Kürtler ve Komşuları- Mehmet Tanju Akad

Herkese aynı öneriyi yapıyoruz…

KÜRTLER ve KOMŞULARI

Mehmet Tanju Akad

Abraham Lincoln 620 bin askerin öldüğü, dört yıl süren çok kanlı ABD iç savaşından sonra barışın nasıl geleceği üzerinde çok düşündü. Acı duygular kolay geçmeyecekti elbette ve örneğin Ku Klux Klan ve benzeri şekillerinde tezahür ederek sürdü. Yüzelli yıl sonra bu duygular hala tam bitmiş değil. Ama kendinden sonra başkan olan başkomutanı Grant ile birlikte genel olarak barışı sağlamayı başardılar. 1960’larda başka yöneticiler konuyu tekrar ele alıp çözümü biraz daha ilerlettiler.

Bizde de savaş bir gün bitecek, şimdilik çok, çook uzak olsa da. Acı duygular zamanla zayıflayacak, çünkü insanlar fiilen birlikte yaşıyor. Kürtler de Türkiye’den gitmeyeceğine göre, aksi düşünülebilir mi? Ama barış için daha ne kadar bedel ödeyeceğiz?

BUGÜNKÜ DURUM NEDİR…

Kürtler ileride devlet kurmak üzere etki alanlarını genişletmek için kim bilir kaçıncı kez hareketleniyor ve her seferinde olduğu gibi engellenmeleri için tedbir alınıyor.

Son olayların tümü bunun doğrudan ve dolaylı manevralarından ibarettir. Geri kalan her şey bahanedir, uydurmadır. Onların her hareketlenmesine karşı tedbir kaçınılmazdır. Bu tedbirlerin niteliği ise ayrı bir konudur. Ama, onların güçlenerek yayılması önlenirken aynı zamanda atideki barış gözetilmelidir.

ŞİMDİ…

Şimdi bu durumda şunu yapacağım, bunu yapmayacağım, yok şu hakmış, bu hakmış, efendim taraflıyım, tarafsızım diye laf kesmeye gerek yok. Bu konuda tarafsızlığın pratikte anlamı olmaz. Çünkü tarafsızlığa dayanan bir politika geliştiremezsin. Başka durumlarda tarafsızlık bazen olur da, bunda olmaz. Tarafsızlık üzerine ne inşa edebilirsin? Hiçbir şey.

Bu mücadelenin bütün tarafları, Araplar, Acemler, Türkler ve Kürtler ve Ermeniler ve diğerleri ve en başta batılılar… hepsi bilerek, kasten, bazen de basiretsizlik ve yeteneksizlikten kaynaklanan binlerce hata yaptılar. Gerçi hatasız savaş olmayacağı gibi, temiz savaş da asla olmaz. Savaşın kendisi pis iştir. Neresini temiz tutacaksın. Adam öldürmenin temizi mi olur?

Ayrıca, özellikle siyasi-idari vs. hatalara bakılarak taraf tutmak anlamsız. Çünkü buna dayanarak tercih yapan herkes madara olur. Yok, o zulmetti, diğeri katletti vs. Her tarafın binlerce açığı var. Olmaması imkânsız.

Kürtler, petrol bölgesinde yoğun oldukları için İngiltere, Rusya, ABD ve İsrail tarafından sürekli kullanıldılar ve her zaman kazık yediler. Daha da çok yerler. Kullanılan herkesin başına gelir. Zaten bölgede kullanılmayan kim var ki?

YALANA GEREK YOK…

Burada tarafsız olduğunu iddia edenlere lafımız şu: (1) Kimse aslında tarafsız değildir ve muhtemelen tarafını açıkça söylemiyordur, (2) Ancak, hala karar vermemiş olan varsa burada doğru kıstas kimin haklı veya haksız olduğu değil, bizim yarın nasıl yaşamak istediğimizdir. Nasıl bir Türkiye istiyoruz? Nasıl bir barış istiyoruz? Tek kıstas budur. Yapılacak her şey buna hizmet etmelidir. Gerçi bir kısım var ki ne istediğinin pekâlâ farkında. Farkında olmayanlar ne yazık ki onların peşine takılanların neye hizmet ettiklerini bilmemeleridir. Bazı Kürtlerin fazla güç kazanma çabaları, bölgeyi sadece daha kanlı hale getirir.

AYRICA,

Bu işlerde adil çözüm olamaz. Bir aldatmaca masalından ibarettir. Herkes için adil çözüm, kendi istediği çözümdür. Kürtler “burası sadece bizim, ama her yerden eşit pay isteriz ” derse, o zaman kavga bitmez. Zaten bu tür meselelerde nihai çözümden kimse memnun olmaz, ama herkes kabul etmek zorunda kalır.

EĞRİSİ-DOĞRUSU…

Tarafsız görünenlere lafımız, önce samimi olmaları, sonra da eğri oturup doğru düşünmeleridir. Tarafsızlığı kimse yemez. Taraflı olanlara da itidal tavsiye ederiz. Onlar da sonuçta nasıl bir ülkede yaşamak istediklerini, yani nihai barışı düşünsünler. Ha bire yaraya tuz basanlar, özellikle dinlese iyi olur. Ama dinlemeyeceklerini de biliyorum. Bazılarının içindeki savaş arzusu hala çok canlı. Bu nedenle barış mümkün değil. Zaten barış olasılığı ciddi olsa bile hemen bombalarlar. Batılılar, gerçek bir barış olursa petrol üzerindeki denetimlerini yitireceklerini bilirler. Bu nedenle Karadeniz, Hazar, Basra, Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz’e mücavir alanları daima savaş içinde tutarlar. Ancak iş bununla sınırlı değildir. Bu karmaşada irili ufaklı tüm halklar kendi politikalarını yürütmeye çalışır. Sırayla veya bazen toplu olarak kullanılıp perişan edilirler. Manzara bunu zaten ispat ediyor. Şam’dan Bağdat’a, Gazze’den Felluce’ye kadar her yer harabeden ibaret.

FIRSATTAN İSTİFADE ETTİRMEZLER…

Kürtler, bu fırsattan istifade, batı rüzgârını arkama alıp yayılalım diyorlar. Bunu daha önce de düşünenler olmuştu. Bu riski aldılar. Rüzgâr değişiverir ayazda kalırlar. Bunu gören itidalli Kürtler var. Bizi zaten asla dinlemezler ama belki onlara kulan veren olur desek de, savaş partisi iyice yıpranmadan bu olmayacak. ABD işgalleri ve iç savaşlar IŞİD’i yarattı ve bunlar bölge güçleri tarafından Kürtleri yıpratmak için kullanıldı. Onların encamı ayrı hesap. Tabii bu arada başka tedbirler de olacak. Ama savaş arzusu kolay sönmez.

SONSÖZ…

Bu kadar kanın üzerine barış inşa etmek çok zor. Giderek de zorlaşıyor.

Mehmet Tanju Akad