok rahatsız oldu. Ekim 1996 tarihinde ABD devlet başkanı adına ABD Dışişleri bakanlığı ABD Ankara büyük elçiliğine ‘GİZLİ‘ başlığı altında gönderdiği yazı da Erbakan’ın Başbakanlıktan indirilmesi için her türlü eylem ve çalışmanın yapılması isteniyor. Ünlü 28 Şubat Milli güvenlik kurulunda görüşülen bildiri maddeleri ABD tarafından dikte edildiğini daha sonra ele geçirdiğimiz bu gizli ABD belgesinden anladık dedi.”
Bu belgeyi yeni ele geçirdiklerini söyleyen Erbakan hiç bir şey gizli kalmıyor. 28 Şubat 1997 deki ünlü milli güvenlik kurulundaki maddelerin tümü ABD gizli belgesinde de var. Türkiye’ye yazık oldu. Türkiye çok zaman kaybetti.” diye konuştu.
ABD’nin gizli belgesinde neler var?
1. Departmanımız, Türk hükümetinin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı Batı’dan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisindedir. Kanaatimizce Türkiye’nin İran, Irak, Libya, Nijerya ve Sudan ile bağlarının kuvvetlendirmek konusunda ki mevcut tutumu, bizim milli menfaatlerimize aykırıdır(düşmancadır).
2. Doğru Yol Partisi, Erbakan’ın radikal İslami söylemlerini (taahhütlerini) ılımlaştırmada başarılı olamadığına göre, kendisinin Refah partisi ile koalisyonu verimsiz görünmektedir. Biz inanıyoruz ki, Tansu Çiller’in koalisyondan çekilmesi Erbakan’ı düşürür ve ülkeyi erken genel seçimlere götürür. Sonuç kesin olmamakla birlikte, Refah Partisi büyük bir ihtimalle seçimlerden eskisinden daha güçlü çıkacaktır.
3. Türkiye, Birleşik Devletlerin anahtar stratejik ortağı kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunun gerçekleştirip, sürdürmede ki başarınız bizim milli menfaatlerimiz doğrudan etkileyecektir. Türk askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük bir çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konuda ki aksiyon planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.
http://www.belgeselyayincilik.com/genel/erbakan-ile-28-subat-roportaji
Erbakan’ın en büyük hatası…
16.04.2012 12:43
CENGİZ ÇANDAR: Bu ülkede sivillerin desteklemediği hiçbir darbe olmadı…
NEŞE DÜZEL: Sivil kuvvetler kim?
CENGİZ ÇANDAR:TESK, TİSK, DİSK, TOBB… Bu örgütlerin o zamanki yöneticileri hangi telkinlerle böyle bir blok kurdular? İşçi sendikalarıyla işveren sendikaları müştereken hareket ediyor. Olabilecek şey mi bu?
NEŞE DÜZEL:28 Şubat darbesinin yürütücüleri olarak başka kimler var?
Bir şekilde ABD var. ABD, doğrudan askerî darbeyi desteklemedi ama 28 Şubat darbesini destekledi. Post-modern darbeyi destekledi.
NEŞE DÜZEL: Neye dayanarak söylüyorsunuz bunu?
CENGİZ ÇANDAR: Ben buna tanık oldum. 1999-2000 yıllarında Amerika’daydım. Türkiye’yle ilgili müşterek bir kitap yazımı projesine katıldım. Kitabın çeşitli bölümlerinin yazarları toplantı yapıyoruz. ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz kitabın editörü. İsrail lobisinin düşünce kuruluşu Washington Institute’ın Türkiye bölümünün başında olan Alan Makovsky de toplantıda. Makovsky sık sık Ankara’ya gider gelir, Genelkurmay’a girer çıkardı. Kahve molasında Makovsky Abramowitz’e “Sen yedinci kattaki toplantıda niye yoktun” diye sordu. Ben “ne toplantısı” diye merak ettim.
ASKERİ DARBE OLMADAN HÜKÜMET GİTMELİ
NEŞE DÜZEL: Ne toplantısıymış?
CENGİZ ÇANDAR: Meğer 12 Mart 1997’nin cumartesi günü Washington’da dönemin Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın çağrısı üzerine Bakanlık binasının yedinci katında Türkiye ile ilgili bir toplantı yapılmış. Bu toplantı, 28 Şubat kararlarının alındığı MGK toplantısından hemen iki hafta sonra düzenlenmiş. Hatırlayın… RefahYol, haziranda iktidardan gitti. Bernard Lewis, Paul Wolfowitz, Richard Perle hepsi toplantıdaymış. Türkiye’ye ilişkin olarak ne yapılmalı, o toplantıda konuşulmuş. O toplantıdan çıkan genel eğilim, “doğrudan askerî bir darbe olmadan bu hükümet gitmeli” olmuş.
ERBAKAN’IN HATASI
NEŞE DÜZEL: Amerika niye RefahYol’un gitmesini istedi?
CENGİZ ÇANDAR: Ben de sordum. “Amerika, tekerine çomak sokanı ekarte eder ama Erbakan size bir şey yapmadı. Amerika’nın büyük ulusal çıkarlarını tehdit etmedi. Aksine onun zamanında İsrail’le ilişkiler gelişti. En önemlisi Saddam kuvvetlerini Kuzey Irak’a soktuğu zaman, CIA ile irtibatlı olduğu iddia edilen beş bin Kürt’ün Türkiye üzerinden çıkartılıp Guam Adası’na gönderilmesinde size destek verdi” dedim. Abramowitz, “Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerde yazılı olmayan bir kod vardır. Erbakan bu kodu bozdu. Amerika, ne yapacağı kestirilemeyen, kontrol edilemeyen müttefikten hoşlanmaz” dedi. Erbakan ilk dış gezisini, kendisine yapma dendiği halde İran’dan başlattı. İkinci gezisini Mısır, Libya ve Nijerya’ya yaptı.
NEŞE DÜZEL:28 Şubat sadece iç güçlerle yapılmış bir darbe değil mi?
CENGİZ ÇANDAR: Hayır. Amerika’nın en İsrail yanlısı çekirdeği de dâhil bu darbeye. O dönemde iktidarda Clinton yönetimi var. O yüzden doğrudan askerî darbeyi istemediler. 28 Şubat’ın simge ismi olan Çevik Bir o dönemde çok muteber biriydi. Amerika’da iki tane aleni, kote edilmiş İsrail lobisi var. Çevik Bir’in bunlarla o kadar yoğun ilişkisi vardı ki, 2000 yılında ilk kez ihdas ettikleri “uluslararası devlet adamı” ödülünü Bir’e verdiler. Bir’in Demirel’den sonra cumhurbaşkanı olması gerektiği fikrini yaydılar. Çevik Bir’in İsrail askerî sanayileriyle de çok sıkı ilişkileri vardı.
http://www.habername.com/haber-cengiz-candar-28-subat-necmettin-erbakan-cevik-bir-73397.htm
FETHULLAH GÜLEN 28 ŞUBAT İÇİN NE DEMİŞTİ
Gülen 29 Mart 1997’de Samanyolu TV’da katıldığı bir programda silahlı kuvvetleri muhtıra vermekle eleştirenlere seslenerek, “Asker demokratik yollarla sorunların çözümünü istedi” demişti:
“Darbe hiçbir zaman tam bir çözüm değildir. Dağlama en son çaredir. Darbeciler iyi niyetlidir ama her darbe birikim ve tecrübe sahiplerini heba etmiştir. Ülkemiz kriz içinde. Gücü temsil edenler krizi önlemelidir. Bu hükümeti değiştirin demek daha demokratik olur. Burada ‘Askeriye muhtıra verdi’ diye suçlanmak isteniyor. İsteselerdi, bu öyle bu böyle olacak diyebilirlerdi. Oturup onlarla meseleyi altı saat mülahaza etmezlerdi. Demokratik yollarla problemler çözülsün istediler.”
Fethullah Gülen, 16 Nisan 1997’de Kanal D’den Yalçın Doğan’a verdiği röportajda ise askerlerin anayasanın kendilerine verdiği yetkiyi kullandıklarını belirtmişti:
“Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce, belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar. Hatta dahası, ben zannediyorum, onlar, bazı sivil kesimlerden daha demokrat.”
“Herhalde onların temsil ettikleri kuvvet şu partiler arasında birbirini istemeyen insanların elinde olsa bir gece hızlı bir baskınla gelirler hasımlarını bertaraf ederler onun yerine otururlar.”
“Kuvvet ellerinde olduğu halde çok mantıki davranıyorlar. Çok muhakemeli davranıyorlar. Epey zamandan beri. His öne çıkmıyor burada ve kuvvet, güç gösterisi şeklinde öne çıkmıyor. Bana demokraside daha dengeli geliyorlar, o açıdan.”
http://www.odatv.com/n.php?n=fethullah-gulen-28-subat-icin-ne-demisti-1204121200
DENİZ BAYKAL’DAN ’28 ŞUBAT’ İTİRAFI
28 Şubat sürecinde CHP’ye koalisyon ortaklığı teklif edildiğini savunan Baykal, şunları söyledi: ”Defalarca edildiği açıktır. Edenlerin de kim olduğu bellidir. Edenlere benim verdiğim cevap da bellidir. Bu Erbakan’dır. Daha 28 Şubat sürecinden öncesi, bana geldi koalisyon kuralım diye, her türlü teklife açık. Dedim ki ben sizinle koalisyon kurmam, niye kurmam onu da söyleyeyim dedim ve teker teker saydım. Bakın siz gelirseniz öyle bir eğitim politikası izlersiniz ki bu politika, Türkiye’yi buraya getiren politikayı ortadan kaldırır. Öyle bir dış politika izlersiniz ki, Türkiye’nin dünyadaki yeri sorgulanır. Siz askerle öyle bir politika izlersiniz ki Türkiye’nin dengelerini çok ciddi sıkıntıya sokarsınız. Bunun sorumluluğunu benim almam mümkün değildir.”
Bir süre sonra 28 Şubat sürecinin başladığını aktaran Baykal “Beyler geldi, muhtıra ortaya çıkmaya başladı” ifadesini kullandı.
http://www.aktifhaber.com/deniz-baykaldan-28-subat-itirafi-694078h.htm
Günün Sorusu: 28 Şubat sürecinden sonra hangi parti kurduruldu?