(Ciddi bir muhalefet kurumu varmış da, onlara hitap ediyormuş gibi okunmalıdır )
Evet, siyasi tezgahlar adım adım ilerliyor ve hemen her adımı başarıya ulaşıyor.
Bu şekilde, yani her aşamaya tek tek tepki gösterilmek suretiyle siyasi hasmın genel ilerlemesi engellenemez. Perakende direnişler -belki- hiç yoktan iyidir ama sürekli (edilgen, karşıdan gelen ilk hamleye karşı) tepkiler bıkkınlığa yol açar. Bakış kökten değişmedikçe her seferinde geri adım önlenemez.
Aynı durum sadece genel siyasette değil yerel siyasette dahi geçerlidir. Her noktada kuralsız işlere karşı çıkacak gücünüz olsa bile başa çıkamazsınız. Türkiye’de her hafta bir milyon kuralsız iş yapılıyor. Kuralları uygulayacak yönetimler göreve gelmedikçe kimi kime şikayet ediyorsun. Yasağı delenle yasağı uygulayacak olanlar birleşip sana cephe alıyorlar. Ama direnmeyi bırakmamak gerekir, o başka.
Bunu güçlü bir selin ilerleyişini önlemek için setin patladığı her yere kum çuvalları taşımaya benzetsek çok da yanlış olmaz. Elli yerden patlatacak gücü var. Sonunda tükeniyorsun. Başka bir yerde suyun yönünü değiştirmek gerekir. Ama bu örnek o kadar da iyi sayılmayabilir. Pekiyi, mesela güçlü bir düşmanın ilerleyişini düşünelim. Sen bir noktada dirensen bile kuşatıp geçiyorlar. Her hamlesine karşılık vermeye çalışırsan büsbütün parçalanırsın. Çekilip toparlanmak gerekir ama bu arada artçı baskınlarla düşmanı yıpratırsın.
Siyasette de bir noktada hasmın insiyatifini kırmak, servisi ele geçirmek gerekir.
Öte yandan, hem nihai planı bilmiyoruz, hem de bir sonraki adımda önümüze konulacak olan tezgahı. Onlar ise önümüzdeki hafta 183 aşamalı planın 69. aşamasını getirecekler. Bir miktar tepki olacağını biliyorlar ama bunun etkili olmayacağını da biliyorlar. Zaten meclisin diğer üç partisindeki adamları tepkilerin büyük kısmını saptıracak (ki o da planların içindedir yani).
Nihai amaçlarını bildiğimizi de söyleyemeyiz. Sadece kestirimlerimiz var.
Nihai planları nedir diye masaya yatırsak en az on alternatif çıkar. Belki onlar da planlarının bazı uçlarını açık bırakmışlardır. Bilemiyoruz. Kaldı ki servis onlarda olduğu için topu atacakları yeri seçme ve her an değiştirme şansları var. Yani her aşamada alternatifleri var. On farklı noktaya ilerleyebilirler. Muhalefet ise her yerde tam da onların beklediği hamleyi yapacak.
Alternatifsiz olduğu için yenilmesi kaçınılmaz. Alternatif üretecek konuma gelmemiş. Yani siyaset yapamıyor, çünkü siyaset illa alternatif üretmektir, gerisi teferruattır.
Demokrasi ve bağımsızlık cephesinde, bütünü görecek, aşamalarını sezecek ve yerinde müdahaleler yapabilecek bir siyasi irade henüz teşekkül etmedi.
Bu arada, umudun hızla yükseldiği noktalarda daima endişeye kapılırım. Karşı taraf küçük, sürekli ve kararlı adımlarla ilerlerken ani yükselişler tehlikelidir. Umutlar yükseldiği kadar hızla olmasa da kırılmaya başlar. Bakın kendiliğindenci olmasına rağmen mükemmel bir siyasi baskın yerine geçen Gezi eylemleri nasıl dengelerini bozdu. Ama sonra hemen toparlanıp karşı cepheler açtılar. Her gruba alternatif çıkarttılar.
Siyasette başarı basit tepkilerle elde edilemez, hasmın hiç beklemediği cepheler açmak, onu beklemediği cephelerde savunmaya zorlamak şarttır.
Pekala, bunu yapacak siyasi irade niçin oluşmuyor? Onu da tetkik ediyoruz tabii.
M. Tanju Akad