Rusya Devlet Başkanı Medvedev, ABD’nin bazı Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de kuracağı
Füze Kalkanına karşı nükleer başlıklı İskender Füzelerini konuşlandırabileceklerini açıkladı.
Medvedev Rus televizyonundan yayınlanan açıklamasında, NATO’nun Füze Kalkanı projesiyle ilgili itirazlarının devam ettiğini ve ABD’nin kurmayı planladığı bu sisteme karşı bir füze sistemi kuracaklarını ve ABD’nin bu sistemini hedef alabileceklerini ifade etti.
Medvedev şöyle konuştu: “ABD yönetimiyle füze kalkanı görüşmeleri, endişelerimizi gideren bir çözümün bulunmasıyla sonuçlanmaz ise biz de kendi güvenliğimizi temin edecek adımlar atarız… Kalkan projesi sınırlarımıza ilerlemeye devam ederse, START anlaşmasından tek taraflı çıkacağımız gibi, kalkanı delecek yeni nükleer başlıklar geliştirmeye de başlarız. ABD Füze Kalkanı konusunda Polonya, Romanya, Türkiye ve İspanya ile anlaşmalar yaparak bizi oldu-bitti karşısında bırakıyor. Bunu kabul edemeyiz. Füze Kalkanına ev sahipliği yapan Rusya çevresindeki ülkeler, taktik İskender füzelerinin menzilinde olacak. Güç dengesini bozdurmayız.”
Öte yandan Rusya Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre 500 km menzile sahip olan İskender füzeleri Malatya Kürecik’i de menziline alabilecektir. Rusya’nın bu amaçla Karadeniz kıyısındaki Krasnor ilinin Kuban bölgesine bu füzeleri yerleştireceği bilinmektedir.
Görüldüğü gibi AKP iktidarı, ABD ve İsrail’in çıkarları için ülkemizin ve halkımızın başına durduk yerden dert açmaktadır. Bu bağımlılığın ve sorumsuzluğun temeli oldukça derinlerdedir. Türkiye, İkinci Yeniden Paylaşım Savaşı’ndan sonra ABD’ye bağımlı hale getirilmeye başlandıktan ve 1952’de NATO’ya sokulduktan sonra bütün uluslar arası gelişmelerde ve iç politik olaylarda NATO’nun daha doğrusu ABD’nin politika ve stratejilerine göre yön belirlemeye başlamıştır. Bu dönemden itibaren Türkiye’yi yönetenler NATO’nun politikalarını ve stratejilerini Türkiye’nin “milli politikası ve stratejisi” kabul etmişlerdir. Bugünkü iktidarın pek övdüğü ve özendiği Menderes döneminin Dışişleri Bakanlarından Fuat Köprülü’nün 1955 yılında TBMM’de yaptığı konuşmada NATO hakkında söylediği şu sözler bu düşüncemizi doğrulamaktadır: “… Lafzı ve ruhu ile tamamen tedafüi (kendini savunma ile ilgili) mahiyette olan Atlantik İttifakı, bizim için milli bir politikadır.”
Soğuk Savaş döneminde Türkiye’yi hedef haline getiren ABD üsleri, hava alanları ve nükleer başlıklı füzelerinin yarattığı tehlikeleri Füze Kalkanı ile bir kez daha yaşamak zorunda mıyız? Bu sağ iktidarların bitmeyen ABD bağımlılığı ve uşaklığından çektiklerimiz daha yetmedi mi?
